Mağazaya el kadar yavru bir kedi girmiş. Tezgah altına sığınmış. Üç gündür oradaymış, bağırıyormuş. Mağazadakiler korkuyormuş. Birisi sopayla dürterek çıkartmaya çalışmış…….
Yüksek zemin dairenin balkonunda akşam çekirdek çitlendiği belli. Kabukları dışarı atılmış. Balkonun dibi, kaldırım üzerinde çekirdek kabukları minyatür bir tepecik oluşturmuş.
Şehirde köpek mi olurmuş. Köpek isteseydim köyde kalırdım diyen zat sokağa sümküreni görmezden gelip gelişmeyi kedi köpekle ölçer. Gelişmede katkısı olsun diye belediyeyi arar. Belediye, gelişim için çırpınan vatandaşın çabasına anında hizmetini verir. Köpekleri toparlar,olmayan barınağa götürür !
Üç ay orucunu tutarken alışırlar diye su kabına itiraz edenin inancına duyulan şaşkınlık…
Devlet düzeni de hayvanları yok etme üzerine kurulmuş sanki.
Tasarılar, planlar yok etme üzerine yapılıyor. Yerine getirmedikleri görevleri saklamak için özellikle köpeğe karşı korku yaratarak yok etmeyi onaylatıyorlar. Dört bir yandan yok etme haberleri geliyor. Belgeler olsa bile devlete yakışmayan oyalamalar peşinde oluyorlar . Ne gariptir ki böyle anlarda bütün kurumlar birden hayvansever kesiliyor.
Çelişkiler içindeki insanın arasında yaşamaya çalışan hayvanlar….
Yok oluşlar birer katliamdır. Yok oluşlarda görevde olan herkes katliamı gerçekleştirenler ve köpek katilleri olarak tarihe geçecektir.
Gelişmek yaşatmaktır. Sokağınızda bir kedi, bir köpek yaşıyorsa, bakılıyorsa yaşama saygı gösteren insanlar arasındasınız demektir. Korkmayın.
Temiz su bütün canlılar için hayattır. Sokağınızdan su kabını içinden taze suyu eksik etmeyin.
Sevgi ve saygılarımızla,