Gece Kuklaları * Küçük İskender

çelişkili kuvvete dönen yapışkan bir ölü varkorkulan otobanın ortasında viraj yaratan.bir dedektif hissiyle yaklaşırken dünyaya aytoprak tutarken elini cetvelle çizilmiş suyungözlerini düşürmüş bir genç kız gibi mağrurve diken diken; arabanın bagajında bir ölüvardireksiyondaki cesetle hayatı tartışan.(Dize, Şubat 2002)

Geniş Aşk Konsepti Yaver Kin Formatı * Küçük İskender

Kurtarılmış bir bölgeyim, gölgemde hurma ağaçları.Üzerimde sonsuz küstahlığın tırnak izleri var.Kurtarılmış bir de gövdeyim aslında yekpare taştan,Başucuma slogan yazıyor çok sevdalı çocuklar .“Biz gecenin emrine girdik,Gözümüz keder görmez artık!” diyehayıflanıyor kimi elementler, oysa benatomunu yeşile kaptırmış alelade bir ot gibibitmek taraftarıyım bir cenk sahilinde.Dudakları polis…

İspirtocular * Küçük İskender

binaları saldırgan böğürtülerin ardına yaptılar.çünkü onlar kasaptı ve mandalinaları yoktu.herkesin çocuk olmak istediği sebepsiz bir korkugeldi kapladı muhteşem ay tutulmasını / gözlüklerim nerdediye bağırdı kertenkelenin içindeki ölü çekirge;birkaç kez daha zıplasa, taşa tutunacaktı. bütün telaşlara mahal gibiydikanımızı donduran vicdan azabı,sarhoştuk, durup durup gülüyordukdöke saça içiyorduk…

De Gülüm * Küçük İskender

de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğimistanbul darmadağın olacak, saçlarımdarmadağın. Hepsi, darmadağın!üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülümhem de çelikten toprağını dele dele hayatın! de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştirsevgi, bitmiştir güven!güven bana gülüm!sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktırhasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm! göreceksin gülüm!…

Şehsuvar * Küçük İskender

I. gece saçlarına kadar sokulur, güzelliğineatılan ilmiklere kadar ulaşır. Koltukaltınakaç takım yıldız, burç saklar. Şehsuvarsığ sıkıntılar ardında derin bir havuz..dikdörtgen dudaklarda çok yuvarlaksözcükler var! Herhangi birine selam versendağılmaya mecbur oluyor yüzün. Uzaklaragideceğim ben diyor delikanlı, gobi çölüne..Tarih atlaslarında yitireceğim her zerremianlık bir yanılgıdır diyor suçüstü…

Yedi Ağıdı * Küçük İskender

istanbul! yedi tepe! acı süt toplamış yedi kopuk meme! bir yedi kula dahi mi duyuramadı sesini o bok gece Yedikule! genç ve inatçı Osman onur ve tutku kimi tüy tutmamış toy tene yedi tür sperm lekesi ve yedi dikenli bluğ nefese atılan kırağı, karaşın yeniçeri…

Leyla * Küçük İskender

leyla, sen bir heves değilsin bahardaçiy değilsin, kırağı değilsin,mahmurluk hiç değilsin sevdada! leyla, sen bir zulm değilsin vak?adadelil değilsin, suç değilsinbelki biraz muammasın zor durumlarda! kadersin elbethicransın şüphesizherkes biraz mecnunken şahsi macerandabeni de aşık et kadrinebana da bir yer ver kanlı dudaklarında! ah leyla,sen buralarda…

Temmuz Külleri * Küçük İskender

(bir) :?üç şehzadenin yollarıayrıldı böylece?dedi ki kristalleşen yağmurun altındaki akrep. kim bilir, kanı devşirebilir miydi geride kalantahrip gücü yüksek casus,ya da katlanabilir miydi ölümparmak ucuyla yaklaştığı sükseli surete. (iki) :?üç şehzadenin yolları ayrıldı böylece?dedi film müziklerine geçen gece.iki kardeşin yanından ayrılan öbür kardeş nerede… kim…

Bir Martıyı Ağlattın Sen * Küçük İskender

bir martıyı ağlattın iştebir çocuk garanti intihar eder artıkkütür kütür küfrediyor gece imanımabir yaprak kırılıp suya düşüyorsu yaralanıyor su kanıyor şelale! ah nasıl titredim tensizbir piyanist büküldü sankikesişen ayrışık doğrular gibiçarpışıverdim yüzünle. Yüzünöyle düzgün suna bir elyazısıyüzün yüzüme aksedinceyüzün ayna alnımdayüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!…

Ayrılık * Onat Kutlar

Ayrılık şiiri ne kadar yalınSevdiğimiz aşk sözcükleri gibiKılıçla kesiyor bir hain noktaÖpüşen virgüllerle akan cümleyi Nasıl soğuk ayrılığın güneşiGölgeli bir çınar olan gövdeminDalları içten kırınca acıBuzdan bir alçıyla tutuyor beni Ayrılık sabahı ne kadar beyazÖlümün hüzünlü arkadaşı karBana ütülü bir çarşaf hazırlarBir karanfil tam yüreğin…

Yort Savul * Ece Ayhan

Arif Çağlar için 1. Atlasları getirin! Tarih atlaslarını! En geniş zamanlı bir şiir yazacağız 2. Harbi karşılık verecek ama herkes Göğünde kuş uçurtmayan şu üç soruya: 3. Bir, Yeryüzünde nasıl dağılmıştır Tarihi düzünden okumaya ayaklanan çocuklar? 4. İki, Daha yavuz bir belge var mıdır ha…

Yalınayak Şiirdir * Ece Ayhan

1.Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim Emrazı Zühreviye Hastanesi'ne kapatıldı anamızAdıyla çalışan ermiş Sirkeci kadınlarındandır Şeker atar hâlâ mazgallardan Cankurtaran'daAcı Bacı'nın acı bilmez uçurtma çocuklarına Yıl sonu müsamerelerine kimler çıkarılmaz? 2.Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim Babamız dövüldü güllabici odunlarla tımarhanedeAcaba halk nedir diye düşünür arada…

Bir Fotoğrafın Arabı * Ece Ayhan

İlenç. İşte beni bu selenli harfiyle hiç bırakmıcek olan ilenç,gittiğim her yere götürdüğüm, gittiğim görünmeyen köpeğimİlenç. -Kim benimle arkadaşlık edebilir? Kim? O Keşiş'inkanını taşıdığım söyleniyor ve dulmaz bir çalkantıylaoradan oraya koşuyorum yalınayak ve küçücük çenemdebüyük bir ben, kapalı güzelliğimle tannıyorum hala. Lekesigibi U. Çiçek. Çiçek…

Gökyüzünde Bir Cenaze Töreni * Ece Ayhan

Düşmemiş Hazerfan Efendi'yle karşılaşır mı acaba? Bir bakmışım baloncusu uçmuş kan mavisi balonlarKuşların vurulduğu mevsim Üsküdar iskele alanında Bir bakmışım gökyüzünde gömülmez bir cenaze töreniVe aşağıda, yıkanmış balonlar demetinin başında Kurşun ayaklı bir parmak çocuk, kırılır ağlamazÖlümü ustaca oyalayan babam öldürülmüş ben satarım Kopmuş bir…

Mısrayım * Ece Ayhan

Kaçtığı bilinmeyen bir ülkesinde cinler padişahının, bir yeniyetme.Değiştirmiştir adını, saçlarını kazıtmıştır.Soğuk bir tabanca yastığının altında, uyuyabilir ancak.Bir yelek giymiştir dimi; kuşbilime çalışır,omuzunda simrug kuşu, eskiden ötermiş. Bir tehlikeye yaslanmıştır; uçurtma uçurur, yüzlüğü düşmüş.Yakalanır ming izleyicilere, bileği incecik.Bir kılıçla keserler kirpiklerini uzun.Kırarlar eklemlerini, pantolonunu sıyırıp gümüş…

Sentez * Ece Ayhan

Şu taşbasmasıİşkence Usülleri kitabıNerede basma işBabil'deBabil'de bir çocuk demekBizi kullanıp kullanıp duruyormuşAma biz bu değiliz kiDaha ilk sayfalardaKarşımıza çıkıveriyorBaşkasının gözleriBaşkasının ağızları dudaklarıBabil'de basılmışBirer birer açılanHayatımıza.

Mor Külhani * Ece Ayhan

1.Şiirimiz karadır abiler Kendi kendine çalan bir davul zurnaSesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayanTaşınır mal helalarında kara kamununŞeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler 2.Şiirimiz her işi yapar abiler Valde Atik'te Eski Şair Çıkmazı'nda otururSaçları bir sözle örülür bir sözle çözülürKötü…

Melahat Geçilmez * Ece Ayhan

1. Gazetelerde ak kara bir resmi otuz yıllık. Arkasında mülki taksimatlı bir harita.Komiserin odasında ağırlanırmış. 2. Ve imparatoriçeliğinde bir vesikalık. Tombalacı Ceylan renkli çekmiş.Delikleri balmumuyla örterler. 3. Gönderilen çelenklerde 'Geçilmez' yazılmıştı soyağacı. Küçük harflerle de'fuhşun anısına'. 4. Çanakkaleli Melâhat'ın törenine polis bandosu da katılmıştır.

Kılıç * Ece Ayhan

M.Ç. için Ey serseriliğin denizleri! Ey ahtapotları atılmışlar kıyıya mutsuzluğun! Birkraliçedir oğlum kanatlarını açmış. Örtünür canfes. Unutur gitgide yıkılmış babasıbüyücü. Selanik'te geçirir kışı. Gelmiş bir kadınla konuşur. Mısrâyım'den. Yorgunluğu kusursuz bir at mor.Uyuya kalmış kayalıklarda. Yükselir niçin bilinmez deniz. Ey batık gemiler! Ey sürgünkaraltıları! Ağlıyan…

Fayton * Ece Ayhan

Erol Gülercan'a O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şeyincecik melankolisiymiş yalnızlığınınintihar karası bir faytona binmiş geçerken ablamcaddelerinden ölümler aşkı pera'nın Esrikmiş herhal bahçe bahçe çiçekleri olan ablamçiçeksiz bir çiçekçi dükkanının önünde durmuştüllere sarılmış mor bir karadağ tabancasıylazakkum fotoğrafları varmış cezayir menekşeleri camekânda Ben ki son üç…