Ormancı / Nazmi Yükselen

Yıl 1946, aylardan Temmuz. Muğla?nın Geneves ve Kozağaç köyleri civarlarındaki ormanlarda bir yangın çıkar. Yangın kısa sürede kontrol altına alınır etrafı çevrilir. O sırada Mustafa ve Tevfik adlı iki samimi dost ve birbirini seven iki arkadaş Belen kahvesine oturmuş dama oynamaktadırlar. Tevfik Cezayir, Geneves köyünün muhtarıdır. Aynı zamanda yörede herkesin yardımına koşan ve sevilen bir kişidir.
Orman koruma ve bakım memuru olan Sarı Mehmet (İn), etrafı çevrilen yangının kontrolden çıkmaması için Belen kahvesine gelerek muhtardan bekçi ister. Muhtar iş zamanı olması sebebiyle bekçi vermek istemez. Bu konuda ormancı tuttuğu zaptı Tevfik?e imzalatmak ister. Muhtar Tevfik oyunun kritik anı olsa gerek ki, ormancının isteğini yerine getirmez. Olaya kızan ormancı dama masasındaki taşları devirir. Diğer oyuncu Mustafa, dökülen taşları yerine toplar ve ormancıya ?sen sarhoşsun çek git? der. Ormancı inatlaşır, söz anlamaz. İkinci kez masayı devirir. Bu kez Mustafa ile aralarında tartışma çıkar. Mustafa sinirlenerek ormancıya tokat atar. Ormancı Sarı Mehmet bir gün öncesi ödünç aldığı kamayı çeker ve Mustafa?yı kolundan yaralar. Mustafa olayın şoku ile tabancasını çıkartır ve bu esnada oyun arkadaşı Muhtar Tevfik ?yapma? diyerek silahın üzerine atılır. Bir kaza sonucu Mustafa?nın tabancası iki kez patlar ve çıkan kurşunlar Tevfik?e değer. Mustafa arkadaşı Tevfik ile ilgilenirken ormancı kaçar. Ama onu da Mustafa silahıyla topuğundan ve kalçasından yaralar.
Köylüler Mustafa?yı yatıştırırlar ve daha fazla olay çıkmaması için tabancasını elinden alırlar. Muhtar Tevfik ise Muğla Devlet Hastanesi?ne kaldırılır. Ancak aldığı yaraların sonucu kan kaybından ölür.
İşte bir kaza sonucu meydana gelen bir ölüm olayını konu alan ?Ormancı? türküsü Muğla folklorik değerlerinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Türkünün yörede bilinen en eski kaynak kişisi ?Kemancı Tahir Usta?dır. Kemancı Tahir Usta (Erdinç) aslen Muğla merkezine bağlı (Pisi)Yeşilyurt?ludur. Dişsizoğullarındandır. 1936-1939 yılları arasında Alişar Deresi değirmenini kiralar. Alişar Deresi?nden sonra Yatağan?a yerleşir. Düğünlere Yatağan, Nebi köyünden zurnacı Muhammet ile birlikte gitmiştir. Bazen de onun evinde kalmıştır. 1959 yılında Yatağan?da vefat etmiştir. Bu yüzden yörede onu bazıları Yatağan?lı bilir. Tek çocuğu Saip ERDİNÇ Muğla Orman Bölge Müdürlüğü?nden emekli olmuş ve daha sonra vefat etmiştir. Aynı zamanda Muğla türkülerinden ?Adem Gardaş?, ?Alişarın Ortasında? ve ?Kerimoğlu Zeybeği?nde en eski kaynak kişisi olarak bilinir.

Çıktım Belen kahvesine, baktım ovaya, baktım ovaya
Bay Mustafa çağırdı dama oynamaya
Ormancı da gelir gelmez yıkar masaya, yıkar masaya
Söz anlamaz ormancı, çekmiş kafaya

Aman ormancı, canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

Geneves?in suları hoştur içmeye, hoştur içmeye
İçinde köprüsü var gelip geçmeye
Tevfiğimi vurdular hiç mi hiçine, hiç mi hiçine
Yazık ettin ormancı köyün iki gencine

Aman ormancı, canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

Geneves?in ortasında değirmen döner, değirmen döner
Değirmenin suları dağından iner
Ormancıya atılan kurşun Tevfiğe değer, Tevfiğe değer
Tevfiğimin acıları yürekler deler

Aman ormancı, canım ormancı

''ORMANCI''NIN ÖYKÜSÜ
En yakın arkadaşı Gevenes Köyü Muhtar'ı Tevfik Cezayir'i, Belen Kahvesi'nde kazara vurarak ölümüne neden olduktan sonra Muğla yöresinin en ünlü türkülerinden olan ''Ormancı''ya, ''Bay Mustafa'' lakabıyla konu olan Mustafa Şahbudak (83), vefat etti.

''ORMANCI''NIN ÖYKÜSÜ
Gevenes Köyü'nde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur. Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli, Mustafa'nın en yakın arkadaşıdır.
Bu ikili her akşam köy kahvesinde ''dama'' maçı düzenler, iddialı ve dostça yapılan bu karşılaşmalar, kahvehanedekiler tarafından ilgi ile izlenir.
1946 yılının bir Temmuz gününde, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayirli, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında ''Sarı Memet'' lakaplı Orman Memuru Mehmet İn, çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu olan Çiftlik Köyü'nde yangın çıkmıştır. 1946 seçimlerinin evrakı Yatağan'a gönderilecektir. Seçim evrakını Yatağan'a, köy bekçisinin götürmesi zorunludur. Ormancı ise, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Muhtar Cezayirli, ''Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem'' diye cevap verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar. Muhtar Tevfik Cezayirli, ''Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et'' der. Ormancı kahveye geri döner, dama masasını bir yumruk atar. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak'ın tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının üzerine yürür. Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak'ı kolundan yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir…
Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta Mehmet İn, yere düşer. Arka cebinde tabaka olduğu için, ona bir şey olmaz. Ama, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurmuştur.
O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i, tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi'ne götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey'e, ''Babamın selamı var, bu adamı iyileştir'' diye yalvarır. Doktor Veli Bey, ''O ölecek, önce senin kolunu saralım'' diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına çağırarak, ''Ben ölüyorum, hakkını helal et'' dedikten sonra can verir.

Yıllardır her şeyi unutmaya çalışan Mustafa'ya bir gün arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler. Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır. Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda türkü de bestelemektedir. Gevenes Köyü'nde yaşanan bu acı olay, Tahir Usta tarafından bestelenmiştir. Düğünlerde okunan, herkesin diline düşen türkü, ORMANCI'dır…

29 mart 2005

Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

Not: Olayın olduğu tarih, 07 Temmuz, 1946, saat 21.30 sıraları.