Sbs

Geçtiğimiz cumartesi ve pazar günü ?SBS? Seviye Belirleme Sınavları yapıldı. Fen. Anadolu ve Meslek Liseleri?nde okumak isteyen 1.029 404 İlköğretim 8.sınıf öğrencisi bu sınavda ter döktü. Sınavdan çıkan her öğrenci sorularının zorluğundan yakınıyordu. Özellikle soru metinlerinin uzunluğu zaman sorunu yaratıyordu. Haklıydı öğrenciler ve sorular incelendiğinde belli oluyordu. Geçtiğimiz yıl 97 öğrenci soruların tamamını cevaplandırmıştı. Bu yıl soruların zorluğu ve zaman sıkıntısı yaratması tam puan alacak öğrenci sayısının az olacağı beklentisine soktu.
SBS?nın geçen yıl kolay olduğu yüzlerce birinci çıkmasından belli olmuştu. Bu yıl Türkçe soruları biraz kafa karıştırır ve zaman alır gibiydi. Geçen yılın verilerine baktığımızda 23 Türkçe sorusunda Türkiye ortalaması 13.01, Matematikte 20 soruda 5, Fen Bilim?lerinde 20 soruda 6.76, Sosyal Bilimler ?de 20 soruda 9.67, Yabancı Dil?de de 17 soruda 5.84?tü. Bu yıl bu rakamlar, bazı testlerde çok yakın çıkabilir ama Türkçe gibi bazılarında da daha da düşmesi bekleniyor. Türkçe ?de paragraf soruları, Matematik?te geometri sorularını yapan öğrenciler diğerlerinin bir adım önüne geçecek.
Özellikle matematik sorularını çözebilmek için öğrencilerin ilköğretim beş, altı ve yedinci sınıfta öğretilen bilgileri hatırlamaları gerekiyordu. Yani öğrencilerin ön öğrenmeleri çok önemliydi. Matematik testinde yer alan sorular yalnızca 8.sınıf müfredatını kapsamadığı açıktı. Ayrıca bu sınavlar 2013?ten itibaren yapılacak tek basamaklı SBS uygulaması hakkında da fikir veren bir sınav oldu. Artık sınavlar çocuğu bilgi makinesi haline getirmekten uzak sınavlar olacaktır. Sınavda sorulara daha kolay ve doğru cevaplar vermenin yolu sentez yeteneğine sahip, yorum gücü yüksek, anlama bilgisi sağlam olmaktan geçiyor. Türkçe soruları yorumlamaya, akıl yürütmeye yönelik ve müfredata uygun sorulardı. Bu sınavlarda anlama yönelik olan paragraf sorularının içeriği zordu. Paragrafların yoğunluğu, uzunluğu ve çokluğu öğrencilerin zaman kaybetmesine neden oldu. Gelecek sınavlarda bol kitap okumanın önemi daha da belirginleşecektir. Gelecek sınavlar bilgi düzeyine ölçmeden çok yorumlama gücü ve bilgiyi kullanma düzeyine yönelik olacaktır.
Sürekli değişim içinde bulunan dünya, yenilikleri ve gelişmeyi kavrayan, bunun yanında kendi üzerine düşen görevlerin de farkında olan bireylere ihtiyaç duymaktadır. Bir toplumun çağdaş toplumlar düzeyine ulaşması için; bilgilerin, inançların ve duyguların bireylere doğrudan aktarılması yeterli değildir. Günümüzde bireylerden, bilgi tüketmekten çok bilgi üretmeleri beklenmektedir. Mevcut ölçme değerlendirme sistemi de bilgiyi tüketme anlayışa yöneliktir. Çağdaş dünyanın kabul ettiği birey, kendisine aktarılan bilgileri aynen kabul eden, yönlendirilmeyi ve biçimlendirilmeyi bekleyen değil, bilgiyi yorumlayarak anlamın yaratılması sürecine etkin olarak katılanlardır. Gelecek ölçme değerlendirme anlayışı da bu sürece yöneliktir. Yeni bilgiler önceden yapılanmış bilgilerin üzerine bina edilir. Önceki bilgilerin sağlamlığı çok önelidir. Son yıllarda eğitim sistemimize yeni anlayış olarak giren yapılandırmacı öğrenme, var olanlarla yeni olan öğrenmeler arasında bağ kurma ve her yeni bilgiyi var olanlarla bütünleştirme sürecidir. Ölçme değerlendirme de yapılandırmacı öğrenme anlayışına göre yapılacaktır.
Hangi anlayış gelirse gelsin sınavların olmadığı bir eğitim sistemi olması dileğiyle?
***************************************************************
Çocuk bir gün öğretmenine sorar:
Öğrenci: hocam salakla zeki arasındaki farklar nelerdir.
Öğretmen: salaklar her zaman kesin konuşur ama zekiler daima şüphecidir.
Öğrenci: emin misiniz hocam?
Öğretmen: kesinlikle…