AKSAKAL'CA
08.03.2013 / 00:00
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. 8 Mart ve benzeri günlerde hatırlanan kadınlarımızı düşündüm. Tarlada çalışan kadınlarımızı, sırtında odun taşıyan kadınlarımızı, fabrikadan çıkarılan kadınlarımızı, aş-iş istiyorum diyen kadınlarımızı, sırtından sopa, karnında çocuk eksilmeyen kadınlarımızı…tacize ve tecavüze uğrayan kadınlarımızı…
1985?lerde kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesini imza koyan ; ama hala kadınlarımızın aşağılaştıran koşulları yaşatmaya devam eden, ülkemin bir yurttaşı olarak kadının kurtuluşu yönünden ciddi kaygılar taşımaktayım.
Şöyle ki: Kadınlar kendi kaderlerini kendileri tayin etme hakkına sahip olmalıdır.
Anne olmak için, yılda 2500 kadınımız yaşamını yitirmektedir. Ülkemizde %35 okuma yazma bilmeyen, %75?i yaşamları boyunca doktor yüzü görmeyen kadınlarımız, aşk yapmayla, çocuk yapma arasında farkı öğrenebilirse, ?AÇIK YOLUN TÜRKÜ?sünü söyleyebilir:
Aydın yürekle, yaya, açık yola çıkıyorum.
Sağlık bende, hürriyet bende, dünya önümde.
Uzun esmer yol önümde, nereye dilesem oraya götürürler.
Bundan böyle sızlanmıyorum, işimi yarına bırakmıyorum.
Bana gereken hiçbir şey yok.
Güçlü, hem de halimden hoşnut, açık yolu boyluyorum.
VE HEP BİR ADIM ÖNDE
Çağının sorumluluğunu taşıyan insan olmak, bu doğrultuda çözümlemelere katkıda bulunacak bir işlev yüklenmek, hep bir adım önden gitmek her baba yiğidin harcı değildir. Yürek gerektirir, aydınlık bilinç gerektirir. Karşılanabilecek her türlü engele, zorlamaya baskıya ve daha bir yığın olumsuzluğa dayanabilecek bir güç gerekir. Bazı insanların bünyesinde vardır bu özellikler. Yaşamları önceden belirlenmiştir sanki. İnandıkları davanın her aşamasında hep en baştadırlar, korkusuz yürekli.
Aydınlık düşüncelerle yola çıkan kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü?nü yaratmıştır.
Şöyle bir geçmişe baktığımızda 8 Mart?ın ardında acı bir olayı görmüş oluruz. 1857 yılında Amerika?da kadın dokuma işçileri, ?eşit işe eşit ücret? diye greve gittiler. Birkaç gün sonra fabrikada yangın çıktı. Bu yangında 200 kadın işçi yanarak öldü.
1910 yılında Kopenag?ta toplanan sosyalist kadınları, kadın hakları üzerinde durdular. Toplantıyı yöneten Clara Zetking, Amerika?da yanarak ölen kadın işçilerin anısına 8 Mart?ı ?EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ? olarak kutlanmasını önerir ve öneri kabul edilir.
Başlangıçta bir şeyleri kurmak zordur, zahmetlidir. 8 Mart?ın bu güne gelmesi için dünyada kadınlar nice mücadele vermiştir.
8 Mart kutlamalarını salt eğlence olarak düşünülmemeli. Yapılan panellerde mutlaka emekçi kadınlar yer alıp onlar sorunlarını açıklamalı.
Ve kadın özlediği yaşamı, yaşama geçirmek için her an, dişe diş uğraş verdiği kurtuluşunu geciktirme niyetindeki her türlü açık ve sinsi eylemlere HAYIR diyebilmeli.
Audre Lorde?nin dediği gibi:
Konuştuğumuz zaman korkarız,
Sesimiz duyulmayacak diye,
Sesimiz küçümsenecek diye,
Ama sustuğumuz zamanda korkarız
Öyleyse konuşalım daha iyi.