Hayır Diyebilme

Çok zordur, bir çok kişi için ?hayır? diyebilmek? Çoğu zaman sancılıdır ağzımızdan çıkışı ? Bunun yerine kullandığımız, karşı tarafın anlamasını beklediğimiz, aslında yapmak istemiyorum ama yapıyorum diyen üstü kapalı ?hayır? larımız vardır.
Kendini güvende hissetmeyen veya bir rahatsızlığı olan bebeğin ağlamasıyla anne veya baba onu kucağına alarak, hemen onun problemini çözmeye çalışır. Sırtını okşar? Ona güzel şeyler söyler? Bebek sonra emeklemeye başlar? Biz de onunla emekleriz? Elimizde bir oyuncak tutarak, emeklemenin en ince ayrıntılarını ona öğretmeye çalışırız? Daha kucağımızda ona sarılmanın keyfini sürerken, o yürümeye başlamıştır? Ama ona karşı olan sevgimiz öyle büyüktür ki onu bir an olsun kucağımızdan bırakmayız? İlk söylediği kelime tarifsiz bir mutluluk verir bize ve bir daha ne zaman söyleyecek diye sabırsızlıkla bekleriz? Çocuk büyümeye başlamıştır? Artık sözel yollardan isteklerini ifade etmektedir. Sınırsız isteklerinin hep yapılmasını ister ve bunun için mücadele verir. Hem de hiç bıkmadan usanmadan, büyük bir azimle bu mücadeleyi sürdürür. En büyük silahlarından biri de ağlamasıdır. Çocuk ister? Hayır cevabını alır. Çocuk tekrar ister yine hayır cevabını alır. Ağlamaya başladığı ilk anda cevap yine hayırdır. Ağlamaya devam ettiği sürece cevap yavaş yavaş ?evet? e döner. Ama karşılığında verilen cevap bunun son olduğudur ve bir kez daha böyle bir şeyin olmayacağıdır. Ta ki tekrar isteyinceye kadar.
Her çocuk birey olduğunu bilmeli ve yeri geldiğinde hayır diyebilme özgürlüğünü kullanabilmelidir. Bu özgürlüğü kullanabilmesi için çocuğun kendini tanıması, neyi isteyip istemediğini ve hayır?ın anlamını bilmesi olmazsa olmazlardandır. Hayır?ın anlamını bilmeyen bir çocuktan bunu söylemesini veya kullanmasını bekleyemezsiniz. Hayır diyemeyen çocuk, grubun veya kişilerin isteklerini olduğu gibi kabul ederek, yapmak istemediği şeyleri yapacaktır. İyi ve kötünün bir arada olduğu yaşamda hayır diyemeyen çocuk, belki de hiç de istemeyeceği durumlarla karşılaşacaktır. Madde bağımlılığı ile ilgili çalışmalarda temel alınan konu kişilerin, ?hayır diyebilme? kararlılığını gösterebilmeleridir. Kişi eğer bu kararlılığı gösteremiyorsa, kendisine yapılan teklifleri, istemese bile kabul etmek durumunda kalacaktır. Sonrasını tahmin etmek güç olmasa gerek?
Çocuğun bu kavramı ilk önce öğreneceği yer ailesi daha sonra da okuludur. Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi tarafından hazırlanan programlarda yaşam becerileri adı altında bu tür kavramlara yer verilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni müfredat tasarım kitaplarında, ilköğretim çocuklarına “Hayır deme becerisi” kazandırmayı amaçlayan etkinlikler bulunmaktadır. Hayat bilgisi dersinde artık çocuklar; diğerlerinin onu önemsemesi, sevmesi, kabul etmesi, çevrelerine dahil etmesi adına ?evet? deme zorunluluğu yerine ?hayır diyebilme? özgürlüğünü öğrenecekler. Sadece hayır diyebilme değil, bunun yanında eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, girişimcilik, işbirliği ve takım çalışması gibi beceriler kazandırmayı amaçlayan etkinlikler de bulunacaktır.
İnsan toplumsal bir varlıktır. Toplum içinde yer alan grupların insan yaşamındaki yeri ve önemi büyüktür. Bir gruba dahil olduğunuzda diğer kişilerin ve sizin beklentilerinizin karşılanıp karşılanmaması o grupta kalacağınız süreyi belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Her şeyi kabul ederek, sevilip-benimsenebiliriz. Ancak bir süre sonra kendi isteklerini ifade edememekten kaynaklanan problemlerin ortaya çıkması muhtemeldir. Size uygun olmayan, kabul edemeyeceğiniz durum ve öneriler karşısında, “Ben böyle olmasını istemiyorum”, “Size katılmıyorum” gibi ifadelerle “hayır” mesajı verebilirsiniz.
Neleri kontrol edebiliriz? Bazılarımızın en büyük yanlışlarından biri, kontrol edemeyeceği ve değiştiremeyeceği şeylere odaklanma eğilimidir. Bu tip insanlar komplekslerinden arınabilmek için güç ve kontrolün çok değerli hedefler olduğuna inanırlar. Hayat adil değildir, haksızlıklarla doludur, zordur. Sorunları, haksızlıkları kontrol etmemiz, başkalarının bize nasıl davranacağını denetlememiz çok güçtür. Biz yalnızca kendimizle ilgili hissettiklerimiz ve bu duygulardan kaynaklanan davranışlarımızı kontrol edebiliriz. Değiştirebileceğimiz ve denetleyebileceğimiz şeylere odaklanma mutluluğu da beraberinde getirir…
Dikkatinizi yapabileceklerinize çevirip ve yapabileceğiniz işleri başkalarına bırakmamak.. Acı ve keder muhakkak ki iyi bir şey değildir ancak hayatin bir parçasıdır ve değişime giden kapıyı açar. Yaşamın acılarına yoğunlaşmaktansa, bu acılardan ders almaya çalışmak? Problemlerinizi nasıl çözmek istediğinize karar verin ve yapabileceğinizin en iyisini yapın? Çözüme gidemezseniz de bu yolda gösterdiğiniz çaba için kutlayın kendinizi.. Denetleyebileceğimiz şeyler arasında başkalarının duygu ve düşünceleri olmamalıdır. Başkalarını kontrol etmekten vazgeçerseniz sırtınızdaki küfeden önemli bir yükü atmış olursunuz.
?Hayır dediniz ve kaybettiniz, İzmir Marşı ile uğurluyoruz sizi?? tanıdık gelen bu sözler; Mehter Marşı ile başlayıp, İzmir Marşı ile biten; ?Evet? veya ?Hayır? kelimelerini kullanmadığınız taktirde kazandığınız, sorulara makul ve mantıklı cevap vermek zorunda olduğunuz, bir zamanlar Pazar günleri hemen herkesin ilgiyle izlediği ?Evet-Hayır Yarışması? gibi olmayan, ?hayır diyebilme? özgürlüğünüzü kullandığınız bir hayat dileğiyle?

Şafak Uzun
Psikolojik Danışman

25.04.2005, 11:10, http://yayim.meb.gov.tr/yayimlar/sayi54-55/ogulmus.htm
Dündar Can, Hayır Diyebilen Çocuklar, 14.08.2004 Milliyet Gazetesi