Kuşatılmış, Mahzun 19 Mayıs * Kemal Kocabaş

Bu yıl 19 Mayıs kuşatılmıştı, mahzundu ve tutsaktı? Yurttaşların büyük çoğunluğu üzgündü. İktidar sahipleri önceleri çocuklar üşüyor, dersleri aksıyor gibi güya müşfik(!), inandırıcı olmayan gerekçeler öne sürdüler? Sonra 1940?ların bayram formatını değiştiriyoruz dediler, tanklar olmayacak vb. gerekçeler öne sürdüler. Şimdi de halkın görüşünü almadan onun adına ?Halkımız böyle istiyor.? diyerek 19 Mayıs?ın ruhunu çökertmeye çalıştılar. Bayramı Milli Eğitim Bakanlığından Gençlik ve Spor Bakanlığına aktardılar. Okullardan, çocuklarımızdan, eğitim süreçlerinden bayramı çıkarttılar. Ülkenin gündemine de yeni bir tartışma kattılar.
19 Mayıs?ın anlamı nedir? Yarattığı algılamalar nelerdir? Bir ülkenin kuruluşu, kuruluş felsefesiyle neden oynanır? Ulusal Bayramlarla neden oynanır? Bu soruların yanıtları 19 Mayıs operasyonun nedenleridir. 19 Mayıs deyince benim ve çoğu arkadaşımın usuna Anadolu İhtilali, Ulusal Kurtuluş Savaşı, Ulusal Bağımsızlık, Cumhuriyet, akıl ve bilim, özgürlük ve de Mustafa Kemal geliyor. İktidarın atfettiği gibi militarizm hiç gelmiyor. Ülkenin kuruluş belleği geliyor. Bir ülkenin kuruluş belleği, kuruluş felsefesi değiştirilebilir mi? Mustafa Kemal toplumsal bellekten çıkartılabilir mi? Şimdi tüm yurttaşlar 2011-Cumhuriyet Bayramının kutlamalarına yönelik iktidar tavrından sonra 19 Mayıs?a yönelik iktidarın bu yeni hamlesini tartışıyor, sorguluyor? Ülkenin demokratik güçleri ülkede oluşan bu yeni durumu çok iyi tartışmalı, itirazlarını üretmelidirler. %50 oyla iktidar olmuş bir siyasal hareketin ülkenin tüm düşün sistematiğini dönüştürmeye hakkı yoktur, olamaz da?
1960 yıllarından beri 19 Mayıs kutlamalarına önce ilkokul, sonra öğretmen okulu öğrencisi olarak katıldım. Coşkuyla, umutla ve sevgiyle katıldığım bu kutlamalar benim yaşamımda eğitimin bir parçasıydı. Dönütleri olağanüstü idi?Yeni şarkılar, yeni türküler, marşlar, yeni arkadaşlar, yeni halk oyunları, spora yatkın bir kültür, verilen bir görevi yapabilme bilinci, birlikte bir iş yapma, birlikte üretme, kollektif kültür, özgüven, paylaşım, bir grup dinamiğinde olabilme, yaptığınız bir etkinliğin beğeni kazanması, küçük ilk gençlik yaramazlıkları 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramının bende bıraktığı olumlu sonuçlardı. Bir insanlaşma, sosyalleşme süreciydi bayram kutlamaları? Bu kutlamalar sonucunda darbeci de olmadım. Hatta 12 Eylül darbesi ?solcu? diye üniversiteden attı. Yaşadığım hiçbir 19 Mayıs kutlamasında tanklar da yoktu. Renkler, cıvıl cıvıllık, dinamizm ve dirilik vardı. Tam bir Cumhuriyet diriliği idi yaşanan. Kanımca siyasal iktidarın istemediği de buydu. Zira Cumhuriyet ?Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür? kuşaklar yetiştirmeyi temel almıştı. Günümüz siyasal iktidarı ?Dindar Nesil? yetiştirmeyi temel hedef alıyor. Değişen paradigma ülkeyi zorluyor, ayrıştırıyor ve düşünsel olarak bölüyor.
18 Mayıs Cuma akşamı annemi ziyaret için Kavaklıdere?deydim. 19 Mayıs günü sabah 8.45?te kasaba meydanında, Atatürk anıtının karşısında arkadaşlarımla çay içiyordum. Bayramı izleyecektim. Yirmiye yakın öğrenci ve belediye başkanı, ilçenin ilgili memurları ve parti başkanları meydanda. Etrafa baktım. Halk yoktu. Parti örgütleri anıta yasak nedeniyle çelenk koyamamışlardı. Herkes adına ilçe milli eğitim müdürü anıta çiçeği koydu ve meydandaki tören sona erdi. Daha sonra lise önünde ilköğretim öğrencilerinin katılmadığı, sadece iki lisenin öğrencilerinin katıldığı, yapılan yarışmalarda derece alan öğrencilere ödül töreni vardı. Göstermelik yapılan, içi boşaltılmış, ruhu alınmış bir töreni acıyla izledim. Kavaklıdere?nin 50 yıllık tarihini düşündüm. Kasaba meydanında halkla birlikte kutlanan coşkulu Cumhuriyet, 23 Nisan, 19 Mayıs kutlamalarını düşündüm. 33 yıl boyunca (1945-1978) yılları arasında Kavaklıdere?de sevgili babamın öğretmen-okul müdürü olarak arkadaşlarıyla, öğrencileriyle birlikte duyduğu bayram coşkusunu anımsadım. Babamı, arkadaşlarını ve Kavaklıderelileri saygıyla selamladım? 19 Mayıs günü bayram sonrasında kahvede, çarşıda bayramın bu şekilde kutlanmasından rahatsız, fakat tepkilerini dillendiremeyen yurttaşları dinledim. Kavaklıdere, Milli Mücadelede can vermiş, şehitleriyle, gazileriyle ülkenin kuruluşuna tuğla koymuş bir Ege kasabası olarak Cumhuriyetin kazanımlarına, Mustafa Kemal?e sahip çıkmış, aydınlık insanların yaşadığı bir kasabadır. Kavaklıdere?de Cumhuriyet ışığını söndürtmemek hangi politik görüşten olursa olsun tüm Kavaklıderelilerin tarihsel sorumluluğu olmalıdır.
Bu 19 Mayıs?ta meydanlara yansıyan tartışmalar ile ülke yeni bir düşünsel bölünme yaşadı. Atatürk anıtına çelenk koymayı da yasaklayan, 19 Mayıs?ı sınırlayan bir anlayışla Cumhuriyetin aydınlık felsefesini ayakta tutmaya çalışanlar arasında bir düşünsel bölünme. Ülkeyi yönetme iddiasında bulunanlar ülkenin ulusal duyarlılıklarına, ülkenin kuruluş felsefesine ve kurucusu Mustafa Kemal?in emeğine saygı duymak zorundadır. Siyasal iktidar, yurttaşların dinsel inançlarını, ulusal duyarlılıklarını araçsallaştırarak bölmek, ayrıştırmak yerine ülkedeki barışa, bir arada yaşama kültürüne katkı vermek durumundadırlar. Ayrıştırma çok ağır travmalar, izler bırakır. 4+4+4 Eğitim Yasası böyle bir ayrıştırma yasasıdır. Bu anlayışla sağlıklı, demokratik bir anayasa çalışmasının yapılması çok güçtür.
Ulusal bayramlar eğitimin çok önemli bir parçasıdır. Ülke çocuklarına bu ülkenin yurttaşı olma, ülkenin tarihsel süreçlerini, Mustafa Kemal?i, Cumhuriyeti algılama penceresi açan, ülkü birliği, ortak kültür üreten törenlerdir. Çocuklarımız, gençlerimiz, yurttaşlarımız, halkımız sonsuza kadar 19 Mayıs?ı emperyalizme karşı ulusal kurtuluşun simgesel bir günü olarak kutlamaya devam edecekler ?Aydınlanma Işığını? söndürtmeyeceklerdir.