Osmanlı Gitti Geri Dönemez

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ?Güneş enerjisinden daha fazla yararlanmak? gerekçesini ileri sürerek kamu emekçilerinin çalışma sürelerinin gün doğumundan, batımına olması gerektiğini buyurdu.
Yasalara bakanda olsanız uymanız gerekir. Mevcut iş yasası çalışma süresini haftalık 45 saat olarak belirlemiştir.
Çoğu ülkede bu süre 35-40 saatlere çekilmiştir. Emekçiler haftalık 30 saatin mücadelesini vermektedir.
Son zamanlarda bazı bakanlar aklına geleni, konuşulması gereken yerlerde değil de; basın önünde açıklamayı usul haline getirdi.
Kamuoyu tepkisi oluşunca da, bir diğer bakan, ??Hükümetimizin gündeminde böyle bir çalışma yok?? diyerek bir diğerini yalanlamaktadır.
Taner Yıldız, ?Bazı ülkeler gün ışığına bakarak çalışıyor. Biz de böyle çalışsak yaz saati ayarlamasına gerek kalmayacaktır. Yaz saatiyle 600 milyon lira tasarruf sağlıyoruz. İnsanların üzerinde bıraktığı, psikolojik etki ve verimlilik açısından mesai saatlerinin erkene alınmasından yanayım. Bu dönem gün ağarması 06:20?de ise, saat 07:30?da mesai başlamalı. Amerikalı aynı saatte işe başlıyor da bizde neden böyle olmasın? Kültürümüzde de böyle şeyler var. Tahtakale?de, Konya?da, Kayseri?de, Van?da bir esnaf sabah 06:00?da dükkan açıyorsa, devlet dairelerinde de mesai başlayabilir. Cumartesi günleri de çalışma başlamalıdır. Ağrı?da seçimlerde sandığı bir saat erken açıyorsam niye işyerini de açmamayım?
Bunu bakanlar kuruluna önereceğim. Yılda 3 milyar kilovat saat, altı yüz milyon lira tasarruf ederiz. Türkiye hak etmediği bir refah seviyesini 1970?li yıllarda peşin satın almış oldu. Bu doğru bir yaklaşım değil. Biz niye daha çok çalışmayalım?? dedi.
MUSİAD, bakanın açıklamasını yerinde bulmuş. İşverenlerimiz açlık sınırının çok altında bir asgari ücreti de emekçiye uygun görür.
Köleci toplumda bile köle sahibi, tarlasında çalışan kölenin barınma, giyinme ve yiyecek sorununu üstlenirken, bugün vahşi kapitalizm çalışma için gerekli enerjiyi bile karşılamayı üstlenmekten kaçınmaktadır.
Bakan bir şeyin farkında değil. Emekçiler günlük 8 saat çalışma hakkını, hediye olarak değil, diyetini ödeyerek elde ettiler.
Bakanın örnek verdiği Avrupa ve Amerika?ya bakalım. 18. yüzyılda günlük çalışma süresi, bakanın bugün önerdiği gibi 14-16 saat, kimi zaman da 18 saate dayanıyordu. İşçilerin örgütlenmesini engellemek için; 1791?de Fransa, 1799?da İngiltere yasalar çıkardılar.
İşçiler uzun mücadeleler sonucu yasakları kaldırttılar. 1824?de İngiltere, 1884?de Fransa sendikaları yasal olarak tanıdı.
1847 yılında Fransa?da ortaya çıkan ekonomik bunalım nedeniyle, 1848 yılında halk ayaklanarak cumhuriyeti ilan etti.
İşçilerin ?sosyal cumhuriyet? istemi, binlerce işçinin çocuk ve kadın demeden katledilmesiyle engellendi.
1864 yılında İngiltere?de I.Enternasyonal kuruldu. 1866 yılında I.Enternasyonal Cenevre Kongresi?nde 8 saatlik iş günü çağrısı yaptı.
1877 yılında Amerika?da işçilerin ücretlerinin düşürülmesini protesto ve 8 saatlik iş günü isteyen işçiler, eylemlerini yoğunlaştırdılar. Direniş demiryolu işçilerinin 12 ölü vermesiyle bastırıldı.
1 Mayıs 1886 tarihinde, Amerikan işçileri genel greve çıktı. 80.000 işçi, 8 saatlik iş günü için direnişe geçti. 3 Mayıs?ta yüzlerce işçi açılan ateşle katledildi.
Olaylar sonunda Parson, Spies, Fischer ve Engel isimli işçi önderleri idam edildi.
1888 yılında Amerikan işçi federasyonu, 8 saatlik iş günü hakkı kazanılıncaya kadar 1 Mayıs?larda kitle gösterileri düzenleme kararı aldı.
1919 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü?nün Kuruluş Kongresi?nde, 8 saatlik işgünü karara bağlandı.
?Memur Cumartesi günü de çalışsın? diyen bakana yanıt, 40 ülkede yapılan araştırma sonucundan şamar gibi gelmiştir.
Türkiye 40 ülke arasında, ?memnuniyet listesinde? 32. sırada yer almıştır. Çalışma saatlerine göre de, Türk emekçisi daha çok çalışmaktadır.
Bakan, ?Kültürümüzde bu tür şeyler var? diyerek, doğru söylemiştir.
1876 yılında Osmanlı döneminde çıkarılan ve 1926 yılına kadar yürürlükte kalan, İslam dünyasının ilk Medeni ve Borçlar Kanunu olarak bilinen Mecelle?de; çalışma saatleri gün doğumundan, batımınaydı.
1926 yılında çıkarılan Medeni Kanunla; çok şeye ihtiyacı olan Genç Cumhuriyet, 8 saatlik iş gününü kabul etmiştir.
Tarih geçmişten ders çıkartmayı gerektirir. Yoksa sizin için tekerrürden ibaret gibi görünür.
Tavsiyem; hiç yeltenmeyin, elinizde patlayan bomba olur, gelir sizi vurur