Şırınga * Abdülkadir Budak

Ateşi kundaklayıp kucağıma verdiler
Oğlum sandım, ormanları dolaştım
Çıktığımda tek bir ağaç bile kalmadı.
Hep çekiç sesleri, çekiç sesleri
Oğlum sandım dövülen bakırları

Bakır her ikimiz de, çekiç hangimiz?
Kim kime uçurum, kim kime kuyu?
Doğrudur bu evin her zaman çekiç
Bakırın bu evde bakır olduğu

Babaydım ben, tecrübeli bir aptal
Hatırlar mısın oğlum en son oyunu?
Bir adayı gemimize doldurduk
Hem gemiden hem de adadan olduk

Oğlum! Oğlum! Kumaş olmaktan çıkma
Ben hep makas olarak kalayım, iyi
Ya da tersi olsun, acıyı sevdik
Yani acılarla biçimlenmeyi

Gökyüzümüz tavan arası kadar
Bastığımız her yer bir iç kanama
Dövül bakır, çekiç yine hünerli
Kesil kumaş, hüküm yine makasta

Oğlum! Oğlum! İkimize gömülüyor nicedir
Hangi evden ölü çıksa mezarlığa değil de
Mutfak salon koridor yara gibi duruyor
Balkon ise yaranın kabuğudur bu evde