Bir Siyasetçi ile Diyalog… * Tayfun Deniz Kuğu

Rahmetli dedem derdi ki, “üç şeyden uzak duracaksın: Cebinde para olmayan akşamcıdan, bileti olmayan yolcudan, söz veren siyasetçiden!..”
Anlamaz aval aval bakardık…
Yaşımız kemale erdi öğrendik…
Yerel siyasetin “ağır toplarından”, eski tanıdığım bir arkadaşla aramızda geçen diyaloğu düşündükçe hak veriyorum rahmetliye…
İşte o siyasetçiyle olan diyalog…
TDK: sevgili ……..ETV kokteylinde gördüğümde hatır sordum. Programa davet ettim. Ancak giderken bir “hoşça kal” bile demediniz eşinle.
………….. şikayet etmedim, teşekkür ederim.
Meçhul kişi: Abi kusura bakma. Kalabalıktan telaştan olmuştur. Kasıtlı olması mümkün değil.
TDK: ……. Yanımdan geçip gittiniz. Üzüldüm. Bir programa davetlisiniz ona göre anca affederim J
Meçhul kişi: Vallaha görmedim abi. Tamam söz…
TDK: Tamam sevgili……….. Kesinleşince önceden bildiririm sana…
……..
Bu hafta için yerel siyasetimizin “ağır toplarından” olan kardeşimizi aramayı düşünüyordum ki, çok önceden ETV'de bir başka arkadaşın programına çıktığını öğrendim…
Ne diyeyim…
Yiyeceksin, içeceksin siyasetçinin samimiyetine güvenmeyeceksin!..
Üç şakşakçı etrafında toplandığında,
Beş kişi “yürü be” dediğinde ne eğitime bakar bu iş, ne de liyakata…
Hele bi de sözü satmak yok mu?..
Maksat reklam olsun, maksat nam yürüsün…
Elbet bugünler gelir geçer…
Sevgili kardeşim belki çok büyük makamlara gelir…
Manisalı hemşerilerimiz kendisini o makamlara layık görür…
De…
Samimiyeti tv ekranı kadar olan kişinin diğer söylediklerine ben nasıl inanayım?..
Sevgili kardeşim!..
Helal sana bu yollar…
Yürü. Hatta koş!..
Eski günlerin hatırı vardı…
Sildin bir kalemde…
Ağır oldu farkındayım…
Ancak, çok ağır sözleri sırf verdim diye tutmak zorunda kaldım…
Halden anlarım yani…
Sevgili kardeşim!…
Sen sen ol, tutamayacağın sözleri verme!..