Safa Fersal * Durmadan

artık ben uzak şiirlerin simli dokucusuyum uzun boynunun yanında
-di!li geçmiş zamanların döküntülü hali…çiçeği buran elleri
çiy rivayetlerinin. kadranı 9-45 sevişmesiz saat
ondalıksız hesap uzaklık eriminde
su dibi kerterizlerin.
aynalara bırakmak hayatın dingin görevini
ne varsa öylece
her yenilgiye basmak siyanürün o kırçıl mürekkebini
muzaffer günahın seccadelerini yakmak aşk yollarında
eskimek seni, eksilmek, çoğalmak, üşenmek
terlemek ikindi vakitleri bir ölü gibi kokarak kusarak küfürleri
artık ben öte şiirlerin denli sorusuyum uzun boynunun yanında
plazaların modern rüküş odalarında safirlerle kaybolan
o çalan kimdi? neyi uda bir tütsüyle bulaştıran
sahi hava ne kadar sıcaksa o kadar yoksulduk, yoksulluğumuz
en uçarı dostumuzdu sanki yeşermemiş gibiydi aramızda aşk
artık ben ölü şairlerin dostuydum kısa kızıl saçlarının
alkolün sarnıcında uykusuzluk sancısı
bunun için kimseye ölüyüm diyemiyorum kimseye diriyim
ama ya aşk varsa hani günahlarımın şölen armağanı
bir karınca ne kadar kazırsa toprağı volkanın dibine doğru
o kadar magma o kadar ironi kaplanın yarasa mağaralarında
melun can ağalarının suni soluk boruları, bir geçimlik laf
ne kadar burada olsam o kadar kendinde eden şiirlerimi
düşlerin toprağını tırmalayan gaf seni benden uzaklayan
yoksayan beklediklerimi gelmeyecekleri çektiğim fiillerde
kimseye ölüyüm diyemiyorum
durmadan bir safa yaratıyorlar bedenimden

Öteki-siz Dergisi Mart-Nisan(12-13) 2002 sayısı