Gerekçe Yasa?

Dün bazı yerel gazetelerimizde köpek ısırığı ile ilgili bir haber vardı. Fatura hayvanseverlere çıkartıldı. Ceremesini çeken de köpekler oldu. Halbuki olay basına yansıdığı şekilde değildi.Bu konuda olayın içinde olanlar gerekeni yapacaktır. Oradaki köpekler aşılanmış, kısırlaştırılmış, çevreye hiç zararı olmadığı video çekimlerle resmi makamlarca tesbit edilmiş köpeklerdi. Temel neden orada köpek varlığının istenmemesiydi. Elbette ısırılan hanıma geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz ama bir köpeğin yaptığını orada bebeklikten beri yaşayan diğer köpeklere mal edip barınağa kapatma hakkına bırakın yasaları vicdanen sahip olmadığımızı belirtmek istiyoruz.
Bu ülkede trafik canavarı yüzünden her yıl 5000 kişi can vermekte, onbinlerce insan sakat kalmakta. Bütün araçları trafikten çekmek mi gerekiyor ? Ya da çocukluktan başlayarak insanları eğitmek mi ?
Yasalar keşke sadece gerekçe göstermeye verilen önem kadar uygulansa.
Her şikayette küpeli, sakin köpekleri toplayıp barınağa kapatmak ya da farklı yerlere bırakmak için gösterilen çaba eğitim, bilgilendirme için de gösterilse.
Altı senedir yürürlükte olan yasa, 12 sene öncesi belediyelere gönderilen yönetmelikler uygulanmış olsaydı, köpekler belirli dönemlerde toplanıp öldürülüp ya da ölüm kampı haline gelmiş barınaklara tıkılmasaydı, havlayan köpeği şikayet etmek yerine belediyeler görevlerini yapmaya çağrılmış olsaydı, belediyeler bu konuyu ciddiye alıp, kedi-köpek meselesi olarak bakmayıp görevlerini yerine getirirken vatandaşa bilgi verilmiş olsaydı bugün sokakların ekolojik dengesini koruyan bu hayvanlarla barışık yaşardık.
Sürekli aynı şeyi belirtiyoruz. Sahipsiz hayvan sorununu çözmek hayvana hizmet değil toplum sağlığına hizmet etmektir. Ne yazık ki yol gösterici olması gerekenler insan sağlığına dayanan bu çabaları romantik hayvan sevgisine dayatmakta sokaklar insanlar içindir deyip her türlü imkana sahip ama görevini yerine getirmeyen belediyeler yerine bir avuç gönüllüyü yargılamaktadır. Çözüm kanun ve yönetmeliklerle verilmiş. Sizler bu görevleri yerine getirmeyen belediyeleri uyarın Görevlerini hatırlatın.. Doğru tepkiler için vatandaşı bilgilendirin, yönlendirin. Örneğin, pazarlarda, açık alanlarda uluorta satılan, oracıkta kesilen kanatlıların, aşılanmış, kısırlaştırılmış, mahallesinde yaşamaya çalışan köpeklerden daha tehlikeli olduğunu öğretin.
Kuduz lafı bile artık belediyeler için suç duyurusu sebebidir. Toplum ve çevre sağlığını korumak sadece park yapmak, oyun bahçeleri kurup oradaki köpekleri yok etmek değildir. Bütçeleri var, eleman alıyorlar, ihalelere giriyorlar, taşeronlara para ödüyorlar verimli sonuç alamıyorsanız suçlusu kanun, köpekler, yaşam hakkına saygı gösterip tüm varlığı ile belediyelere yardım etmeye çalışan hayvan koruyucular değildir.
Belediye şimdiye kadar muhtarlara, vatandaşa kaç bilgilendirme toplantısı yaptı ? Hiç yapılmadı. Korkmayı değil korumaya, önlem almaya yönelik bilgiler içeren panoların yasal olarak şehrin odak noktalarına yerleştirilmesi gerekiyor. Hiç rastladınız mı ? Rastlayamazsınız çünkü yok.Köpeklerin toplanması, yemeklerinin alınması için araç gerekli. İki araç bir araca indirildi. Yaklaşık iki sene barınak tek aracı ile servis yaptı, köpek topladı, şikayetlere öncelik verildi, 2010 yılının altı ayında yapılan köpek kısırlaştırma sayısı sadece 289 adet olmuştur. Manisa?ya yakışmayacak bir sayıdır. Ama 23-24 Nisan geceleri bakım altında olan, yaşlı, genç, kısırlaştırılmış işaretlilerde dahil olmak üzere yüzlerce köpek yok edildi .
Yok edildikçe çoğaldıklarının hala farkında olmayanlar topu yasalara atmaktan vazgeçip yetki ve yaptırım güçlerini; görevini yerine getirmeyen belediyelere karşı kullansınlar. Köpek seven evinde baksın demekte çözüm değil. İnsanlar işi gücü bırakıp kediyi bile şikayet ediyor. Sokakta bakılmaz, evde bakılmaz nerede yaşayacak bizim gibi yaratılmış bu canlar? Barınaklarda mı? Hangi güç besleyecek yüzlerce hayvanı? Tasarruf önlemleri içinde mama alımının, ekmek alımının durdurulduğunu, mamayı gönüllüler alsın dendiğini biliyor musunuz.? Uzun tatillerde hayvanlar aç kalmasın diye yapılan koşturmaların, çabaların neler olduğunun farkında mısınız ? Barınakta minicik yavruların ölmüş hemcinsini yemeye çalıştığını biliyor musunuz ?
Bebeklerin tecavüz edildiği, gencecik delikanlıların terörden öldüğü, uyuşturucu yaşının cinayetlerin ilkokul çocuklarına indiğini, aile içi şiddetten, tacizlerden, töre cinayetlerinden, yanlış tedavilerden yüzlerce insanın öldüğü, gıdalara karıştırılan zehirlerle çocukların kansere yakalanma oranlarının tavan yaptığını unutarak ya da görmezden gelerek insan sağlığını korumak için çıkmış yasalara uymayan belediyeleri vatandaş olarak uyarmak ve görevlerini yapmaya çağırmak yerine hayvansever, hayvan sevmez ayrımı yaratacak söylemlerin kimseye faydası olmaz.. Sokak hayvanları sorunu belediyelerin kanunu eksiksiz uygulaması sonucunda çözülecektir. Bunun başka yolu yoktur. Korku salmak yerine barışık yaşamayı öğretme konusunda çabaların gösterilmesi, zihniyetin değiştirilmesi gerekir . Topluma yön veren kişilere de bu yakışır.
Görevliler çözümün bu şekilde olduğuna inanmıyorlarsa itirazlarını yasayı çıkaran Türkiye Büyük Millet Meclisi?ne ÖNERİLERİYLE yapsınlar. Ya da yasayı gerekçe olarak kullanmayıp görevlerini eksiksiz yerine getirsinler. Sevgi ve saygılarımızla,