Tavcan * Nigar Özafacan

TAVCAN; SAVAŞ YILLARINDAKİ KÜLTÜR DEVRİMİ
Türkiye?de 1940?lı yıllar, Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde başlatılan kültür ve aydınlanma devriminin zirveye ulaştığı yıllardır. Köy Enstitüleri sayesinde aydınlanmaya bağlı genç kuşaklar yetiştirilmekte, dünya klasikleri hızla dilimize çevrilmekte ve Halkevleri yoğun bir çalışmayla devrime katkı sumaya devam etmektedir o yıllarda. Bu yılların tanıkları arasında Sadi Gökdeniz ve Semiha (Tavcan) da vardır. Hıfzı Topuz?un belgesel niteliğindeki yapıtları ?Paris?te Son Osmanlılar?, ?Meyyale?, ?Taif?te Ölüm? ve ?Gazi ve Fikriye?nin ardından; aydınlanma devriminin yükseliş dönemini ve 1950?li yıllarda başlayan karşı devrim sürecini, Sadi ve Tavcan?ın gözünden belgeleyen bu roman, günümüzün aydınlanma çabalarına ışık tutuyor.
Dönemin tanıklığını yapanlardan Sadi Gökdeniz, İstanbul Erkek Lisesi?ni bitirir bitirmez Ankara?da açılan Gazi Terbiye Enstitüsü?nün sınavlarını kazanan şanslı gençlerden biridir ve dönemin genç eğitim gönülleri arasına katılacaktır. Atatürk Orman Çiftliği?nin yakınında bulunan bu okul sayesinde, eğitim süreçleri boyunca Gazi Mustafa Kemal ile de yakın temas içinde olacaklardır. Gazi, arabasıyla okulun önünden geçerken, gençleri alarak orman çiftliğine götürür, orada halaylar ve zeybeklerle süren farklı bir gün geçirirlerdi. Bu buluşmalarda Gazi, ?ülkede eşitliği, demokrasiyi ve özgürlüğü bu şekilde sağlayacaklarını? anlatırdı gençlere.
Sadi Gökdeniz?in enstitüdeki hocalarından biri de Cevat Memduh Altar?dır. Genç Türkiye Cumhuriyeti?nin desteğiyle yurtdışında eğitim alan ilk Türk gençlerinden biri olan Altar?ın gözünden anlatılan Gazi Mustafa Kemal?in müzik zevki ve ulusal müziğimizin uluslararası normlarla çağdaş bir yapıya kavuşturulması konusundaki çabaları da kitapta yer alıyor. Öyle ki, 1934 yılının Meclis açılışında Gazi, ?Bir ulusun değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği algılayabilmesindedir? demiştir.
Sadi Gökdeniz ve Tavcan, 1937 yılında Devlet Tiyatroları?nın açtığı sınava katılırlar. Sonunda Almanya?da fonetik eğitiminin olduğu sınavın sorularını Karl Elbert yöneltirken, çevirmen Sabahattin Ali?dir. Sınavı kazanırlar ancak Avrupa karışıktır, Hitler Almanyası amaçlarını tüm dünyaya açıklayarak, yılarca süren bir kargaşa ortamının tohumlarını atmaktadır.
Pırıl pırıl eğitim neferleri, aldıkları eğitimin ardından yurdun dört bir yanına dağılırlar. Sadi Gökdeniz İzmir Ödemiş?te, Tavcan Milli Eğitim Bakanlığı?nda başlar görevlerine. Bir süre sonra yolları Hasan Ali Yücel ile birlikte Köy Enstitülerinin kurucularından olan İsmail Hakkı Tonguç?la kesişir. Eğitimcilikte geçen zorlu yıllar, Türkiye?nin kırsal sorunları ve köylünün eğitimi üzerine paylaşılan düşünceler, tecrübeler? Sadi?nin de askerlik dönüşü ilk görevi, ülkedeki köy enstitülerini dolaşıp, eksiklikleri rapor etmek olacaktır.
?Kitap, mermi gibidir?
Kitapta, köy enstitülerinin kurulum sürecine ve siyasi dayanaklarına da yer vermiş yazar. Sonuçta da şu yargıya varmış Sadi Gökdeniz?in bakış açısından; ?İsmet İnönü cumhurbaşkanı olmasaydı köy enstitüleri devrimi hiç gündeme gelir miydi? Demek ki köy enstitüleri kuruluşlarını ve gelişmelerini üç büyük devrimci kişiye borçluydular; Tonguç, Yücel ve İnönü?ye.? ?Kitap, mermi gibidir? diyen İnönü?nün çabalarıyla 40?lı yıllarda tam 778 kitap dilimize çevrilir ve dönemin kültürel etkinliklerinin birçoğu da Halkevlerinde gerçekleşir.
Romanda o yılların siyasetine, 2?nci Dünya Savaşı?nın Avrupa?ya ve Türkiye?ye olan etkileri üzerine de geniş bilgi bulabilirsiniz. Bir dönem sürdürülen Almanya yanlısı siyaseti, varlık vergisinin getirdiklerini, dönemin başbakanı Refik Saydam?ın Avrupa?da esen rüzgarlara kapılarak Anadolu Ajansı?ndaki çalışan 28 Yahudi?yi işten çıkarmasının yansımalarını, Almanya yanlısı siyaset izleyen Başbakan Şükrü Saraçoğlu?nun uygulamalarını, Hasan Ali Yücel?i, Sabahattin Eyuboğlu?nu, Ruhi Su?yu, Çiçoron?u, Hiroşima?daki insanlık dışı saldırıları, Köy Enstitüleri?nin kapatılışını ve daha birçok şeyi…

NOT: İyi bir kitap okuyucusu için en büyük mutluluk, sevdiği bir yazarla tanışmak ve ona kitaplarını imzalatmaktır. Ekim ayında 23?üncüsü düzenlenen Tüyap Kitap Fuarı?nda Hıfzı Topuz?la tanışmak ve son kitabı ?Tavcan?ı imzalatmak da gerçekten değişilmez bir mutluluktu benim için. Cumhuriyetle yaşıt Hıfzı Topuz?un eserlerini aydınlanmaya bağlı genç kuşaklara okutmak.