Giyinip Gelmiştim Aşkı İçime * Ali Ekber Ataş

ıhlamur kokulu kadına

1.
can pervane
narsan içime
yanan nar
tütsülen ateşime
küllerim merhem
savur kendine

gidişin madımak
yokluğun temmuz şimdi

çökel dibime
kül ve duman içim
gömül yalnızlığıma
için ölüyse duyamam
iç yanımda büyür boşluk
kül tenimde söner köz
kendine yar değil
aşkı kesmeyen söz

oysa yalansız dünyadır
kendine insan
ben kendime yalanım

2.
gel
sol yanıma
konuşlan şöyle
içimin akacağı varmış sana

ara
bul
güle ağla beni
içim sana çöl
ki
alazlı öpüşüne
pervane

ısıt boş yanımı
ıslat geceyi
sal sularını içime
yeşili çekilmiş yaprak
susuz döl yatağıyım
köküme ver nemini
gün ayrılığa doğmadan
kendine yeşert beni
ki
kuyunu yurtsamış dölceğim

3.
sana çağrılı
aşksız zamanlarına dur deyip
giyinip gelmiştim aşkı içime
bir haziran gecesi
bir ayin töreniydi
çıplaklığı giyinişin
ve tütsüleyişin beni
sevişin mum yakmaktı tenime

gül ağladım
ıhlamur kokunda
etinin yatağına
tutarsa kökü
bir dal aç
bir gonca çoğal
yağ kokunu içime
vücudumun şehrine gir
terini tenime emzir
ki
terine mey
vücuduna haneyim

gelişin ıhlamur baharıydı
kuşandım
gidişin temmuz yaktı
içim hala madımak

4.
şimdi yoksun ey zalım
bıraktığın boşluğa
seni ağladım
“göz yaşlarımdan su geldi”
kağıttan gemilerimde
seni bekleyişlerime eridim

mum yakıp kendimi
deniz feneri açtım kıyılarımda
karanlığıma seni
gövdeme karayı oturtma diye
ne ışığımı gördün
ne kıyılarımı yağmaladı gemilerin
başka denizlere yol almaktı gelişin
gidişin kendine kaçmak

sana açtım
bu sevdanın toprağında
ey balım
iki köktük
bir gövdeyi saramadık
ayrılığın avuçlarına
doğurdun ey zalım

ıhlamur kokun yağdı
seni ağladım
duymadın…

5.
mayıs olup doğdun
yirmi bir sabahı bana
(anımsadım)
haziran kesti soluğum
sol yanım sürgün şimdi
bakışların ıhlamur
sarılışın istanbul'du
ben en çok bunu sevdim
temmuza düşmeden önce

ey gül/bahar
sabrımın şirin dağı
ne dağ erir bu sevda
ne ferhat gücenir dağa
ferhat sabrında erir

temmuz ol
düş beni ateşine
doğduğun eve git
ilk çığlığını duyur kendine
ve sonra ağla beni
gül dalında dikene sor
alazlı öpüşüne
tenimdeki eline
kayalıpınar'da iç
öyle yağ kokunu
ben kendime yalanım
nasıl olsa

6.
ellerim içimdeki boşluğun
tut ve dokun
közünü bırak
tutuşan ben olayım
bacamda kalsın isin
dumanımda sen savrul
ıhlamur zamanlara
savrulmaktı gidişin
kül ve duman içinde

seni en çok
bana doğduğun mayısta
kendime doğurduğun
haziranda sevmişim
ve kendini bana bırakışında
kanallarıma doldum seni
anlıyor musun

10 ocak 2007