Hem Sokak Köpekleri,hem İnsanlar Korunabilir Mi? * Ülgen Zeki Ok

22 Eylül 2012, 20:34
Yıllardır çözümünü aradığım bir soru(n) bu… Ve sonunda bulduk, galiba.
Hem bir hayvansever olmak, hem de bir bilim insanı olarak, özellikle sokak köpeklerinden insana bulaşan kistik ekinokokkoz (kist hidatik) enfeksiyonu üzerinde çalışmak zor! Bir yanın sokak köpeklerinin özgürce yaşamalarını istiyor; diğer yanınsa tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sokakta köpek bulunmasına izin verilmemesi gerektiğini söylüyor…
Bu iki yanımı nasıl uzlaştırdığımı anlatayım…
Kistik ekinokokkozun Türkiye'deki durumunu araştırdığımda bilim insanı yönüm ağı basıyordu. Manisa ilindeki ilköğretim çocuklarında örneklem çıkararak yaptığımız araştırma, her 675 ilköğretim öğrencisinin birinde kistik ekinokokkoz bulunduğunu gösteriyordu. Elazığ ilinde ise bu oran 415 öğrencide bir olarak bulundu. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, ülkemizde 2008-2012 arasındaki dört yılda 32 bin 261 hasta bu enfeksiyon nedeniyle tedavi görmüş, 12 bin 556 hastaya ise cerrahi uygulanmıştı. Enfeksiyonun görülme sıklığı yaşla birlikte arttığından, Türkiye'de yaklaşık her 200-250 kişiden birinde kistik ekinokokkoz enfeksiyonu bulunduğunu tahmin edebiliyorduk. Yani enfeksiyon, Türkiye için kesinlikle son derece önemliydi…
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Parazitoloji Çalışma Grubu olarak, Türkiye Parazitoloji Derneği işbirliğiyle, ilkbaharda Manisa'da gerçekleştirdiğimiz Kistik Ekinokokkoz Sempozyumu'nun ardından çeşitli dernek ve kuruluşlarla işbirliği kararı aldık.
İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu Başkanı Şerife İnci Eren, Kurul Üyesi ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan'ın düzenlediği bir toplantının ardından, başta Yard. Doç. Emre Cumalıoğlu olmak üzere, Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri ile çalıştık. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu üzerinde bir değişiklik tasarısı hazırladık ve köpeklerin öldürülmeden, iyi koşullarda yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacak koşulları elde etmek için özen gösterdik. İnsanlara bulaşması olası enfeksiyonları önlemek için de gerekli düzenlemeleri unutmadık.
Orman ve Su İşleri; Sağlık; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlıklarına sunduğumuz taslağın getirdiği değişiklikler arasında; gerekli düzenlemeleri sağlamak ve denetlemek için Orman ve Su İşleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık ve Sağlık Bakanlıkları temsilcilerinden bir kurul oluşturulması; hayvan barınaklarından köpek sahiplenilmesini teşvik etmek için bu köpeklerin mikroçip, kısırlaştırma, tüm aşı ve periyodik antiparaziter ilaç masraflarının, köpek yaşadığı sürece belediyeler tarafından ücretsiz karşılanması; sahipli köpeklerin sokağa bırakılmasını önlemek için mikroçip ve veteriner hekim kontrolü zorunluluğu; yeterli bakımevi kurulması, geliştirilmesi; kısırlaştırılan köpeklerin çoğunluğunun burada tutulması; bakımevlerindeki köpeklerin bir bölümünün sırt derisi altına mikroçip yerleştirildikten sonra alındıkları ortama bırakılmaları ve iki ayda bir ilaç tedavilerinin sağlanması; hayvan kesimlerinin sadece kesim merkezlerinde ve veteriner hekim kontrolünde yapılması; hastalıklı veya kullanılmayan iç organlarının uygun şekilde dezenfeksiyonu için gerekli sistem kurulması yer alıyor.
Uygulanabilir olduğunu ve başta hayvanseverler, halkımız tarafından olumlu karşılanacağını düşündüğümüz tasarıya <http://www.tmc-online.org/userfiles/file/HKK-Oneri-5.pdf>; bağlantısından ulaşılabilir. (Eklenmesi önerilen bölümlerin üzeri yeşil, çıkartılması önerilenlerin ise kırmızı ile çizilmiştir.)
Umarım Avrupa Birliği standartlarını yakalayan, hatta insani yönüyle aşan bu “ara formül” veya “orta yol” yetkililer tarafından olumlu karşılanır ve değerlendirilir. Hayvanları ve insanları seven herkesin desteğini bekliyoruz.
Keşke her konuda “orta yolu” bulabilsek…

HAFTANIN SÖZÜ: Hayvanları koruma, insan oluşa doğru eğilimin aşamalarındandır. (Albert Schweitzer)