Prof. Dr. Alpaslan Işıklı Hocayı Uğurlarken… * Kemal Kocabaş

Prof. Dr. Kemal Kocabaş
13 Temmuz 2013 Cumartesi akşamı arkadaşlarımla Özdere Can Balık Restorandayız. 16 Ağustos 2013 günü Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) olarak yapacağımız 3. Özdere Buluşması için işletme ile görüşüyoruz. Geleneksel hale gelen bu buluşmalara yakın çevrede yaşayan dostlarımız, üyelerimiz, Köy Enstitülüler katılıyor.

Buluşma; şiirlerle, türkülerle, zeybeklerle bir kültürel imece, dayanışma üretilmesini sağlıyor. Görüşme sonrası yemekteyiz. Arkadaşlarla Gezi Parkı sonrası ilericilerin yerel yönetimlere bakışı, gençleşme, yenilenme penceresinden ne olmalı? tartışması yapıyoruz. Bu sırada telefon çaldı. Arayan YKKED-Manisa Şubesi Başkanı arkadaşımız İsmail Öğretmen idi. Alpaslan Bey ile Seferihisar'da aynı yazlıktaydılar.

Bize Alpaslan Beyin denizde geçirdiği bir kalp krizi ile aramızdan ayrıldığını bildiriyordu. Masada derin bir sessizlik. Sonra bazı arkadaş gruplarımıza haber verdik. Şok olmuştuk. Alpaslan Hoca bizim tüm Özdere buluşmalarında aramızda olmuş ve ufuk açıcı konuşmalar yapmıştı. 3. buluşmada da beraber olacaktık. Arkadaşlarla kalktık, gece Seferihisar Devlet Hastanesine gidip değerli eşi Zerrin Hanıma başsağlığı diledik. Gece geç vakit eve döndüğümde Sayın Işıklı'yı kaybetmenin acısını yaşıyordum.

Işıklı Hocayı son 30 yıldır kitaplarıyla, yazılarıyla ve konferanslarıyla hep izlerim. Alpaslan Hoca toplumsal sorumluluğunu, aydın olma sorumluluğunu hiç bırakmayan bir akademisyendi. İşçi sınıfının sendikal mücadelesine yönelik kitapları emek dünyasının önemli kazanımlarıdır.

Alpaslan Hocayla ortak tarafımız 12 Eylül faşizmi, tarafından üniversiteden uzaklaştırılmamızdır. Ben iki yıl sonra, Hoca altı yıl sonra üniversiteye yargı yoluyla dönebildi. Işıklı Hoca 12 Eylül sonrası YÖK'e karşı mücadelenin önemli isimlerindendi. Demokratik ve özerk üniversite kavgasının önemli bir ismi olarak üniversitenin piyasa, din gibi her tür erkin etkisinde olmasına itiraz ederek üniversitenin özgürlüğünü savundu. Alpaslan Hoca sakin, sade bir insandı. Konferanslarını fıkralarla süsler, izlenir kılardı. Hocanın çizgisi Gezi Parkı eylemleriyle de ortaklaşılan bir çizgiydi. O katıksız bir Cumhuriyetçi, sosyalistti, aydınlanmacıydı. Tıpkı Fakir Baykurt gibi, Köy Enstitülüler gibi.

Alpaslan Hoca ile YKKED imecesinde de beraber olduk. Yeniden İmece dergisine yazılar gönderirdi. Balçova Belediyesi ile birlikte 25-26 Şubat 2011 tarihlerinde İzmir'de düzenlediğimiz Hasan-Ali Yücel Sempozyumunda “Emperyalizm, Küreselleşme ve Eğitime Yansımaları” başlıklı bir bildiri sunmuştu.

Üç gün boyunca hep beraber olmuş, bildirilerin kitaplaşmasından çok mutlu olmuştu. 6 Mart 2013 tarihinde İzmir'de müdürlüğünü yaptığım Dokuz Eylül Üniversitesi Köy Enstitüleri ve İsmail Hakkı Tonguç Araştırma ve Uygulama Merkezinin (KETAM) siyasal iktidarın üniversiteleri tümüyle piyasaya bırakmak amaçlı hazırladığı üniversiteler yasasına yönelik “Üniversiteler ve Yeni Arayışlar” başlıklı bir panel düzenlemiştik. Bu panele ilk çağıracağımız isim tabii ki Alpaslan Hocaydı. O gün sabah Sayın Işıklı'yı ve arkadaşımız Sayın Prof. Dr. Nejla Kurul'u havaalanından almıştım.

Panele zaman vardı. Urla İskele'de iki saat süren espri dolu, yakın Türkiye tarihi tartışmaları enfes bir öğle yemeği menüsü ile buluşmuştu. Sonra keyif ile Alsancak'ta panelde beraberdik. Hoca bize söz vermişti.

Konuşmasını dergiye gönderecekti. Bir ay sonra Alpaslan Hocamın “YÖK Taslağının Düşündürdükleri” başlıklı makalesi bilgisayarımdaydı ve Yeniden İmece dergisinin 38. sayısında da onurla yayımlamıştık. İzmir'deki panel sonrası vedalaşırken yazın Ağustos'ta 3. Özdere Buluşmasında görüşelim dedik. Ama olmadı…

Olsaydı “Türkiye'de neler oluyor” başlığı ile ilginç bir konuşma yapacağından emindim. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği olarak 16 Ağustos'taki 3. Özdere Buluşmasını Sayın Prof. Dr. Alpaslan Işıklı'ya Armağan edeceğiz ve Hocanın 73 yıllık onurlu yaşamından katılımcılara kesitler sunacağız.

Kaybı sonrası basında dostlarının açıklamaları oldu. SBF'den dostu, arkadaşı Prof. Dr. Korkut Boratav “50 yıllık mücadele arkadaşım, meslektaşım, yol arkadaşımdı… Dünya görüşlerimiz, Türkiye'ye ve dünyaya bakışımız büyük ölçüde müşterektir. Dirençli, doğru bildiğini savunan , aydınlık Türkiye'nin birikimine önemseyen bir aydındı. Kemalizmin Türkiye toplumuna getirdiği dönüşümü kavramış ve bunu sonuna kadar savunan, solu, sosyalizmi benimsemiş değerli bir arkadaşımızdı. Çok önemli bir kayıp” diyerek Işıklı Hocayı selamlıyordu.

Işıklı Hoca, 17 Temmuz günü Ankara'da sonsuzluğa uğurlanacak. 1940 yılında Amasya'da başlayan 73 yıllık onurlu yaşamı bize hep ışık olacaktır. Onun yaşamı, sosyal politikalar, çalışma yaşamı, öğretmen sendikacılığına, demokrasi mücadelesine katkısı, ülkesinin aydınlık geleceğine dair sorumluluklarını hiç unutmayan bir öğretim üyesi olarak hep onurla anımsanacaktır. İşçi sınıfı, öğretmenler, Gezi Parkı çapulcuları, üniversiteliler, aydınlar, Köy Enstitülüler ülkenin tüm ilericileri onu unutmayacaklardır.