Büyüklere Masallar

BİR varmış, bir yokmuş… Memleketin birinde bir padişah varmış. Önceki padişahlara, yaptıklarına öykünürmüş ama çocukken aldığı yetersiz ve tek yönlü eğitim nedeniyle hayata onlar gibi geniş açıdan bakamazmış. Bir yabancı dil bile bilmiyormuş; diğer ülkelerin kralları ile bir araya geldiğinde bildiği yabancı birkaç sözcüğü yanlış telaffuz edermiş.
Padişahın ülkesinde “yolsuzluk” diye bir hastalık varmış; hastalığın ilk evresinde kendilerini çok iyi hisseden hastaların, analarından emdikleri süt burunlarından gelirmiş sonradan…
Aslında padişah, padişahlığını birazcık da bu hastalığa borçluymuş. Padişah olmadan önce “Bu hastalığın çaresi sadece ve sadece bendedir” diye haber salmışmış.
Padişah olduğunda, hekimler padişahın yanına varmışlar. “Dilerseniz hastalığa çare bulalım” demişler. Ama padişah hekim veya elçi gibi iyi eğitim görmüş kişileri sevmezmiş.
“Hekimler iğne yapmayı bile beceremez” diye bağırmış hekimlere. Hekimlerin ahı tutmuş, padişah kendi kendine yapmaya çalıştığı iğneden kapmış “yolsuzluk” mikrobunu. Mikrobu kapmakla kalmamış, yakın çevresine de bulaştırmış; yardımcılarına, defterdarına derken yakınlarının çoğu kapmış mikrobu. Sadece yakınındaki birkaç kişi hastalığın bulaşmasından korkarak padişahtan uzaklaşmış ve kurtarabilmiş kendini. Başka ülkelere bile sıçramış hastalık; Germen İmparatorluğu’ndaki hekimler “yolsuzluk” mikrobunu kendi ülkelerinde izole etmişler ve bir rapor hazırlayarak göndermişler padişaha. Ama rapor nedense hayli geç ulaşabilmiş ülkeye…
* * *
Olanlar yetmezmiş gibi yiğidin biri “kılıcını” çekmiş ve haykırmış.
“Padişah hem çıplak, hem yolsuzluk mikrobu taşıyor” diye. Hastalığın olumsuz belirtileri ortaya çıktıkça, halk durumu öğrenmesin, aydınlanmasın diye fenerler karartılmış, tehditlere ve sert önlemlere başvurulmuş. “Ulemaya danışalım” demiş padişah; ama ulema da çare bulamamış…
Sadece birisi istiareye yatmasını önermiş ve uykuya dalmış padişah. Rüyasında sarı saçlı, mavi gözlü bir dev dikilmiş karşısına. Son derece kızgınmış dev, çatılmış kaşlarının altındaki bakışları delip geçiyormuş adeta… “Bre gafil” demiş dev, “Kurduğum sistem ve benim hakkımda söylediklerin unutuldu mu sanırsın? Sadece bu hastalığın değil, güzelim ülkeme yaydığınız tüm hastalıkların tedavisini sağlayacak altı ilaç, oklarla kazınmıştır devletimizin temeline. Bu sözüm sırf sana değil, tüm halkıma…” Ve ter içinde uyanmış padişah.
Masalın sonu mu? Onu siz belirleyeceksiniz.