Pazartesi Günleri Ben Dünyada Yokum * Özkan Mert

1.
Kahvaltımı yaptım!
Yüzümü biraz daha yaklaştırdım dünyaya.
Üzerimde, yakalan kolalı süt gibi beyaz bir gömlek
açılışını yaptım kalbimin.
Zaten kalbim her şeye aldandı benim.
En çok tabiata ve aşka.

Bu yüzden bir dağa öpülü kalmaktır hayatım.

Tenime istiridyelerle attığım çizikleri gizleyerek
bir kente giriyorum. Ellerinde gazeteler
ve çiçeklerle yürüyen kentsoylular görmüyor beni.
Çünkü, bugün Pazartesi.
Pazartesi günleri ben dünyada yokum

Birdenbire varız
Birdenbire yokuz
Birdenbire aşk Bir
denbire hüzün

Birdenbire mineraliz

2.
Kahvaltımı yaptım!
Yüzümü biraz daha yaklaştırdım dünyaya.
Başımda gökkuşağı renginde bir şapka
bir aşkın bitişine hazırlanıyorum.
Herhalde bu kez ölürüm.

Ölmeden önce ne yaptım? Tuttum
İstanbul'dan kırmızı bir tramvaya bindim:
Amik ovasında indim. Baktım! Antakya'dayım:
Gökyüzünde kocaman bir dolunay,
kenanndan sallanıyor
küçücük bir marul tarlası
Ha düştü, ha düşecek Asi nehrine.
Düşse ne olacak? Tüm tramvaylar
ve kuşlar devrilecek mi içine?

Belki de bu yüzden
Asi nehri bugün de tersten akıyor.
Aksın! Ben de alıç kokularıyla
balkonlara, teraslara çıkanm.
Görürsünüz beni oradan.
Göremezseniz mutlak pazartesidir.
Pazartesi günleri ben dünyada yokum.

Ama ertesi günü
Uç albatrosun ağzında dinlenen
bir kalp göreceksiniz.
Işte! O benim.
Benim kalbimdir!

Birdenbire varız
Birdenbire yokuz
Birdenbire aşk
Birdenbire ayrılık
Birdenbire mineraliz

3.
Kahvaltımı yaptım!
Yüzümü biraz daha yaklaştırdım dünyaya.
Saçlarım marul tarlasına takıldı dolunayda.
Nasıl bir hayattır bu? Nasıl bir aşk?
Ben ki ne aşklar bitirdim.
Kalbin bir albüm gibi
doldu taştı tehlikeli hayatlarla.
Tüm Mardinli kuşlar şahittir buna.

Bu aşk neden bitmiyor?
Unuttum mu artık bir aşkı bitirmeyi?
Ayrılık sözcüğünün mimarı
Ben değil miyim?

Eski, Eylül- Kasım 2004 sayı:35-37