Aigai * Haydar Aksakal

Aigai, Manisa'ya 49km. Uzaklıkta, Yuntdağ bölgesinde antik bir kent, İS.17?de meydana gelen büyük bir depremle yıkıldı. Aigai, Bakırçay ile Gediz nehri arasında kalmış dağlık bir
bölgede, doğuda Akhisar düzlüğü ile sınırlandırılmış.
Aigai?nin etrafından akan, bu bölgenin en büyük nehri Kocaçay, eski dönemlerde Titnaios ve Pytikos diye anılıyordu. Nemrut Kalesi ile aynı yükseklikte olan kent, Köseler köyünün 2km
güneyinde, bir tepe üzerine kurulmuş.
Kırklı yılların haritalarında Nemrut Kalesi, ?Panthenion? diye gösterildi. İzmir-Çanakkale karayoluna 15km. Mesafede. Kuruluş tarihi ve gerçek ismi bilinmiyor.
Kentin ismi, dönem dönem değişikliğe uğramış. Heredot zamanında Aiyaiai, Plinus.V.Döneminde Aegacae ve bunların dışında her dönem Aigai diye anılmış.
Ramsay ve Reinach, 1882 de burayı ziyaret ettikten sonra, Nemrud Kalesine Ege manasına gelen ?Ago? ismini önerdi. Bu talep daha sonraları da benimsenmeye başlandı, sadece son
zamanlarda bu isme karşı itirazlar başladı.
Aigai sözcüğünün anlamı kesin olarak bilinmiyor. Aigai, keçi anlamına geldiği gibi, Helen dilinde Aigai'lılar anlamına gelir. Bu isimde daha birçok kent bulunmaktadır.
Bu antik yerleşim biriminin politik ve ekonomik bir gücü olmadı. Önemli yolların geçtiği yerde kurulmamıştır. Bergama ile Sardes arasında, ileri bir karakol görevi gördü.
Aigai, kalesi, agorası, tiyatrosu, stadyumu, hamamı, meclis binası, aşk evi, sur duvarları ve yerleşim birimleri ile adeta zamana meydan okudu.
Aigai?nin genel yerleşim planı, doğal şartlara uygun olarak yapılmış. Kentin inşasında büyük bir beceri ve ustalık kullanılmış. Aigai duvarlarının, Bergama duvarları ile şaşırtıcı benzerliği
var.
Ege (Aigai) Aiolis'in 12 kentinden birisidir. Aioller, Ön Asya?dan Peloponnes?e kadar uzanan topraklarda yaşadı.
Kendilerine özgü bir diyalekt ile konuşuyor, yunanlı olmayan komşularıyla ticaret yapıyorlardı.
Aiolislerin işgali İ.Ö.1120 tarihinden 1050 tarihine kadar sürdü. 399 yılında Pers hâkimiyeti altına girdi.
Büyük İskender onların kurtarıcısı oldu. İ.Ö.17 ve 105?deki deprem ülkede çok büyük hasarlara yol açtı. Ülkenin ekonomik koşulları bozuldu ve insanlar büyük sıkıntıya düştü.
Aigai ve diğer şehirlerde Hıristiyanlık yayıldı. Hıristiyan din adamları burada görev yapmayabaşladı. Daha önceleri Aigai, Apollon Tapınağı ile kutsanan bir kentti..
Aigaililer 7 ve 6. Yüzyıldan itibaren kendilerine has mimariyi geliştirdi. Kent, 900metre uzunluğundaki duvar ile kapatılmış, stadyum bu surların dışında bırakılmıştır.
Aigai?de en göze batan yer, 75 metre uzunluğunda, iki katlı alış veriş merkezidir. Değişik katların tavanları ve çatı ahşaptan yapılmış. Aigai?de iki tane agora vardı.
Bunlardan birisi, tiyatroya yakın bir yerde. Tiyatro terasının yan duvarları oldukça uzundur.
Oturulacak yerler yok olmuş.
Tiyatro terasının kuzey batısında Dor tapınağı, üst tarafın orta yerinde 2.yüzyıldan kaldığı düşünülen başka bir tapınakta yer alıyordu. Tiyatronun dışında bulunan Roma Hamamı da
ilgi çekici yerlerden birisidir.
Aigai kentinin güneydoğu tarafında, kentten 3km uzaklıkta, Koça derenin kenarında bir tapınak daha var. Bu Apollon tapınağıdır. Siyekli köyünden ulaşım daha kolaydır. Burada
dikme taş tabir edilen sütunlar ilgi çekicidir.
Kentin mezarlığı Aigai kentinin kuzey eteklerindedir. Aigai komşu kent Tennos ile aynı kaderi paylaştı. Kıyı kesiminden uzakta yer almalarına rağmen savaşlarda oldukça fazla sıkıntı
çektiler. Bergama krallığının gelişmesi ile bu bölgedeki trafik artı. Bergama'da birçok eserin yapımında imzası olan P.Servilius, Aigai?de Apollon tapınağı, anıtlar ve kaledeki birçok yapıyı
tamamladı.