Özgürlüğü Kadının En Temel Hakkıdır

8 Mart…Sabahki çelenk törenine hiçbir siyasi partinin il başkanı katılmadı.
Ne sayın Valimiz, ne Vali Yardımcılarımız, ne Belediye Başkanımız ne de eşleri,ne de Rektörümüzü görebildik yanımızda.Oysa ki desteklerine ne çok ihtiyaç vardı…
Yalnızca CHP Belediye Başkan adayı Özgür ÖZEL törende yerini aldı.
Manisa Barosu Başkanı Fadıl ÜNAL taaa Akhisar’dan kalkıp gelmişti.
AK Parti ve CHP Kadın kolları haricinde siyasi partilerin kadın kollarından yoğun katılım göremedik.Fakat Yerel Gündem 21 Kadın Meclisi, Türk Kadınlar Birliği, Türk Kadınlar Konseyi, Yardımseverler Derneği, Lions Derneği dahil birçok Kadın Sivil Toplum örgütü tören alanındaydı.
Emekçi kadınlar gününün önem ve anlamı anlatılmamış, bunu sadece televizyondan duyan köylü,işçi emekçi kadınlarımız ve ev kadınlarımız da tören alanında yoktular. Bu dünyada iki cinsin var olduğu fakat bu cinslerden birinin ötekine egemen tavır sergilediğini ve eşitlik mücadelesi vereceklerini gösteremediler.
Yerel seçimler yaklaşırken Başkan adaylarının mektup gönderme ve çiçek dağıtma gibi güzel jestleri oldu fakat törene bizzat katılarak konunun önemini gönülden duyduklarını gösterebilseler daha güzel olabilirdi.
Yine de tüm hatırlayıp da kutlayan ve duyarlılık gösterenlere yeryüzünün gerçek emekçileri olan kadınlar adına teşekkürler ediyoruz.
* * *
Bu gazete sayesinde kadın haklarını ve eşitlik temasını zaman zaman gündeme getirme fırsatım oluyor.Tören alanı ve katılım oranı ile açıklanmasa da Manisa genelinde bir kadın hakları duyarlılığı geliştiğini gözlemleyebiliyorum.
Buna rağmen kadın haklarının ülke ve ilimizdeki gelişimi sıfır noktasına yakındır hala…
Nasıl mı?Ne emeğine saygı vardır kadının ne kendisine…
Mal mülk hala kocaların üzerine olmaya devam ve üstüne kadın da hala erkeğin mülklerinden birisi gibi görülmeye devam ediyor.
Erkeğin namusu olarak algılanıyor ve bu yüzden her türlü kısıtlamaya maruz kalıyor da zaman zaman bedelini canı ile ödüyor.Bu yüzden kadının cinsiyet hariç erkekten hiçbir farkı olmadığı zihinlere yerleşemiyor bir türlü…
* * *
Bütün dinler kadını bir günaha sokan varlık olarak saymaya devam ediyor.
Bunun acısını çeken kadınlar sokağa örtünmeden çıkamıyorlar. İslam ülkesinde erkekler birden fazla kadınla evlenebilirken(hatta kralsa 20-30 olabiliyor) kadının cinsel hakları hiçe sayılıyor. Vatikan resmi gazetesi şunu yazabiliyor: Kadınları en çok ne özgürleştirdi? Bazıları doğum kontrol hapı dese de, aslında onları en çok çamaşır makinesi özgürleştirdi. "Bilmiyor ki özgürlük makinayla falan olmaz, kafayla ilgili boyutu daha önemlidir.
* * *
Fransa Adalet Bakanı Fas kökenli bir Fransız’dır.Yakınlarda doğum yaptı ve çocuğunun babasını medyanın tüm baskısına rağmen açıklamadı. Biz de olsa asla bakan olma fırsatı verilmeyeceği kesin olan Rachida Dati ne dedi biliyor musunuz? ”Babaya, kızına ve bana saygı gösterilmesini istiyorum.Ben de geleneksel bir aile kurmak isterdim ama hayat kararını böyle verdi.”
Aynı bakan doğumunun son zamanlarına kadar çalıştı ve doğumdan 4 gün sonra da işine başladı.Feministler tarafından “doğum izni hakkımıza zarar veriyor diye eleştirilen bakan “Sağlığım elverdi, işimin başına döndüm. 43 yaşındayım ve yorgunluk hissetmedim diyemem. Önemli bir koltuk işgal ediyorum ve doktorlar izin vermese dönmezdim. Ama bana göre özgürlüğü kadının en temel hakkıdır” dedi.
Dati, bakanlığı süresince kökeninden ötürü hiç ırkçılığa maruz kalmadığını ama kadın olarak ayrımcılığa tabi tutulduğunu aktardı.
Dati, kendisine entrikacılığın yanı sıra asabi ve hırçın sıfatlarının da yakıştırıldığına işaret ederek, “Bunlar hep kadınları hedef alan suçlamalar, erkeklere böyle dendiğini hiç duydunuz mu?” dedi
* * *
Fansız Adalet Bakanı haklı olarak ayrımcılıktan yakınıyor fakat ben bize dönüyor ve tekrar sorup cevap arıyorum. Babasının kimliğini açıklamayan hamile bir kadın bakan olma fırsatını elde edebilir mi?
Kendisine saygı gösterilir mi? Kendisine ne gözle bakılır? Eğitimi ve birikimi hiçe sayılır mı?
Hatta ve hatta böyle biri siyasete atılmaya cesaret gösterebilir mi?
Ya da birgün gösterebilecek mi?
Bu eğitimsizlik, bu kültür fakirliği, bu okuma ve anlama yoksulluğumuzla umutsuzluk taşıdığımı söyleyebilirim. Mücadele için daha çok aydın kadına ve erkeğe ihtiyaç var. Sadece bildiğim bu.