Medeni Kanun * Bedriye Aksakal

AKSAKAL'CA
06.02.2013 / 00:00
87 yıl önce 17 Şubat 1926?da TBMM Medeni Kanunu kabul etti. Geçmişe doğru yolculuk yaparsak, Osmanlı Devleti kanunlarında, erkeğin üstünlüğüne dayanan bir düzeni görüyoruz. O dönemlerde, aile yaşamında, özellikle mirasta, şahitlikte ve buna benzer konularda, erkeklerin daha fazla hakkı vardı.
Laik hukuk anlayışı ise bu farklılığı ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle dini kurallara göre düzenlenmiş olan MECELLE adlı kanun kitabı, Türkiye Cumhuriyeti?nin medeni kanununu oluşturamazdı..
İsviçre Medeni Kanunundan yararlanarak hazırlanan kanun yürürlüğe hemen girdi.
Bu arada kanun çıkar çıkmaz, topraklarımızda yaşayan Ermeniler, Yahudiler ve Rumlar birer ay ara ile dilekçe vererek; ?artık medeni hukuk bakımından ayrı bir muameleye tabi olmak ihtiyacını duymadıklarını, dini düşüncelerden tamamiyle soyutlanmış esasların kabul edilmesi üzerine, gayri Müslim cemaatler için ayrı hükümler konmasına gerek olmadığını ? yeni medeni kanununun, kendilerine de uygulanması için Adliye Vekaletine dilekçe ile bildirmişlerdir.
Bundan da şunu anlıyoruz. Yüzyıllar sonra topraklarımızda hukuk birliğini nihayet sağlandığıdır. Farklı dini hukuk kurallarına bağlı olmanın azınlıklara getirilen tüm imtiyazlar böylece kaldırılmıştır.
Medeni hukuk; Hıfzı Veldet Hocamızın tanımı ile: insanların şahıs, aile, miras, eşya, borç ilşkilerini tanzim eden bir hukuk alanıdır. Medeni hukuk, ferdin doğumundan ölümünden sonraya kadar, özel hukuk bakımından önemli olan bütün hayat münasebetlerini düzenlediği için de insan hayatındaki büyük bir yeri vardır.
Dini hukuktan tüm laik ve dünyevi hukuka ancak, Cumhuriyet?ten ve bilhassa MK?nun kabulünden sonra geçilebilmiştir. Onun için de her yıl törenlerle kutlanmaktadır. Diğer herhangi bir yasanın kabulü ile kıyaslanmayacak bir öneme sahiptir.?
Yeni Türk Medeni Kanunu?na göre:
Ekonomik, sosyal, hukuk alanında kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip olmuştur.
1930?da Türk kadını Belediye seçimlerine ,
1933?te muhtarlık seçimlerine,
1934?te milletvekili seçimine kavuşmuştur.
Evlenme- boşanma- miras- velayet hak ve fiil ehliyeti gibi konularda kadın- erkek eşitliği sağlanmıştır.
Tek eşlilik usulü ve medeni nikah usulü de getirilmiştir.
Laik hukuk anlayışı toplumun her kesiminde uygulanır hale gelmiştir.
Bu kanun kadın- erkek tüm vatandaşların aynı haklara kavuşmasını sağlamıştır.
Yeni Türk Medeni Kanunun 124. maddesi kadın ve erkek için evlenme yaşında eşitlik getirmiştir. On yedi yaşını dolduramadıkça evlenemezler.
Özgürlüğe kavuşan kadınlarımız diyoruz. Bu gün yüzde kaçı bu haklarını biliyor diye düşündüm..
Hala bazı bölgelerimizde çocuk yaşta anne olan kız çocuklarımız var.
Hala berdel ile satılan kız çocukları var.
Hala kadınlarımız tecavüze ve tacize uğruyor.
Yapılan bir araştırmaya göre erkekler 2012?de 165 kadını öldürdü(bilinen) 150 kadına tecavüz etti.
Medeni Kanunundaki hakları kullanabilmek için küçük yaşta erkek- kız çocuğu demeden tüm çocuklarımızı özellikle aileleri eğitmek gerekir. Eğitim seviyesi arttıkça bu sorunlarda ortadan kalkar.