Türkçeye Teknoloji Tehdidi * Işıl Soğukpınar

Aslında sadece bilgisayarın tehdidi demek daha gerçekçi olur.Oysa bilgisayar ve bilgisayara dayalı söyleyişler ne de güzel Türkçe karşılıkları ile adlandırılmış: yazıcı, fare, önizleme?
Türkçenin yüzyıllar içinde uzun yıllar Arapçanın Farsçanın, Fransızcanın, Almancanın, İngilizcenin etkisinde kaldığı düşünülünce günümüzdeki teknoloji tehdidine de sakin bakılabilir demek isterdim ammaaaaa bu kalıcı olmaya giden bir tehlike. Telefon, belgeçer, uydu ile radyo ve televizyon yayınları elektronik gazete ve dergiler, cep telefonu, Internet gibi yaygın haberleşme teknolojileri nedeniyle İngilizcenin Türkçe üzerindeki etkileri çok yoğun bir biçimde oluşmakta ve geçmişle karşılaştırıldığında bu durum geniş baş döndürücülüğü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kendisini açık bir şekilde göstermektedir.
Bilim ve teknolojideki gelişmelerle İngilizce öğrenme zorunluluğu da artmıştır.İlköğretimlerde hatta okul öncesi eğitimde öğrenildiğinde velileri en çok heyecanlandıran ders olmuştur İngilizce.Hele küçüklerin bilgisayarı öğrenme kullanma becerisi hızı karşısında her şeyi yıkıp geçmelerinin hızı daha fazla.
Bilgisayar başında çocuk, oyunlarının ve dilinin kahramanı olmakta.Türkçeyi istediği gibi yarım yamalak kısaltarak,sadece sessiz harflerden oluşan kabul edilemez bir söz dizim ile yazmakta. halk kitlelerini etkilemekte.
Bilimsel ve teknolojik gelişme sadece fiziksel hayatı değil, aynı zamanda kültürel yaşayışı da etkilemektedir. Bu etkileme hem yeni kültürel biçim ve değerlerle yol açmak şeklinde hem de var olan kültürel değerleri değişime uğratmak ve bazen de yok etmek şeklinde, kendini göstermektedir. Bu olgulardan birincisine en son örnekler arasında elektronik müzik, elektronik resim ve internet üzerinden alışveriş, sonuncusuna ise teknoloji ile elde edilen refah ve ulaşımın kolaylaşması ile yol olmakta olan bayram ziyaretleri, sinema ve artan televizyon kanalları karşısında tiyatronun öneminin gerilemesi gösterilebilir.
Haberleşmedeki ,iletişimdeki gelişmenin
Ayrıca
TÜRKÇE karakterlerin, yazılım standartları arasında yer almaması sonucunda önce Türkçe yazıma uygun olmayan Q klavyeler, F klavyenin yerini aldı.
Şimdi de, kullanımı giderek yaygınlaşan Palm, pocket PC, cep telefonu, tablet PC gibi bir çok mobil iletişim ürünü Türkçe karakter içermediği halde rahatlıkla satılabiliyor. Bu da, Türk alfabesindeki ç, İ, ı, ğ, ö, ş ve ü harflerinin F klavye gibi yok olması tehdidini getiriyor.
Tüm bunlar, kullanıcılarında Türk alfabesine özgü ç, ı, İ, ğ, ö, ş ve ü harfleri yerine aksak karşılıkları olan c, i, I, g, o, s ve u harflerinin kullanılma alışkanlığına neden oluyor. Bu alışkanlığın önlem alınmadığı için yaygınlaşması, giderek harf devrimini de tehdit edici boyutlara ulaşıyor. Sanayi Bakanlığı ve TSE, yazılım ve donanımlarda Türkçe karakter zorunluluğuyla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmakta daha da gecikirse, ç, İ, ı, ğ, ö, ş, ü harfleri de F klavyede olduğu gibi alfabemizden yok olma tehlikesi yaşıyor.
Her yıl ilke ve devrimleriyle gösterdiği yolda yürümek için yeminler ettiğimiz büyük önder Atatürk'ün “Milli duygu ile dil arasında ki bağ çok güçlüdür. Dilin millî ve zengin olması millî duygunun başlıca etkenidir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil bilinçle işlensin. “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.” cümleleriyle ifadesini bulan bilincin yeniden yeşertilmesi umuduyla…