Kış Sayımı * Ahmet Günbaş

( Ateşi bölüşüp dağılmıştıkYollarda kor izleri ) Sahi biz kaç kişiydik kış öncesindecamların buğusunda eriyen çentikÇay mı içtik kahve mi, ne kaldı telvesindeesrik miydik değil mi, nasıl yollandık eve ( Ateşi bölüşüp dağılmıştık ) Huylandım kuşlarımı saydım epeyce eksikMeğer ormanın kalesi vurulmuş ürkmüş geyikleriBahçem çökmüş…

* Ahmet Günbaş Yaşam Öyküsü

Ahmet GÜNBAŞ (1953- ) 30 Ocak1953?te İzmir?de doğdu. E.Ü. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu?ndan mezun oldu. Halen İzmir?de yaşamını sürdürüyor. Yazmaya, Demokrat İzmir gazetesinin Edebiyat ve Sanat sayfasında başladı. Üniversite yıllarında bir şiirinden yargılandı ve aklandı. Ali Rıza Ertan, Hüseyin Yurttaş ve M. Kadri…

Yaz Kırgını * Ahmet Günbaş

I. Ben şurda kalırdım şuracıktayazı altımdan çekmeselerŞurda bir zakkumun dibine sererdim kilimimisararıp beklerdim aşk başıma Yağmurun rüzgârım da yeterdi haniyağdırır estirirdim isteyeneŞurda bir şarap salkımı olurdum kıyıdazeytin meytin emeklerdim Bir yarayı dolaşıp geldiğimihenüz söylemedim güz telimeGöç tadında kanyon serinliğine dağların selamını eklerdim II. Ben şurda…

Gazel * Ahmet Günbaş

'Dünya dedikleri bir gölgeliktir'(Bir halk türküsünden) Toprakmış giz sahibibizi çağıran oymuşbeğendirmeye aşkçıplak eviniBir çılgım hevesiyle güz çenginindöne döne şarabını yoğurmuş Unutkan boyalarınız tınmaz bunuKuyusunda ay bulaşığı fısıltılarHayyam'dan kalma yıldız zenginiyalınayak bir ıslıktır tutturmuş İsi durur karasevda ateşininAhşap bilgeyse kerpiç serseriBağdaş kurmuş esrikliği akşamdanpatikası yamacına sokulmuş…

Takas * Ahmet Günbaş

Akşamsa akşamdır yaşadığımız ne fazla ne eksikCahit Sıtkı 'dan almadık bu kederi vardı eskidenDüğmeleri kopuktu ömrümüzün inlerdi iki yakasıHırçın aşklarla yuvarlanan şarabın kötüsünden Suları geçtik bayım bir kahırdır içimize çökenKaç ufuk kat ettik çatırdayan gemilerle bir bilsenNe çektiysek denizi çölleştiren sevgiliden çektikKalbe iyi geliyor bayım…

Çok Sessiz * Ahmet Günbaş

Cak sessiz şarkıyım karşılıksız gelip geçmelerin çiçeğinde Bir güz ki yitirmiş kimliğini yaprağını döken dökene Bu ölüye kim söyleyecek öldüğünü Can çekirdeğiyle süründü çürüdü Aynasız sandıklarda battı güneş cilalarken yer alu sevincini Bendini çiğneyerek varaşların yer alti irini kirletiverdi kağıt mendilimi Akşam akşam kaç yarabandı…

Enkaz * Ahmet Günbaş

'Külli enkazım!' dedi Abdülkadir BudakSaçlarımın şarkısına aldanarak Simsiyahtı benim düştüğüm uçurumGöçtüm biraz hüznümün sesini kısarak 'İmzası Gül' bir dala tutundumCanlandı şiire sunduğum adak Çölü senden sordum yayan yapıldakKolay mı 'Sevdanın Son Keremi' olmak? Akatalpa Dergisi Nisan 2002 sayısı

Devrek * Ahmet Günbaş

Gevrek bir bastonçiçeğidir Devrekelden ayaktan düşünce şiirHiç kullanılmamış renklerle dikiliryalnızlığın dönemecinde gülümseyerek Anımsanır uzağında kırgın sevgiliIssızlığı zonklar her adımındaHanesi dulkarası kömürden emekli Gerdeği göçük kentbeğendi düşlerden ibaret

Boşluk * Ahmet Günbaş

Bana bir yalan mı bağışladınızsonra unutuluşLanetli bir yalnızlıkaldanışlar cumhuriyetiBari yangınımın adını yazsaydınızCehennem kulvarında koşarken soluksuzbir kucak yaprakla kestiniz bileti Geç öğrendim yaramı gülle sağaltmayıBuzdan kılıçlarla çözmeden suyun alfabesiniAynalara bakmadan göçtüğüm doğruAşkla kuşatılmadandilsiz ve sağır geçrnişin gizindekoklamadan ince bir yağmuruBu yüzden suçlayamam sesimdeki çıngıyıbitkin kulaçlarıma dikilen…

Adres * Ahmet Günbaş

l.Aşkla gezenin adresi mi olurUfkun uçsuz bucaksız şiirülkesidirYorulur peşimde kül ve zincirSessizliğin sesinde izim bulunur II.Rüzgârın terkisinde giderim çoğu zamanBulutlar düşe kalka toprağımla söyleşirGeceyi bölüşürken acemi ışıklarElmas katmanını kazarken uykunuzunDüşlerinizi örterim üstünüzeSaatler öğütlediğim gibi çalarAyak seslerini boyarım akşamdanAcıların kırışığı dayanmaz ütünüze Sabahınız tiril tiril giyinir…

Ay Avlusu * Ahmet Günbaş

1.Şarabın akranıymış gidenSürgünsepet lâl üzümleriesrikliğini düşürmüş kederinden Ne ezanı küstürmüş ne çanıOn parmağın hüneriyle seferiTürkücek yoğurmuş dumanınıYaygılar dokumuş dost hatırınakökboyalarıyla dipdiri Zeytin damarlıymış hayli öpüşkenToprağın teniyle sevişmiş teriKah kekik kokarmış kah fesleğenDüşman çatlatırmış balı şekeri 2.Yakarısı ulaşmamış göç tanrısınainsafsız çığlıklarla savrulurkenUnutulmuş külün utancı taşın yasıTanıklığı…

Gitme Baba * Ahmet Günbaş

Bozdurduğum sevinçleri çoktan harcadımdağıtıp geçtim arka sokaklardaGeceyle söyleştim zencileşti terimDizinin dibinden kalkan gemilerimvuruldu menzilinde adım adımŞaşırdım kan sağanağı sorulardaGitme baba Sensizsem bir istasyonda gezinirimVagonlar bekar odaları gibi sürüklenirİzin ver kalayım üç numara tıraşımlaDüşlerim rengarenk olmayabilirBil ki hâlâ reşit değilim acılaraAkşamı geciktiren oyunlar bul banaGitme baba…

Halkapınar * Ahmet Günbaş

Nerede o gölÇocukluğumun denizi HalkapınarHemen kıyısında okulumun ders aralarıKoşup sularında taş sektirdiğimKağıttan gemilerim,Görünmez tayfalar Yedisinde gurbet artığı bir çocuğunUyumsuzluğunu, iç sıkıntısınıAşina bir dost gibi sineye çekenHangi dilden konuşursan anlarNedensiz ağlamaların, suskunluğunBirden çzöüldüğü duruluklar Nerede o göl, HalkapınarSular ilk orada mı dinlenirdiDüşüp ıslanır mıydı bulutlarKuşlar kuşlara…

Leke * Ahmet Günbaş

Gündüzler, öyle bir yırtılır kiyamar dururduk geceleriDüşleri çelimsiz ipleri kopukbir hüzün yongasıydı çocuklukDelik deşikti hayatın cepleri Bir avuç şairdikbu kent düştü ömrümüzeBüyüdük…bir yangın büyümesiGüllerle sevişmesini öğretmediler bizeKelepçeli imgelerle s a v r u l d u k Silen sildi ellerindeki isihoyratça basıp meydanların yüreğineSoyunup ten…