Gerçekleşen Bir Dilek ve Yeni Dilekler

“Bir sonraki seçimlerin öncesinde CHP Genel Başkanlığı’nı zirvedeyken bırakacağım ve her partinin ayakta kalması için gerekli kan değişimini o zaman hep birlikte yapacağız.” Deniz Baykal’ın ağzından bu sözleri duymak istediğimi yazmıştım, üç yıl önceki bir yazıda. Hemen ardından, bugün görevde bulunmayan bir CHP il başkanı, yerel bir gazetede beni “Elit Atatürkçü” olmakla suçlamıştı! Bugüne dek aldığım, bu en büyük iltifat nedeniyle kendisine gecikmiş bir teşekkür…
Dileğim, kısmen de olsa, gerçekleştiğine göre yeni dileklerde bulunabilirim. Cumhuriyeti ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni kuranların Atatürk ve O’nun yanındaki elitler (seçkinler) olduğunu anlayamayanların CHP’ye il başkanı olamamalarını diliyorum, öncelikle…
İstanbul’daki belediye seçimlerinde başarılı olan Kemal Kılıçdaroğlu – Gürsel Tekin ikilisini, dünyada eğitim alanında uygulanmış en görkemli proje olan “Köy Enstitüleri”nin başarılı mimarlarından Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç ikilisine benzetmiştim. Dilerim, Kılıçdaroğlu önderliğinde yeni CHP, tüm sorunların kökeninde “eğitim”in yattığı bilinciyle, “Köy Enstitüleri” projesini günümüz koşullarına uyarlayıp, Yücel – Tonguç ikilisinin ne yazık ki, CHP döneminde bırakmak zorunda kaldıkları yerden devam eder. Doğu ve güneydoğuda derebeylik düzenine karşı mücadele yolunda, Kılıçdaroğlu’nun başbakan adaylığından daha iyi bir “açılım” da olamazdı herhalde.
CHP’de gençleştirme operasyonunun yanında, halkın isteği doğrultusunda, tanınmış ve başarılı kişilerin partiye kazandırılmasını diliyorum. Kılıçdaroğlu’nun hedef koyduğu yüzde 40 oranına gelince… Hayatları boyunca “Boşuna konuşmayın, CHP’ye oy vermemize imkan, ihtimal yok” diyen annem ve babam bile “Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz” diyorlarsa, bu oranı aşmak bile olası.
En önemli dileği sona sakladım. Tek kişi yönetiminden kurtulan CHP konusundaki iyi dileğim tuttuğuna göre diyorum ki:
“Darısı AKP’nin başına…”
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, okulgen@superonline.com)