sana buralardan mendiller dolusu sevinç
gönderemem gül,
oyalar yok mendilimde
-yaşamım gerilimler alanı
ne korkunç ne saçma
harfler kazıyorum taşa ve çeliğe-
sana buradan kendime okuduğum şiirleri
gönderemem gül,
yalnızım, sözcükler kazınamıyor boşluğa
-o mavi kent yandı
sokaklarında delikanlılar güreşmiyor artık
kızları yok ki camlarına bakılsın-
sana buradan kıyılar dolusu martı sesi
gönderemem gül,
martılar aykırı denize de
-yağmurda yürüyen durmadan ve kaçak
aşklara sığınan o çocuk
duyarsız bir haki yığını, kül belki-
sana burada aysel?in hüznünü de
gönderemem gül
yorgun gözleri buğulu camlarda onun da
-yağız atlar üzere esintiydi zaman
cumartesi ve pazar cumartesi
hiç varılamayan menzil, akmayan bu işte