Ev HikÂyesi * Muzaffer Kale

Ne zaman sevdiğimizi anladık,
sessizliğin içinden görüneni.

Yağmur kokuyordu derilerimiz,
çatlamıştı dudaklarımızdaki dere.

Bahçeye sarkıyordu balkondan
yıkanmış giysilerimiz,

Üstümüzün başımızın dağınıklığı.

Yaşama Sevinci?nin üçüncü katında oturuyorduk,
altımızda hüzün üstümüzde geçimsizlik.

Evin içinde dolaşıyordu,
kış gününün kartalları.

Sonra sen geldin oğlum,
saatleri ayarlama işini hepten unuttuk.

Bir inip bir kalkıyordu dakika,
saatin camındaki sinemada.

Canlılık geldi, kovduk kışın kartallarını,
yaşayamayan çocuklar için hayıflandık.

Alkolik gecenin dişleri
ötüyordu kentin üstünde.

Yatsı namazından sonra,
gecenin şahı başlıyordu. Şah ve mat!

Yarınki gazetelerin içinden geçiyordu
şimdiden, ellerini çoğaltarak dağıtan çocuk.

Ne zaman sevdiğimizi anladık,
sessizliğin içinden görüneni. Gülümsedik.