Yazık! Türkçe Öğrenemeyeceğiz

Başbakanın zaman zaman dillendirdiği bizde yabancı dil öğretilemiyor söylemi üzerine, bakanlık harekete geçerek çözümü bulmuş.(!)
Bakanlıkça hazırlanan 5 yıllık ??Yabancı Dil Öğretimin Geliştirilmesi Projesi?? kapsamında, her yıl 10.000 öğretmen olmak üzere, 4 yılda toplam 40.000 anadili İngilizce olan öğretmen alınacak.
Projenin Türkiye?ye maliyeti 1.5 milyar T.L olarak hesaplanmış. Yapılan açıklamaya göre bu rakam, Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi?nden değil, ayrı bir fondan karşılanacaktır.
Bakanlığın bilim ve teknolojideki gelişmeleri takip ederek, öğrencilerin hizmetine sunması, bütçeden eğitime ayrılan payın arttırılması, bizi fazlasıyla memnun eder. Çünkü eğitime yapılan yatırımı, ülkenin geleceğine yapılan yatırım olarak değerlendiririz.
Derdimiz, halkımız talep ettiğinde, yetkililerimizin ileri sürdüğü ekonomik darboğazı dikkate alarak bütçenin çar çur edilecek olmasınadır.
Sayıları sene sonu 350.000?e varacak atanmayı bekleyen öğretmen varken, eğitime böyle bir bütçe ayrılabildiğine göre, derhal atamalarını yaparak, hayırlı bir iş yapmış olursunuz. Çünkü, ataması yapılmayan öğretmenlerden intihar eden sayısı 20?yi aşmıştır.
Ülkemizde yabancı dilin öğretilememesi bir gerçekliktir. Sebeplerinin iyi araştırılması gerekir.
Dil günün büyük bir bölümünde kullanılırsa; o denli iyi öğrenilir ve geliştirilir.
Anadolu liseleri dil öğretmek amaçlı kurulmuş okullardı. Alınan öğrenci 1 yıl hazırlık sınıfına devam ederdi. Bu okullardan mezun olan öğrenciler derdini anlatacak seviyede İngilizce konuşurdu. Başarısız olduklarını söylemek insafsızlık olur.
Yabancı dilin gerekliliğine inanmış velilerimiz, önceki yıllarda ilkokul sonrası, sonraki yıllarda ilköğretim sonrası, yapılan sınavlarda başarılı olmaları için, öğrencilerini özel ders, kurs ve dershaneler arasında mekik dokuturdu.
Sınavları kazanamazlarsa; bütçelerini zorlayarak özel okullarda okutmaya çalışırlardı
Ne hikmetse, Anadolu Liselerinde hazırlık sınıfları kaldırıldı. Yetmedi haftada 10 saat olan ders saati 6?ya düşürüldü.
Anadolu Liselerine giremeyen, ama ilköğretim başarı notuna göre öğrenci alan, yabancı dil ağırlıklı Süper Liseler de kapatıldı.
Lise 9 ve10. sınıflarda haftalık yabancı dil ders saati 2?ye düşürüldü. 11 ve 12. sınıflarda kaldırıldı.
Bakanlık yetkilisi, Avrupa ülkelerinde konuşulan dillerin aynı dil grubundan olduğunu bilmiyor olmalı ki, aynı ders saatleri karşılığı oralarda konuşulduğunu belirtmiş.
Tüm yapılan bu uygulamalar sonrası dil öğretilemediğinden şikayet eder, faturayı da Türk Öğretmenlere keserseniz; büyük haksızlık yaparsınız.
Ülkemizde gelenek haline gelmiştir. Olumsuzlukları yaratanlar, suçu masumların üstüne atarak, kendilerini temize çıkardıklarını sanırlar.
Aynı tarza, Norm Kadro Uygulamasına geçildiğinde de rastlanmıştır.
Bakanlık ve il milli eğitim yetkilileri, uygulamanın ne kadar doğru ve haklı olduğunu göstermek için, sanki o atamaları başkaları yapmış gibi, bir okulda hiç öğretmen yokken, bazı okullarda derse girmeyen öğretmenler olduğunu söyleyebilmişlerdir.
Bir okulda öğretmen yokken, diğerinde derse girmeden öğretmenin maaş alması savunulamaz. Ancak; bu durumun o okullara atama yapılırken düşünülmesi gerekmez miydi?
Milli Eğitim Bakanlığı Projeler Komisyonu Merkez Başkanı Ünal Akyüz, okullarda Türk öğretmenlerin, gramer ağırlıklı öğretim yaptığını, konuşmaya yönelik uygulama yapılmadığını, bu nedenle de öğrencilerin konuşamadıkları tespitinde bulunmuş. Sorunu da anadili İngilizce olan öğretmenlerle çözecekmiş.
Dil bilmek, okuma, yazma ve konuşmadan oluşur. Birini diğerine tercih gibi bir şansımız olamaz. Tümüne aynı özeni göstermek zorundayız.
Yabancı dili anadili gibi konuşmanın yolu, kendi anadilini iyi bilmekten ve kullanmaktan geçer.
Kendi dilinde derdini 3-4 cümle ile anlatamayan bir kişinin, yabancı dili akıcı bir şekilde kullanması olası mıdır?
Öğrencilerimiz kitap okumadıkları için, kendi anadillerini de düzgün kullanamıyor. Derdini anlatmakta sıkıntı yaşıyor. Bir dilekçe yazamıyor. Duygularını ifade edemiyor. Türkçe öğretmek için, önereceğiniz bir başka ülke öğretmeni var mı?
Sorun, balık vererek değil, balık tutmasını öğreterek çözülür. Öğretmen yetiştiren kurumları yeniden masaya yatırmak gerekir.
Yabancı Dil öğretmeni yetiştiren eğitim fakültelerine, alanında uzmanlaşmış ana dili İngilizce olan öğretim üyeleri alır, dilin öğretilmesi için tüm yöntem ve teknikleri Türk öğretmen adaylarına öğretirsiniz, yabancı dili öğretmek için yeterli saati uygularsınız, sorun çözülmüş olur.
Çalışan öğretmeninize yoksulluk sınırı altında bir ücret vererek, öğretmene, işinin ehli uzmanlarca hazırlanmış bir kitabı seçmesine izin vermeyerek, okullara teknolojinin sunduğu görsel ders araç gereçlerini(bilgisayar, projektör, tepegöz, video, televizyon, kasetçalar) sağlamayarak, sadece yabancı öğretmenle, sorun çözülüyorsa, buyurun çözün.
Ünal Akyüz, projenin ön hazırlık sürecinde üniversitelerden ve ilgili çevrelerden olumlu görüş aldıklarını belirtmiş. Olumlu görüş aldıkları üniversiteler hangileri?, ilgili çevreler kimlerdir?
Getirilmesi planlanan sistemin uygulandığı Kore?de araştırma sonuçlarına göre; öğretmen ve öğrencilerin %60-70?inin uygulamadan memnun olduğu belirtilmektedir.
Hükümete aykırı görüş sunma çekincesi olanlar dikkate alınırsa, bu oran ülkemizde uygulanmasını haklı çıkaracak bir seviyede değildir.
İktidarlar değiştikçe, gerekli araştırma yapılmadan, ülkemizde uygulanabilirliği tespit edilmeden, bazı kararlar alınmış ve eğitimimiz yaz boz tahtasına çevrilmiştir.
Yabancı öğretmenler, ajanslar aracılığıyla ve ihale usulüyle getirilecekmiş. Kendilerine Kore?de olduğu gibi 1500-2000 $ arası bir rakam maaş olarak verilecekmiş.
Ülkelerinde 3000 $?a yakın ücret alan yabancı öğretmenin, ülkemizi tercih etmesinin nedenleri üzerinde düşünmek gerek.
Türk öğretmen, ??Parayı sen alıyorsun. Haydi İngilizce?yi sen öğret.?? deyip de; yükü yabancı öğretmenin üzerine atarsa, yabancının sınıf hakimiyetini sağlaması mümkün mü?
Ülkemizin eğitim tarihine bakarsak, görürüz. Benzeri uygulama 1962-1970 yılları arasında uygulandı. Çıkarılan yasayla, ??Barış Gönüllüleri?? adı verilen 1201 Amerikalı, okullarımızda İngilizce öğretti.
Bu sözde öğretmenlerin, ülkemizde ajan faaliyetlerde bulundukları, misyonerlik görevi yaptıkları, kayıtlara geçmiştir.
Yabancı öğretmenin yanında Türk Öğretmeni de sokarak,Türk Milli Eğitiminin Amaçları?nda hedeflenen öğrenci tipini yetiştiremezsiniz. Öğrencileri kaybettiğimiz gibi, bazı öğretmenleri de kaybederiz.
Danışmanlarınız Amerikalı olursa, bu tür önerilerin getirilmesi de doğaldır. Şaşırmamak gerekir.