Dayıoğlu * Bedriye Aksakal

02.10.2012 / 00:00
Şair Cengiz Bektaş?ın dediği gibi: bazı insanlar etrafına ışık saçarlar. Etrafına durmadan ışık saçanlardan birisi de Ertuğrul Dayıoğlu?dur. Dayıoğlu doğup büyüdüğü yaşadığı Manisa?ya çocukluğundan beri sevdalı hem de kara sevdalı. Kendi deyişiyle: ?Beni kendine bağlayan bir büyü var onda.? Manisa onun için büyülü bir kent. Manisa onun için sevginin çoğaldığı yer. Manisa?da çocukluğundan, gençliğinden, belediye başkanlığından ve siyasi yaşamından anıları var. Bu anıların gürül gürül akan bir ırmak olduğunu bizler biliyorduk. Manisa çok göç alan bir kent olduğu için, bu anıları gelenlerin de bilmesi gerekir. Bu anılarda çünkü Manisa var. Ve nihayet bu anıları ağabeyimiz ölümsüzleştirerek, yazmış olduğu: ?BİR ÖMÜR MANİSA? adlı kitabında yer aldı. Yıllardır Ertuğrul Abi?nin yanına uğradığımda: ?Abi ne olur anılarını yaz? , diyordum. Nihayet yıllar sonra anıları yok olmadan gün ışığına çıkarak, bizlere bilmediğimiz Manisa?nın yüzünü gösteren bir ışık oldu. Eline, yüreğine sağlık abi. Abi diyorum çünkü, çocukluğumdan tutunda gençliğimde ve bu yaşıma dek Ertuğrul Dayıoğlu bizlerin abisi ,daha doğrusu Manisa?nın abisi olmuştur. Hem de bizleri sevgiyle kucaklayarak.
Dayıoğlu, kitabını sağ olsun postayla göndermiş. Göndermeden önce, gazetemizdeki kitabı alarak su içer gibi okumuştum. İki dönem Belediye başkanlığını yapan Ertuğrul Dayıoğlu, kitabın ilk sayfalarında yaşam öyküsünü dile getirmiş. Komşularını sayarken, bizimde yok olan komşularımız gözümün önünden bir film gibi geçti.
Yaşamımızda en değer verilmesi gereken sevgi ve saygı ile ilgili yazısını okuduğumda, düşüncenin oylumlarından geçtim. Yazıda bir ders, bir öğüt var.
Bir ırmak üzerinde dolaşır gibi sayfalar arasında gezinirken, ?Geleneğin Değeri? yazısında Hafsa Sultan anamızı rahmetle andım.
Yavuz Gökmen?e yazdığı mektupta kaldırılan bir heykel üzerinde yazılmış bölümü okurken de, içim bir cızzzzzzzzzz! Etti.
Nargile yazısında ise, Ertuğrul ağabeyinin nargile ile keyif yaptığını görür gibi oldum.
Partiler ve particiler yazısında siyasi yaşamını dile getirişinde ve yazı içinde geçen kişilerin DYP?den nasıl Anap?a geçtiklerini anımsıyorum. Dayıoğlu?nun özverili şekilde çalışma sırasında: ?ben mebus olmam seçime kadar taşeron gibi çalışırım deyişini Manisalılar unutmaz. Gerçekten milletvekilliği fırsatını elinin tersiyle ittiğini bizler biliyoruz.
Dayıoğlu Manisa sevdalısıydı. Bu Manisa sevdası yüzünden, önüne serilen nice hazinelere sırtını çevirdi.
Yazılanları okudukça her birinden bir ders çıkarıyor insan. Okuduğum bir bölümdeki yazıyı sevgili okurlar sizlerle paylaşmak istiyorum:
??Siyaset yoluyla gelinen makamlar bir iş bir meslek değildir. Adamın kendi mesleği işi vardır. Geçici bir süre siyasi makama seçilir. Süre bitince asıl işine döner. Bu nedenle ben bir türlü mebusluktan belediye ve il genel meclisi hatta mahalle muhtarlığından emekli olup devlet kurumundan maaş almayı bir türlü anlamıyorum ve içime sindiremiyorum. Bunlar iş meslek değil ki.
Keza mebusluktan emekli olanların diğer emeklilerden ayrıcalıklı maaş, tedavi, emeklilik vesair haklara sahip olmalarını da doğrusu yine anlamıyorum. Üstelik bunlara ülkedeki yaşayanların itiraz etmemelerini hiç anlamıyorum??
Ah Dayıoğlu çok iyi anlıyorsun da anlamazlıktan geliyorsun.
Neyse ben yine sayfalar arasındaki yolculuğumu sürdüreyim. Yazıları okurken hep düşündüm durdum. Manisa?nın en önemli sorununun ?oto park ? sorununun hâlâ çözülememiş olması acı bir gerçek.
Okumam süre giderken bir sözcük üzerinde durdum. Ne diyor Dayıoğlu: ?şehre aşık olmayan kişi Belediye Başkanlığı yapamaz. İkinci durduğum ve tekrar tekrar okuduğum tümce de şu:
?Bu şehrin en birinci meselesi, sorunu çöplük sorunudur.? Bu sorun maalesef bu güne dek çözülmedi. Çöplükte de durmadan patlamalar olup kenti tehlike içinde bırakıyor.
Sevgili okurlar ?Bir Ömür Manisa? adlı kitabı alıp okursanız, doğup büyüdüğü ve yaşamını sürdürdüğü Manisa?nın Ertuğrul Dayıoğlu, için ?şehirlerin şehri? olduğunu görürsünüz. Kitabı okudukça dedim ki: keşke herkeste Manisa?ya sevgi duysa dedim.
Ertuğrul Abi eline yüreğine sağlık. Kitabı okurken, beni de çocukluğuma ve gençliğe götürdün.
Teşekkürler sana.