MİYASE'NİN KUZULARI – ÜSTÜN DÖKMEN * Işıl Soğukpınar

Okumalara devam diyoruz. Hem yaşamın içinde yer alarak gündemi gözlüyoruz hem de yazarların bakışımızı zenginleştiren eserlerinden düş gücümüzle gerçekleri görmeye çalışıyoruz. İşte tam böyle bir roman, hayal deryasından gerçeğin dünyasına bakış

Hayvanlar topluluğundan insanlar dünyasına bir roman, kitabının yazarı Prof. Dr. Üstün Dökmen böyle diyor. Romandaki bütün karakterlerin, insanların, hayvanların, olayların hayal ürünü olduğunu, hiçbirinin gerçek olmadığını söylüyor yazar.

” Romandaki atlar, eşekler, toklular, şişekler, köpekler ve cümle öküzler hayal ürünüdür; bu yüzden öküz altında buzağı aranmaması eğer öküz altında buzağı görülürse öküzü cinsel kimliği konusunda söylenti çıkarılmaması rica olunur.

Ben bu romanı keyif almak için yazdım; birlikte keyif alalım diye de yayınladım. Şimdi lütfen arkanıza yaslanıp okuyun ve romanın keyfini çıkarın. Keyfini çıkarın ama cıcığını çıkarmayın. Ayrıca sürekli teşbihler, kinayeler aramayın, üzerinize almayın. Unutmayınız, halkımız, “işkilli tavuk dingilder.” der yani işkillenmezseniz dingildemezsiniz.” diyor , daha romanın ilk sayfasında.

Hadi bakalım dingildemeden okuyun kolaysa. Tedirgin oluyor insan sayfalar arasında, tanıdık geliyor hem davranışlarıyla kuzular, kurtlar, kediler, eşekler, köpekler…Toplumsal ve psikolojik açmazları onların dilinden mi anlatıyor bizim dilimizden mi diye sıkça sordum doğrusu.

Sayfa 99 da ” İnsanlar hayvanların duyguları olmadığını sanıyorlar. Bir zamanlar, kölelerin de duygusu yok sandı efendiler. Beyza efendiler, zenci köle kadınları, kocalarından, çocuklarından ayırıp satıverdi, duygularını önemsemediler. Köleler, yarı hayvandır, maymundur, üzülmezler zannettiler.” Sözleri nasıl üzmez yüreği olanı.

Sayfa 105 ” Gökteki bulut dağa inse içindeysen bulutu göremezsin, ” Buluta girdik. demezsin , “Sis var. ” dersin. Biz insanlar da yaşadığımız çağın anlamını böyle geç kavrıyoruz.” Hiç alınganlık yapmamamız gereken cümlelerden mi sahiden?

Görünürde bir çiftlikte yaşayan hayvanlar ağzından anlatılan bir fabldır roman. Psikolog yazar Üstün Dökmen, bir çiftlikteki hayvanların başından geçenleri mizahi bir üslupla anlattığı Miyase'nin Kuzuları'nda, yaşamın ana fikrini kavramanın yolunun birbirimizi ve hayvanları anlamaktan geçtiğini gösteriyor.

Duygulu, sevecen aşık kuzu Miyase,Bilge baykuş Huhucan, Kafasını asil köklerini bulmaya takan başkan Yağızat Atay, psikiyatr tavşan Zıpcan ve sürekli uyuyan psikolog kedi Rahatcan, insanlarla birlikte yaşayan içten pazarlıklı kedi Karam, falcı maymun Maksut ve daha pek çok renkli hayvan karakterden oluşan bu ilginç hikayede çok sayıda tanıdık sima ve konuyla da karşılaşıyoruz aslında.

Sayfa84 “İnsanlar birbirlerine kızdıklarında aşağılamak için “hayvan” derler. Oysa hayvan kelimesinin aşağılama amaçlı kullanılması haksızlıktır. İnsanlar hayvanların sergilemedikleri nice ahlak dışı, insana yakışmayan davranış sergilerler de yine de her zaman, her konuda hayvanlardan üstün olduklarını düşünürler. Hiçbir köpek sahibini evden uzaklara, mesela Belgrat Ormanları'na götürüp tek başına bırakıp arabasına atlayıp kaçmaz. Hiçbir kedi sahibini çuvala koyup eve uzak bir yerde salıvermez. Pek çok köpek sahibi yere uzandığında telaşlanır, onu yerden kaldırmadan rahat etmez.”

Romandaki sürekli girilmeye çalışılsa da bu konuda bir türlü başarılı olunamayan Dünya Hayvanlar Birliği ya da Hayvanlar Birliği Milli Takımlar Teknik Direktörü, işini bilen, hırslı, öfkeli keçi Yavuz Selim size de bir yerlerden tanıdık gelmiyor mu? Toplumdaki pek çok kişiyi, konuyu ve tiplemeyi ince bir mizah eşliğinde hicveden ve bunu yaparken kıssadan hisse çıkarmayı da ihmal etmeyen Üstün Dökmen, sonuç olarak ortaya eğlendirirken öğreten, duygulandırırken düşündüren hoş bir öykü çıkarmış.

Psikolog, şair, iletişimci, bilim adamı, yazar Üstün Dökmen 'in bu eseri her yaşa sesleniyor.