Homo Sapiens Atatürkus

GEÇENLERDE sordum kendime; “Ben neyim?” diye. Karar veremeyince, Türkiye’deki bazı insanları inceledim. Milliyetçiyiz diyenlere baktım; ben milliyetçi değilim. Halkçıyız diyenlere baktım; ben halkçı değilim. Devletçiyiz diyenlere baktım; ben devletçi değilim. Devrimciyiz diyenlere baktım; ben devrimci değilim. Cumhuriyetçiyiz diyenlere baktım; ben cumhuriyetçi (özellikle de ikincilerden) değilim.
Laiğiz diyenlere baktım; ben laik değilim. Dindarız diyenlere baktım; ben dindar değilim. Demokratız diyenlere baktım; ben demokrat hiç değilim!
İşin kötüsü, tam “Ben Atatürkçü de değilim” diyecektim ki, Atatürk’e baktım. Bakmakla de yetinmedim; açtım, okudum, inceledim, araştırdım.
Ve anladım ki, ben Atatürk’çüymüşüm. Evet; ben Atatürk’çüyüm. Atatürk milliyetçisiyim; Atatürk devrimcisiyim. Atatürk’ün tarif ettiği biçimde halkçıyım, devletçiyim, cumhuriyetçiyim, laiğim, dindarım ve demokratım.
¡ ¡ ¡
Ve biliyorum ki, benim gibi düşünen ve hisseden milyonlarca insan var. Bizler, insan (Homo sapiens) türünün “Homo sapiens Atatürkus” alt türü olarak adlandırılabiliriz belki de… Ortak özelliklerimiz akıl ve bilimi rehber edinmek, ülkümüzse çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak, hatta aşmak. İnsanları etnik kimliklerine, dini inançlarına, siyasi düşüncelerine veya sosyo-ekonomik durumlarına göre bölmeyiz; aksine bir araya getirmeye çalışırız.
Eskiye oranla daha sessiz yaşamamızı alt türümüzün yok olmaya yüz tuttuğu şeklinde yorumlayanlar yanılıyorlar. “Homo sapiens Atatürkus” nüfusunda hiçbir azalma yok, çünkü Atatürk bizim genlerimizde yazılı, hatta kazılı…
Ne olduğuma karar verince rahatladım; sizlere de öneririm…
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, ulgenok@ulgenok.net)