Yıkık Babalar Kenti * Betül Dünder

ayrılık ne ise öyle kalsın
biz ona yüzü kırılmış bir baba gibi su içirelim

Kovuldum kırmızı göllere doğru…

kurtuluşu olmazdı ayaza vuran kuşun
tenhada saçlarını uzatan kızlar
bilsin bunu
uçtum… uçtum sandım

ve kabullendim hep sonradan gelmeleri
tören gibi aşklara
kimsenin oluru yok… yok!
ayrılıklardan arta kalana
Kapılar ve yüzler kalsın
kapılar ve yüzler
sonra tûtiya…
babama yağmur bana biraz ağlamak gibi
gelir

açılırken kavi bir kapı
merak ve tuz aynı tasa… dökülür
ağaçların ardından hacleye giren
bir uzun sözdür, tûtiya bilir ezbere:
bir ilişki var! kulak zarıyla babalar arasında

en iyisidir geçtiğimiz şarkıları dinlemenin
oturduk ve konuştuk şarap nasıl içilir
nedir bu tünün içindeki ağrı
Naz dedim babama…dedi: yaz!
yanmak için unutulmuş bir barakadır hakikât

Anladım
hazin bir hazine olarak sunulur
yeryüzüne bütün kızlar

ben ve tûtiya
ikisini birden severken öldürdü babam