Gerçek Halkla İlişkiler

Karadenizli bir doktorun muayene odasında bir patırtı-gürültü kopmuş. Dışarıda bekleyenler, içerideki konuşmalara kulak kabartmışlar.
Doktor hastaya bağırıyormuş:
– E be kardeşim, sana iki aydır sarılık tedavisi uyguluyorum. Niçin daha önceden Çinli olduğunu söylemedin?
Çinli hasta, ezik bir ses tonuyla;
– İyi de söylememe gerek var mıydı, görmüyor musunuz? demiş.
Doktor kendinden emin bir ifadeyle;
– Yine de söylemen lazımdı!
Evet, firmalar da, duyarlı oldukları çevreye karşı bir şeyler söylemelidir. İşte bunu “profesyonelce söylemek”, Halkla İlişkiler’dir.
Halkla ilişkiler en kısa tanımla, bir tanıma ve tanıtma sanatıdır. Günümüzün en popüler mesleğidir; ama ne yazık ki Halkla İlişkiler hala kendi “halkla ilişkiler”ini yapmaktadır.
Toplumun destek ve sempatisini kazanmak, olumlu bir firma imajı yaratmak için girişilen çabalar, “Halkla İlişkiler”dir. Halkla İlişkiler, halkla iç içe olmak demek değildir (o sadece insan ilişkileridir). Halkla ilişkiler, bir yönetim bilimidir. “Gerçek Halkla İlişkiler”, konunun uzmanlarınca yapılır. Eğer kartvizitinizde, “Halkla İlişkiler Uzmanı/ Müdürü/ Sorumlusu” yazmasını istiyorsanız; öncelikle meslekle ilgili tam donanımlı teorik bilgiye sahip olmalısınız. Ardından kendinizi geliştirerek, bu mesleği tam olarak icra edebileceğiniz bir iş yerinde, eğitimli, iyi bir ekiple ve Halkla İlişkiler için ayrılan, hatırı sayılır bir bütçeyle çalışmaya başlamalısınız. Ayrıca Halkla İlişkiler uzmanının mutlaka bayan olması gerekmez. Önemli olan, içteki güzellikleri dışarıya yansıtabilmek, mesleği en iyi şekilde yapabilmektir.
Her firma, “Gerçek Halkla İlişkiler” çalışmalarından olumlu sonuçlar alacaktır. Halkla İlişkiler bir bakıma aşıdır; fakat hiçbir zaman serum değildir. İş işten geçtikten sonra yapılmamalı, tam aksine her türlü olumsuz durumlar ortaya çıkmadan uygulanmalıdır.
Sosyologlara göre üç türlü görüş vardır:
1. İyi bir şey yaparsınız, söylemenize gerek yoktur. Herkes anlayabilir.
2. Bir şeyler yapmasanız da olur; ama bunu ballandırabiliyorsanız bu yeterlidir.
3. İyi bir şeyler yapmalısınız ve bunu duyurmalısınız. Nasıl olsa görürler, nasıl olsa fark ederler, dememelisiniz.
İşte Halkla İlişkiler, bu üçüncü görüş altında gizlidir.
Halkla İlişkilerin yeri ve önemi gerçekten anlaşıldığında, sık sık görmeye alıştığımız “Şirketimize, 20-30 yaş arası prezantabl, fiziği-diksiyonu düzgün, oto ehliyetli, en az lise mezunu (üniversite mezunu tercih sebebidir) bayan HALKLA İLİŞKİLER UZMANI eleman alınacaktır.” şeklindeki ilanlarla vedalaşacağız!
Bana genç arkadaşlarımız soruyorlar, “Biz nasıl sizin gibi halkla ilişkiler uzmanı olabiliriz?” Öncelikle umutlarını kaybetmemeleri konusunda telkinde bulunuyorum. Sonra mutlaka bu konuyla ilgili akademik eğitimin şart olduğunu söylüyor, kişisel gelişimleri için sürekli kendilerini yenilemelerini tavsiye ediyorum. Çağımız bilgi ve enformasyon çağı… İnanıyorum ki mesleğimiz, gerçek uzmanlarla hak ettiği yere en kısa zamanda gelecektir.