Köy Enstitüleri,tonguç ve Usta Öğretici Hasan Çakı Efe

Köy Enstitüleri, Tonguç ve Usta Öğretici Hasan Çakı Efe Bergama Kermesindeydi?
23 Haziran 2011 günü Bergama Belediyesi?nin düzenlediği Bergama Kermesindeydik. Bu yıl 75. kez düzenlenen kermes kapsamında ?İsmail Hakkı Tonguç ve Köy Enstitüleri Işığında Eğitime Bakış, Köy Enstitüleri Usta Öğreticisi Bergamalı Hasan Çakı Efe? konulu panelde Köy Enstitülü öğretmen Halil Vural ve tarihçi arkadaşım Mithat Kadri Vural ile birlikte konuşmacıydık. Bergama Kermesi; antik Asklepion?daki konserler, tiyatro gösterimleri, şehir merkezinde eğlenceler, ülke ve dünya sorunlarına ilişkin söyleşiler, farklı kültür sanat etkinlikleriyle dolu dolu 22 Mayıs-26 Haziran 2011 tarihleri arasında yoğun bir programla donatılmıştı.
Söyleşi Saat 18.00?de Gülpark Amfi Tiyatrodaydı. Söyleşi konusu anahtar kelimeleri ?Bergama Kermes, Tonguç, Köy Enstitleri ve usta öğretici Kozak?lı Hasan Çakı Efe? idi. Bergama Kermesinin altında Mustafa Kemal imzası vardı. 13 Nisan 1934 tarihinde Mustafa Kemal Bergama ziyaretindedir. Halkevinde yurttaşlarla görüşür ve daha sonra Asklepion?u ziyaret etmiştir. Asklepion çıkış
ında İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa ve yanındakilere ?Efendiler, şu an içinde bulunduğumuz bu yer, dünyada eşi bulunmaz asarı atikaya sahip bir yurt köşemizdir. Fakat tanınmamak, duyulmamak, görülmemek ve unutulmuşluğu ile tarihin karanlığına saplanıp kalmış. Böyle olmaz, burasının dahilde ve hariçte kendini tanıtması lazımdır. Bu müstesna yurt köşemizin insanları bir panayır, bir şenlik yaparak kendini tanıtma gayreti vermeli? diyerek Kazım Dirik?e gerekli direktifleri verir. Daha sonra da İzmir Valisi olan Fazlı Güleç bu çalışmaları yerine getirir. İlki 1937? de yapılan Cumhuriyetin ilk festivali olan kermes hiç kesintiye uğramadan, İkinci Dünya Savaşı ile ekonomik ve siyasal çalkantıların en yoğun olduğu yıllarda bile ara vermeksizin sürdürülmüş. Bergama Belediyesi 75 yıllık Kermesin öyküsünü ?Kermeslerle Bergama?nın Yakın Tarihi? adlı görsellerle donatılmış 374 sayfalık iyi hazırlanmış bir eseri 75. Yıl Kermesinde yayınlayarak çok önemli bir kültürel yapıta imza atmış.
23 Haziran 2011 günü Köy Enstitüleri tarihinde önemli bir kaybın yıldönümüdür. Köy Enstitülerinin kuramcısı, uygulayıcısı ve tüm enstitülülerin ?Tonguç Babası? 23 Haziran 1960 tarihinde aramızdan ayrılmıştı. Tonguç; eğitimi bir insanlık hakkı olarak bakan ilerici bir Cumhuriyet eğitim devrimcisiydi. 17.300 yoksul köy çocuğunun hayatını ?sanat, demokrasi, insan ve iş eğitimi? zenginlikleriyle donatılmış enstitü eğitiminden geçirerek dönüştürmüş, anlamlaştırmıştır. Dünya eğitbilim zenginliğine de ?Köy Enstitüleri Deneyimini? hediye etmiştir. Köy Enstitüleri; kültür, iş, sağlık, müzik, spor ve toplumsal sorumluluk okulu gibi pek çok görevi üstlenen eğitim kurumları olmuşlardır. Ya şimdi? Tam bir iflas? 2011 yılında ülkemizde ortalama eğitim süresi 6.5 yıl? Eğitime artık bir insanlık hakkı olarak bakılmıyor? Eğitimde paradigma değişimi yaşanıyor. Yeni paradigma piyasa ve dinselleştirme? Eğitimin laik, demokratik ve bilimsel doğası her geçen gün örseleniyor?Nitelikli öğretmenin yetişmiyor ve çalışan öğretmenler de toplumsal heyecanlarını kaybetmiş, kendi içine kapanmış?Ülkedeki 2011 eğitim fotoğraflarının özeti; niteliğini kaybetmiş, dönüştüremeyen, bir farkındalık üretemeyen eğitim sistemi?
Yücel ve Tonguç?un kurduğu enstitülerde öğrenciler iş eğitiminden geçiyor. Yaparak, yaşayarak öğrenmenin tüm güzelliklerini üretiyorlar. Beyinde öğrenilen, içselleşen bilgi elde işe dönüşüyordu. Kızılçullu ve Savaştepe Köy Enstitüsü öğrencileri tarih, sosyal bilgiler derslerinin çoğunu Bergama ve Efes?teki ören yerlerinde ellerinde kalem ve defterlerle notlar alarak yapıyorlar. Arşivimizde Kızılçullu ve Savaştepe öğrencilerinin 1939-1946 yılları arasında ören yerlerindeki öğrenme meraklarını, coşkularını ortaya koyan görsel hatıralarla doludur. Kızılçullu ve Savaştepe Köy Enstitüsü öğrencileri ayrıca Efes ve Bergama?da Kral Oipidus oyunlarını halka sergileyerek aynı zamanda enstitülerin bir ?Kültür Okulu? olduğu gerçeğini hayata geçirmişlerdir.
Savaştepe Köy Enstitüsü çıkışlı emekli öğretmen Sayın Yaşar Ertem damadı, arkadaşım Prof. Dr. Cengiz Çelikoğlu araclığla Haziran başında bana Öz yaşam öyküsünü içeren ?Yeşilköylü Koca Çınar? adlı kitabı imzalayarak göndermişti. Kitabın 26. Sayfasında Bergama Kermesi ile ilgili bir anıyı Bergama?da panelde izleyicilerle paylaştım. ?1945 yılıydı? Son seneye geldik. Okulun bitmesine iki ay kala bizleri Bergama Kermes Şenliklerine götürdüler. Soma?ya kadar trenle gittik, oradan yaya olarak iki günde Bergama?ya ulaştık. Orada Cumhuriyet İlkoku?nda konakladık. Savaştepe Köy Enstitüsü öğrencilerinin Bergama?ya geldiğini duyan Devlet Sanatçısı Mahir Canova, biz öğrencilerin de açık hava tiyatrosunda sergilenen temsillere katılmamızı istemiş. Kral Oidipus sahneye konulacakmış. Ben ve Mehmet Demirli arkadaşımıza, konuşması olmayan, karalın kapısındaki bekçiler rolü verildi. Bize verilen kiyafetlerle iki oyun kapıda bekçilik yaptık.? Bergama ve Efes Kermesleri o yıllarda Köy Enstitülülerle bir başka zengin ve bir başka anlamlıydı. Yaşar öğretmenin kitabını okurken Savaştepe?deki çok önemli yaşanmış bir eğitim kahramanlığını da anımsadım. 1943 yılında Savaştepe Köy Enstitüsü müzik öğretmensiz kalmıştır. Bir çözüm aranır. O yıllarda Muzaffer Sarısözen radyoda Saat 15.00?te ?Bir türkü öğreniyorum? adlı bir program yapmaktadır. Enstitüde sadece eğitim başı Zeki Tunaboylu?nun evinde eski büyük pilli, zor taşınan radyo vardır. Çözüm bulunmuştur. Her sınıftan kulağı en iyi ikişer öğrenci bulunur. Hergün saat 15.00?de Zeki Tunaboylu?nun evinin penceresinin önüne sıralar taşınır. Saat gelince pencere ve radyo açılır. Bir saat içinde öğrenciler türkü sözlerini yazarlar, türküleri öğrenirler ve sonra da sınıflarda arkadaşlarını öğretirler. Öğrenciler çok yaratıcı bu projeyle yaklaşık 10 türkü öğrenir. Yaşar öğretmen kitabında ilk öğrendikleri türkünün ?Çiğdem Der ki Ben Alayım, Yiğit Başına Belayım? olduğunu ifade eder.
Hasan Çakı Efe Bergama Kozak Köyünden, yetenekli, zeybek oyunlarını çok iyi oynayan ve bunları önceleri Bergama Kermeslerinde büyük bir beğeni ile sergileyen bir yerel halk oyuncusu. 1938 yılında yapılan 2. Kermesin broşüründe gazeteci Orhan Rahmi Gökçe Hasan Çakı Efe için ?? Zeybekleri daha yakından görmeye gidiyorum. Ve gözlerim bu oyuncuların en ustası, zeybeklerin en incesi Çakı Hasan?ın kollarının arasından ta karşiki dağın tepesine iri bir kartal gibi konmuş olan Akropol?e dikiliyor. Hasan oynuyor ve ben, onun göklere doğru uzanan kolları arasından bu defa Kleopatra?yı görüyorum? diyerek anlatır. Hasan Çakı Efe önce Bergama Halkevinde ?Milli Oyunlar Öğretmeni? olur. Daha sonraları Hasan Çakı Efe?nin Bergama Kermeslerindeki performansı Kızılçullu Köy Enstitüsü yöneticileri tarafından hemen değerlendirilir. Tıpkı Aşık Veysel gibi ?Usta Öğretici? olarak enstitüye alınır. Efe Kızılçullu?da hergün sabah saat 6.00 da efe giysileriyle enstitü meydanındadır?Yaklaşık bin öğrenciye davul-zurna eşliğinde bildiği 18 zeybeği öğretir. Topluca oynanan Bengi, Harmandalı, Arpazlı ve diğer zeybeklerin öğrencilerde ortak kollektif ulusal bir kültür ürettiği açıktır ve bu anlamda bir enstitü kazanımıdır. Halk oyunları eğitim dizgesinin çok önemli bir dersidir artık. Çakı Efe; daha sonraları Savaştepe, Arifiye, Ortaklar, Hasanoğlan ve Düziçi Köy Enstitülerindeki öğrencilere bu zeybekleri öğretir. Oğlu Feyzullah Çakı da Kızılçullu Köy Enstitüsünden öğretmen olarak mezun olur.
Tonguç ve Yücel emeği olan Köy Enstitüleri Hasan Çakı Efe ve Aşık Veysel gibi ulusal kültürümüzün çok önemli isimleriyle ulusal ortak bir kültürün oluşumuna çok anlamlı, değerli katkılar sağlamıştır. Onların yurtseverlikleri ve aydınlanma dünyamıza kattıkları unutulmayacaktır.