Yerel Seçimlerde Chp – Mhp İttifakı Nasıl Olabilir?

Temmuz 21st, 2013

Gezi eylemlerine hükümetin verdiği demokrasi ile bağdaşmayan tepkiler, “AKP'den nasıl kurtuluruz?” sorularının yoğunlaşmasına yol açarken, ilk akla gelen yerel seçimlerde CHP-MHP ittifakı oldu. Ama nasıl bir ittifak?

Tüm Türkiye'de yapılacak bir ittifak hem neredeyse olanaksız, hem de tam tersi AKP'nin ekmeğine yağ sürer. Bunun yerine ittifakın yararlı olacağı belirli bölgeler için pazarlık yapılmasının daha uygun olacağı kesin. Destekleyen partiye bir belediye başkan yardımcılığı kontenjanı verilmesi durumunda bu işbirliği daha kolay olabilir. MHP ile görüşmediklerini bildiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç'un şu sözlerini çok takdir ettim: “Vatandaş Haluk Koç olarak ise, bu ceberrut iktidar yapısının geriletilmesi için üzerime düşen her şeyi yapabilecek tercihi kullanırım”.

İki parti belirli yerlerde aday göstermeyerek diğer partiyi destekleme konusunda anlaşamasa bile, yerel halk yine de sandıkta ittifak sağlayarak AKP'li adayların seçilmesini engelleyebilir. İki ay önceki 'AKP'den Kurtuluş Savaşı' başlıklı yazıda Manisa'da bunun nasıl başarıldığını yazmış ve 'Manisa Modeli'ni, diğer tüm yörelerde uygulanmak üzere önermiştim.

Bu modelin en önemli aşaması, aday belirleme… Tarafsız bir kamuoyu araştırması ile önde olan parti belirlendikten sonra; CHP ise MHP'lilerin, MHP ise CHP'lilerin rahatlıkla oy verebileceği bir başkan adayı çıkarılması çok önemli… Meclis üyelerinin seçiminde herkes kendi partisine oy vereceğinden gerçek dağılımın ortaya çıkması da olası…

İzmir'de bilinçli MHP'li seçmenlerin özellikle büyükşehirde CHP adayını destekleyeceğine ve bir sorun yaşanmayacağına inanıyorum. AKP'nin palazlanmasını sağlayan İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri çok daha önemli… Benim önerim, İzmir ve İstanbul'da MHP'nin (veya MHP'lilerin) CHP'yi desteklemeleri; Ankara'da ise, tıpkı önceki seçimde Manisa'da olduğu gibi, CHP'ye de yakın MHP'li bir adayın kazanması için çaba sarf edilmesi…

Adayların ne gibi özellikleri olmalı?

2009'da Milliyet Ege'de yazdığım 'Üç BAL'lı aday' başlıklı yazıyla Bornova Anadolu Lisesi yıllarından beri tanıdığım iki kişi ile Manisa'da tanıştığım bir adayı tanıtmaya çalışmıştım. O iki kişi yıllardır belediye başkanlığı görevlerini büyük başarıyla sürdüren Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır (Bornova) ve Tunç Soyer (Seferihisar) idi; Manisa adayı Özgür Özel başkan seçilemese de sonradan Manisa CHP Milletvekili oldu ve o da başarılı çalışmalarıyla sivrildi. Adaylar işte bu kişiler gibi olmalı ki bilgi, birikim, yetenek ve dürüstlükleri ile hem yörelerine, hem Türkiye'ye bir şeyler katsınlar… Bir de 'Gezi eylemleri ruhuna' sahip olmalılar; haksızlıklar karşısında dimdik durarak, korkusuzca doğruları söyleyebilmeliler… Yerel başarılarla CHP ve MHP'nin puanları yükselmeli ki ilk genel seçimde AKP alaşağı edilebilsin.

Halkın büyük çoğunluğunun desteğini alan başarılı belediye başkanları görevlerini sürdürürken, diğerleri başka görevlere (milletvekili adaylığı gibi) kaydırılmalı, küstürülmeden…

Gezi eylemleri sonrasında daha çok internet ortamında, herhangi bir politik beklentisi olmaksızın, AKP'nin baskıcı yönetiminden kurtulmayı amaçlayan birçok grup oluştu. Bu sivil inisiyatiflere bu süreçte çok önemli görevler düşüyor; özellikle de gençlere…

Haftanın Sözü: “Dünyada başarı kazanmanın iki yolu vardır: Ya kendi aklından yararlanmak, ya da başkalarının akılsızlığından…” Jean de La Bruyere