Yerel Yönetimlerde Yeni Yapılanma ve Demokratik Katılım * Kemal Kocabaş

Her Kavaklıdere ve Muğla gezimde arkadaşlarımla, dostlarımla kapatılan yerel yönetimlerle ilgili söyleşiriz. Kapatılma olaylarını sorgularız. Bu yazıyla Muğla merkez, Yatağan ve Kavaklıdere ölçeğinde kapatılan yerel yönetimleri yazmayı bir görev saydım. Sonuçlarının ne olacağını tahmin edebiliyorum.
Yazlıkçı olarak bulunduğum, yerel yönetimi kaldırılan bir beldede son dört yılda yaşananların tanığıyım. 20 yıldır kışın on bin, yazın yüz bin nüfusuyla şirin bir belde olan Özdere?ye yaz-kış ailecek gider geliriz. Dört yıl önce belediye kaldırıldı ve 45 kilometre ötedeki Menderes Belediyesine bağlandı. Çok acıdır ki Özdere dört yıldır yerel yönetim hizmetlerinden yeterince yararlanamıyor. Toplanamayan çöpler, bulunamayan, ulaşılamayan yerel yönetim yetkilileri ve uzaktan yönetilemeyen bir belde?
2012 yazında Cumhuriyet Gazetesinde ?Özdere?ye Dair? başlıklı bir yazı yazmış ve kendini ifade edemeyen Özdere sakinlerinden bu yazı nedeniyle çok sayıda teşekkür mesajı almıştım.
Şimdi de belediyeleri kapanan, ama tepkileri yukarılarda değerlendirilmeyen Muğlalı yurttaşlarımın seslerini kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Yerel yönetimler yasasında yapılan değişikle Muğla büyükşehir oldu. Muğla?nın büyükşehir olması şüphesiz olumlu bir karar.
Bu yasayla birlikte Muğla?nın diğer ilçelerinde ve Kavaklıdere?ye bağlı Çayboyu, Menteşe, Çamlıbel, Muğla merkeze bağlı Yeşilyurt, Kafaca, Bayır, Yatağan?a bağlı Bencik, Bozarmut, Bozüyük ve Yeşilbağcılar beldelerindeki belediyeler de kapatılıyor. Yasanın bu maddesini en küçük birimlerde ?demokratik yerel kültürün? gelişmesi penceresinden anlamak mümkün değil. Bu beldelerde oturan yurttaşlarımıza sorulmuş mu? Şüphesiz hayır? Yerel yönetim ?demokrasi-katılım? demektir. Yasayı yapanlar ve TBMM?nde oy verenler bir anlamda bu beldelerdeki yurttaşlarımızın evrensel katılım haklarını ellerinden almış olmuyorlar mı?
Kasabalarını yönetecek kişiyi seçme hakları, seçtikleri belediye meclisinde kasabalarının sorunlarını tartışma hakkı, gördükleri yerde oy verdikleri veya vermedikleri belediye başkanına soru sorma hakları yok olmuyor mu?
Belediyeleri kaldırılan ve şu anda Belediye Başkanlığı yapan arkadaşlarıma ulaştım. Onlar ne düşünüyor diye merak ettim. Yeşilyurt (Pisi)?da belediye 1951 yılında kurulmuş. 62 yıllık gibi uzun bir yerel yönetim deneyimi var. 2500 nüfuslu Yeşilyurt kasabası Belediye Başkanı Sayın Mehmet Güven belediyenin kalkması nedeniyle çok üzgün olduklarını, böyle bir kararı mutlaka o kasabada oturanların vermesi gerektiğini, bunun demokrasi olmadığını, tepeden alınmış bir karar olduğunu söylüyor. Seçmen kütükleri üzerinden referandum yaptıklarını ve oylamaya 1300 kişinin katıldığını 1290 kişinin belediyenin kaldırılmasına itiraz ettiğini söylüyor.
Sonuç olarak Pisi halkının belediyeden yana olduğunun altını çiziyor.Muğla merkeze bağlı Bayır kasabası ilk belediye başkanını 1956 yılında seçmiş, 57 yıllık bir belediye. Belediye Başkanı Sayın Cumhur Çoban sürecin tabanda demokratik kültürün oluşmasını olumsuz etkileyeceğini belirterek, gayri resmi yapılan referandumda kasaba halkının %90?nının belediyenin kapatılmasına hayır dediğini ifade etti. Sayın Çoban, 57 yıllık ?Bayır Belediye Tarihi?ni de kitaplaştırma çalışmalarına hız verdiklerini ifade etti. 1500 nüfuslu Kafaca?da Belediye 1999 yılında kurulmuş. Görüştüğüm Belediye Başkanı Sayın Murat Gökalp referandum yaptıklarını 1300 seçmenden 1150?sinin belediye kalkmasın şeklinde oy verdiklerini ifade ederek, beldelerdeki belediyelerin kalkması sonucu halkın ve demokrasi geleneğinin bundan olumsuz etkileneceğinin altını çizdi.
Eski adı Genek olan Menteşe kasabasında belediye 1972 yılında kurulmuş. 41 yıllık bir yerel yönetim geleneği var. Kavaklıdere?ye yaklaşık 8 kilometre ötede 2500 nüfuslu kasabanın Belediye Başkanı Sayın Mesut Karataş kasaba halkının belediyenin kalkmasından yana olmadığını ifade ederek 41 yıl içinde Menteşe?de arıtma sisteminden pek çok kaleme önemli işlerin başarıldığını ifade etti. Muğla?ya yaklaşık 80 kilometre ötedeki 1380 nüfuslu Çamlıbel Belediye Başkanı Sayın Kamil Öztürk belediyelerinin kalkmasından hiç memnun olmadıklarını, kasabalarında 1999 yılında belediyenin kurulduğunu, belediyenin beldede çok önemli işler başardığını, daha çok yapacak işleri olduğunu, uzaktan bu hizmeti alamayacaklarını ve halkın bu konuda tepkisi olduğunu belirtti.
Son olarak eski adı Mesevle olan Çayboyu Belediye Başkanı Sayın Mehmet Demir ile konuştum. Çayboyu?nda belediye 1994 yılında kurulur. Bu 19 yıl içinde yerel hizmetler anlamında Çayboyu önemli yol alır. 1400 nüfuslu Çayboyu beldesinde sanayi bölgesi kurulması, esnaf sayısının 11?den 61?e çıkması, 100 konutluk TOKİ ihalesinin yapılması ve pek çok hizmetin belediye olmasından kaynaklandığını söyleyen Demir, belediyelerin kapatılma kararından Çayboyu halkının ve kendilerinin rahatsız olduğunu önemle belirtir.
Her tatilde ailecek büyük bir keyifle ziyaret ettiğimiz Yatağan-Bozuyük Kasabası tarihsel bir geçmişi olan bir yerleşim yeri. 1864 yılına kadar Menteşe Beyliğine bağlı bir ilçe. 1864-1944 yılları arasında nahiye ve 1944-1994 yılları arasında köy olarak kalıyor. Belediye 1994 yılında kuruluyor. 19 yıllık bir yerel yönetim deneyimi var. Belediye Başkanı Sayın Yaşar Gencer referandum yaptıklarını oylamaya 504 yurttaşın katıldığını 500 kişinin belediyenin kalkmasına hayır dediğini belirterek, Yatağan ovasındaki Osmanlı tapuları nedeniyle Bozüyük halkının ve demokrasi kültürünün bu süreçten zarar göreceğini özellikle ifade etti.
Görülüyor ki bu yasa halka rağmen çıkmış. Yurttaşlar bu yasadan mutlu değil. Hangi siyasal partiden olursa olsun ortak akıl ?Hayır? diyor. Kazanılmış bir hak bu şekilde kaybedilmemeli. Demokrasi bu değil.
Çok açık ki belediyesi kapatılan beldeler önümüzdeki süreçlerde yerel yönetimlerden yeterince yararlanamayacaktır. Sokakta, kahvehanede bir muhatap bulamayacaktır. Belde halkının kendi yöneticisini seçme hakkını, kendi beldesinin sorunlarını belediye meclisinde tartışma yollarını tıkıyor. Tıpkı Özdere?de olduğu gibi. Bu kararın gözden geçirilmesi gerekmektedir. Muhalefet partilerinin bu yasaya hukuk düzleminde itiraz etmesi gerekmektedir.
Bizim halkımız yöneticisine ?dokunmak? ister, ?Ne olcek bizim yollar, sular neden akmıyor, pazar fiyatlarını kontrol edin? gibi pek çok soruyu sormak ister. Bu yasa bunu önlüyor. Dilerim verilecek demokratik tepkilerle,hukukla, sağduyu ile yanlıştan geri dönülür.