Eğitimde Finlandiya Diye Bir Ülke… * Mehmet Hekim

Belki haritada yerini bulmakta zorlanacağımız bir ülke FİNLANDİYE… Kişi başına milli hasıla bırakın şimdiki oranı bundan 15 yıl önce 26 bin Amerikan Dolar olmuştur. Bu nedenle Finlandiya dünyanın en zengin ülkeleri arasındadır. Nüfusu ise 5,3 milyon ve her ev en az 1 gazeteye abone olmuş durumdadır. Finlandiyalılar sokaktan gazete almazlar, sabah kalktıklarında gazeteyi kapıda bulmanın sevincini yaşayıp bilgiye kolay ulaşılmalı diye düşünürler. Beni ilgilendiren daha çok Fin Eğitim Sistemi ve Dünya eğitim sıralamasında yıllarca üst sıralarda yer almasıdır.

Önce öğretmenlerden başlayalım. Öğretmenler iyi eğitimli, motivasyonları yüksek saygı gösteren bir o kadar da saygı gören hemen hemen hepsi yüksek lisans doktora almış kişilerden oluşuyor. Finlandiya'da 2009 rakamlarına göre anaokulu öğretmenlerinin en düşük maaşı 2.015 Euro. Master dereceli sınıf öğretmenlerinin maaşları ise hizmet verdiği yıl sayısına göre 2.360 – 3.100 Euro arasında değişiyor.* Görüldüğü üzere, ekonomik kaygıları olmadığı için tüm enerjilerine eğitime ve bilime harcıyorlar. Ders malzemeleriyle istedikleri gibi hareket etme özgürlüğüne sahipler. Kendilerini bilginin tek aktarıcısı olarak görmedikleri için öğrencilerini kendi kendilerine özgür düşünmeye çok rahat yöneltebiliyorlar.

Fin okullarında sınavların yalnızca yılsonunda yapıldığı bir ölçme değerlendirme sistemi var. Amaç öğrencileri sürekli sınav ve not stresinden kurtulmalarını sağlamak. Böylece öğrenmek için öğrenmeye yoğunlaşabiliyor, ezbere değil, düşünmeye ve problem çözmeye odaklanabiliyorlar. Yani; konuları ne denli iyi ezberlediklerini ölçmek değil, derslerde öğrendiklerini, incelemek ve yaratıcı düşünmek zorunda oldukları ” gerçek yaşam ” da ne kadar iyi uyguladıkları ölçmek ve değerlendirmektir.

Finli çocukların zorunlu eğitimleri genellikle 7 yaşında başlıyor ve 9 yıl sürüyor. Eğitim sistemi; öğrencilerin ekonomik sosyal, kültürel durumlarına bakılmaksızın herkese eşit sunulduğu ve normal eğitimin kalitesi yüksek olduğu için özel okullara ve dershanelere fazla gereksinim duyulmuyor. Yani bizdeki gibi özel okul ve dershane arayışı kavgası yapılmıyor.

Fin Okullarında halen bizim Köy Enstitüsü yaşam ve eğitim anlayışı uygulanıyor. Öğrenciler günlük işlerde görevlilere yardımcı olarak hayata hazırlanıyorlar. Öğrencileri mutfakta aşçının, bahçede bahçıvanın yanında görmek olası bir durumdur. Bahçede çiçek ve hayvanlarla, kütüphaneyle, geri dönüşüm programlarıyla ve akvaryumla ilgilenip yaşamı sevmek ve dokunmak onlar için çok önemlidir. Haliyle çocuklarda sorumluluk bilinci ve çevreye yaşama saygı kültürü oluşuyor.

Amacım Finlandiya eğitim sistemini kısa da olsa tanıtmak ama asıl amacım “PISA” olarak bilinen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nda her yıl en üstlerde yer alan soğuk ülkenin başarı sırrını anlatmaktı. Türkiye PISA 2012'de toplam 65 ülke arasında genel ortalamada 45. sırada. Türkiye, Matematik'te 44, Okuma – Anlama Becerilerinde 42. Fen Bilgisi'nde ise 43. sırada. Bu sıralama ise OECD ortalamasının çok altında. Bizim ülkemiz en altlarda Finlandiya en üstlerde nedir bunu esbab- ı mucizesi diye düşünmekte yarar olacağı inancıyla…

· Finlandiya Eğitim ve Bilim Bakanı Henna Virkkunen, bir dergi söyleşisinden