Barış

Çocuğun gördüğü düştür barış.Ananın gördüğü düştür barış.Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya babaelinde yemiş dolu bir sepet;ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak testi gibiter damlalarıyla alnında… barış budur işte. ???.. Yannis Ritsos

Her yıl 1 Eylül?ü ? Dünya Barış Günü ? kutlamak, yaşadığımız yüzyılda, hele son yıllarda ne kadar inandırıcı geliyor dersiniz. Ne yazık ki en çok barıştan söz edenler kan barut saçıp çocukları bile acımadan öldürüyorlar.

İkinci Dünya Savaşı diye bilinen paylaşım savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya'yı işgaliyle başladı. Ardında elli milyondan fazla ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Mayıs 1945?de son buldu. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi. Edilmesi kabul edildi de acaba ? Barış Günü?nü ilan edenlerin dünyaya barış geleceğine kendileri de inanıyorlar mıydı?

Dünyanın en kanlı savaşının başladığı tarih olan 1 Eylül 1939?da faşist Hitler yönetimi, dünya imparatoru olma sevdasıyla Polonya?yı işgal etti. Milyonlarca insanın yaşamına mal olan bu dünya savaşının benzeri bir daha yaşanmasın diye 1 Eylül Dünya Barış Günü ilan edenler yeni Hitler?lerin olabileceğini, savaşların durmayacağını, paylaşım hırslarının sona ermeyeceğini bilmiyorlar mıydı?

Tarih boyunca insanlar savaşmaktan barışı düşünmeye bile zamanları olmamış. En son savaşta burnumuzun dibinde yapılıyor. Biz eğitimciler, öğrencilerimize tarihi anlatırken, o cıvıl cıvıl beyinlerden, ?tarih boyunca hep savaşlar olmuş öğretmenim insanlar hiç barış içersinde yaşamamışlar mı?? sorularına hiçbir zaman cevap bulamıyorduk. Unicef raporlarına göre, 1990?lı yıllarda 2 milyon çocuğun silahlı çatışmada öldüğünü, üç katının ise sakat kaldığını, 12 milyon çocuğun evsiz, 1 milyon çocuğun ailesinden ayrı düşüp yetim kaldığını,10 milyon çocuğun psikolojik sarsıntıya uğradığını onlara nasıl anlatabilirdik. Nasıl anlatabilirdik halen 30 ülkede 18 yaşının altında 300.000 çocuğun silahlı çatışmalarda çarpıştığını, yakın geçmişte yaşanan Yugoslavya?da savaşta 20.000 cinsel saldırı olduğunu? Yıllar, asırlar, devirler önce sanki bugünleri görür gibi bir bilgenin söylediklerini okuyalım.

Sümer Kralı İşme Dağan İ.Ö 2002 yılında şöyle diyordu.

? İnsanın insana işkence etmediği,

Ülkeyi alçakgönüllülüğünün kuşattığı,

Küçük kardeşin büyükten sonra geldiği

Gençlerin, bilginlerin sözünün dinlendiği,

Güçlülerle güçsüzlerin arasında sürtüşme olmadığı,

Nezaketin egemen olduğu,

İstenilen yolda gidildiği, zararlı otların yok edildiği,

İnsanın istediği yere gidebildiği, kırlarda bile incinmediği,

Ülkede bütün sıkıntıların yok olduğu,

Ülkede kapkaranlığın kovulduğu gün?

İşte o gün, bütün canlılar neşe ve sevinç içinde yaşayacaktır ?

Sanki bir anlamı varmış gibi önce 30 Ağustos Zafer bayramı, ardından 1 Eylül Dünya Barış Günü? İnsanlık dünyasının geleceği için en önemli ve anlamlı günlerden biri olan “1 Eylül Dünya Barış Günü”nde, Türkiye Cumhuriyeti?nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK?ün, “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini bir kere daha hatırlatmak istiyorum.

???????Ve toprakta derin izler açan sabanlarıntek bir sözcüktür yazdıkları:BarışVe bir tren ilerler geleceğe doğrukayarak benim dizelerimin rayları üzerindenbuğdayla ve güllerle yüklü bir tren.Bu tren, barıştır işte. Kardeşler, barış içinde ancakderin derin soluk alır evren.tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini.Kardeşler, uzatın ellerinizi. Barış budur işte. Yannis Ritsos (Barış adlı şiirinden)