Kirlenmeyeceğim * Bedriye Aksakal

05.11.2013 / 00:00

Yıllardır ülkemin baş sorunu türbanmış gibi ilk sıraya oturtuldu. Şu sıralarda türban kamu kuruluşlarına girdiği gibi, meclise de girdi. Peki bu türban yasası çıkacaktı da neden şimdi çıktı? Bu soru usuma takılıp duruyor. Türban takan da vatandaşımız. Kimse onlara hiçbir şey demiyor. Başı açık olan da vatandaşımız . Ama bir millet vekilimizin: “Başımı açarak, bir daha kirlenmeyeceğim” demesini içime sindiremiyorum. Bu durumda ben- sen- o- biz- siz- onlar başı açık olduğu için kirlendik mi? İnanç üstünden toplumda başı açık gezenler kirli ilan edebilmek kimsenin hakkı değildir, olamaz da.

Ulusal görsel, yazılı basın türban konusunu kendilerine göre yazıp çiziyorlar. Bence en anlamlı konuşmayı Şafak Pavey mecliste yaptı. Ne diyor Pavey:

“Benim bacağım protezli olduğu halde erkeklerin aldıkları karar yüzünden neden kapanmıyor, neden pantolon giyemiyorum.” Bu olaydan sonra erkek milletvekilleri kararıyla bir yasa çıkartılarak, kadın milletvekilleri pantolon giyebilirler kanımca. Şunu da düşünmeden edemiyorum: Meclise giren kadın milletvekillerimiz, dün nasılsa, bu gün öyle değiller mi? Bu günden sonra mı değiştiler?

Bir kadın milletvekilimizin dediği gibi: “bir parlamenterin örtüsünden çok, meclisteki üretimi, ülkenin ve seçim bölgesinin sorunlarına duyarlılığı önemli.”

Evet kadınlarımız aydın olmalı. Başı dik onurla yürümeli.

Ama yıllardır ne acı ki kadınlarımızla ilgili yasaları hep erkekler yaptı, yapmaya devem ediyorlar da.

İşte yıllar önce Şafak Pavey'e verilen yanıt neydi? Meclis tüzüğünde pantolon giymek yok. Peki şimdi ne oldu da giyebilir deniliyor.

Mecliste türbanmış- pantolonmuş konuşmaları olmamalı. Kadın milletvekillerimiz, kadınlarımızın sorunlarını ele almalı. Kadın hangi çağda olursa olsun, kadın olmasından dolayı, haksızlığa uğramıştır. Kadına karşı ön yargılar, mitler ve tabuların yaratılması kadınları ikincil duruma itmiştir. Kadınlarımız hala tabular yüzünden gün ışığına çıkamamaktadır. Oysa anayasamızda ve “İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ”nde “eşitlik” öngörülüyor.

Tarih boyunca, töre olayında “eşitlik ilkesi” işlenmemiştir. Adil bir hukuk düzeninde, adil olmayan töre ve tabular olmamalıdır.

Yapılan araştırmalarda, büyük kentlerimizde kadınların %73'ü şiddete maruz kalıyor.

Mecliste milletvekili kadınlarımız, kadını ikincil durumdan kurtarma çalışmaları yapıp, kadınlarımızı gün ışığına çıkarırsa, şiddete maruz kadın olmazsa, ben meclisteki kadın milletvekillerimizi yürekten alkışlarım.

Atatürk ne diyor:

“Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.”