köylüleri niçin öldürmeliyiz?çünkü onlar ağırkanlı adamlardırdeğişen bir dünyaya karşıkerpiç duvarlar gibi katıçakır dikenleri gibi susuzkayıtsızca direnerek yaşarlaraptal, kaba ve kurnazdırlarinanarak ve kolayca yalan söylerlerparaları olsa da yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardıryağmuru rüzgarı ve güneşibir gün ekinleri akıllarına gelmedendüşünemezler…ve birbirlerinin sınırlarını sürerektopraklarını büyütmeye çalışırlar köylüleri…
Aylar: Mayıs 2010
Biz Neden Başkalarını Sevemiyoruz * Şükrü Erbaş
Gümüşün ustalarını bitirdik Ahşap konakların oymalı dolapların Üzümün camın kesme taşın ustalarını… Akik kehribar yakut ve lal İşleyip incecik dünyayı parmaklarıyla Hantal düzlüğümüze köpük köpük Pencereler açan ustalarını Işığın, sevginin ve iyiliğin Bitirdik bir bir hünerleriyle boğarak? Uçurumların türküsünde şimdi sıra Dorukların karında, çimenlerin sütünde……
Kar Yağışı * Şükrü Erbaş
Yalnızlığın sesinden bir resim yaptımKaranlık kalabalıklardan süzdüm ışığını.Akşamüstleriyle boyadım vazgeçen ağzınıParmaklarını uzattım gece suları gibi ıssızSalkımsöğütlerden bir beden çizdim usulHiçbir rüzgârın duruşunu bozamadığıBütün yağmurları topladım yapraklarına.Sonra tüm yolcuların silindiği bir ufukÖrttüm kâkülleriyle alnının üşümesini.Puhu kuşlarının avazını yerleştirdim dudaklarınaUzanıp uzanıp öptüm sonra acıyla.Gözlerini kapalı çizdim görmesinler…
Ölümün Avlusunda * Şükrü Erbaş
Baktıkça daha bir derinleşiyor gözleriSalih çınar yapraklarını örtmüş yüzüneBen kalabalığın hüznünden topladığım bulutuBıraktım usulca tabutun üstüneErgül pusatsız bir soru caminin avlusundaÖlümü bir başka ölümle düğümleyip çözerekSonuçlar çıkarıyor yaşamak adına? Yakamızda bir dal suskunluk, bir boyun eğişSolgun fotoğraflardan bize bakan bir adamKatıp anılarını ömrümüze, bedeniniBir konuk…
Beni Dönecek Bütün Tekerlekler * Şükrü Erbaş
Ağaçlar dursun, ben gideceğim Ne kadar savrulursa savrulsun Gölgesi hep dibine düşen Rüzgarsız saçlar, akşam sokakları Kimselerin bir yerlere gitmediği Oyuğuna sızdığı sadece Koltuklar dursun, ışıksız uykular Balkon demirlerinin büyüttüğü uzaklık Şimdi hepsi birer zaman ölüsü Duvarlara yük fotoğraflar Yoksul pencerelerde gönül zenginlikleri Çiçekler dursun,…
Kocaman Bir Çocuğu Öpüyorsun * Şükrü Erbaş
Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen Herkesin perde perde çekildiği bir akşam Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun Ağzında eriklerin aceleci tadı Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun. Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor Aralık kapılarda bekleyişin…
Düğüm * Şükrü Erbaş
Adamlar sarkık yüzleriyle derin bir geceden indilerTenha evlerden büyüyüp gelen bir ağrıydı duruşları.Adamlar sabahlara dek her yıldıza bir sigara içtilerİç geçiren bir pencere. Yaprakların ayini. Dem çeken kaldırımlar.Güneşin konuşmaya başladığı saatlerde, kekemeHer kapısı yalnızlık kusan bir kente hece hece düştüler. ?gecenin kâğıdında gözyaşının mürekkebiHerkes kendi…
Koynumda Gezdirdiğim Yılan * Tuğrul Keskin
o kahve o durak o iskelebu mavi şu gri oradaki laladı aşkla anılan yerlerdedolaşıyorum gün boyu düşürdüğüm her sözçığlık oluyor ardımdakarşı koyuyor her ses bana;savunma kendini dünyaya yüzüm iki parça şimdikırık bir aynaya bakmaktanah! nasıl ulaşsın çığlığımkumtanesine elmasa sülfüre kırılıp yere düşüyor her gülüşsıfır noktasında…
Ömrüm Ben Seni Yine Yaşadım Sayıyorum * Halim Şafak
gece kim çıkıp geldiyse yağmur yağdııslandım odadan odaya koştum uzak bir kenti hatırlıyor gibiyim aklımda sokaklar caddeler evler kapı önlerinde hoparlörler ölümden mi söz ediyor yoksa ben mi duymakta zorluk çekiyorum hayat yeknesak olan ne varsa bana bıraktıeğri büğrü yollar evlerin arasında kayboldu ölümün sesi…
Benim Babam Upuzun Kırşehir Kim Bilir Bir Daha Ne Zaman Gelir * Halim Şafak
Benim Babam Upuzun Kırşehir Kim Bilir Bir Daha Ne Zaman Gelir -giritli recep?in torunu ceren?e hakan?a, tamer?e geçmişim sandığım bir yer yok artık çocuğum upuzun evin yerini çoktan başka ev aldı orda pencereler ses geçirmez duvarlar bön bahçe yıkılmış hayat kapısını kimse hatırlamıyor hatıraların üstüne…
Promete Kentte * Bülent Ecevit
promete şimdi kenttekayalara bağlı değilbeton duvarlarla çevrilidirkartalların giremiyeceği bir semttekendi kendini kemirir
Göçmen * Bülent Ecevit
Sevdiklerimin başında bir bilmediğimGörmediğim özlemediğim özlediklerimin başında Yurdum olmadan sıladayımKimsem ölmeden yastaYollarda gözlediğim neMektuplarda beklediğim ne Nereden sürmüşler beni buralar nereburalar nere, buralar nere Bir bildiğim olmalı, bilmez olmuşumBir derdim olmalı, gülmez olmuşumBuralara konmuş göçmen olmuşumBir derdim olmalı, gülmez olmuşum
Sizce Suçlu Kim ?
YUMURTALAR, yumruklar, kurşunlar, cinayetler… Miniklere tecavüz edip, öldüren çocuklar… İlhan Şeşen’in şarkısı geliyor insanın aklına. “Neler oluyor bize?” Ve bir de soru: “Suçlu kim?”Doğu ile Batı arasındaki sosyoekonomik uçurum, cehalet ve eğitimsizlik, derebeylerinin yönettiği feodal düzen mi?Feodal düzeni sona erdirecek toprak reformunu gerçekleştirmek yerine, “Cumhuriyetin…
Cümle Yaradılmışa Bir Göz ile Bakmayan…
Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayanHalka müderris ise hakîkatde âsıdur.Yunus Emre Öldürmenin, bilinçli yok etmenin mazereti nedir? Olur mu? Olursa nedir? Haklı neden, olsa olsa kendi yaşam alanına saldırıya karşı koymadır denebilir. Yani ben öleceğime sen öl, ya da kendi yaşamımı korudum. Hani hukuk dilinde…