Meyvan için Rica

Bu gün bir ayı için, Ayı Meyvan için bir çağrımız var. Kişisel husumet nedeni ile , 20 senedir yaşadığı yerden koparılmak isteniyor. Onun sesine kulak verip ilgililerden yerinde kalması için ricada bulunuyoruz. Sevgili Ece Bilgin 20 yıllık geçmişini çok güzel özetlemiş.
Meyvan, 1990 yılında Hakkari Yüksekova´da doğmuş. Annesi, babası ve diğer kardeşi ile sığındıkları bir mağarada yaşam mücadelesi vermekteymiş. Henüz iki aylıkken tüm ailesi oralara kadar ulaşan teröre kurban gitmiş. Terör bu, insan hayvan dinlemez.
Onları kaybettiği gecenin sabahında, terhisine altı gün kalan asker Mehmet onu tir tir titrerken, parçalanmış annesinin kucağında, kardeşinin cesetleri yanında bulmuş, sevgisiyle sarıp sarmalamış, kürtçe "Öksüz Kız Çocuğu" anlamına gelen Meyvan ismini vermiş. Ölmez sağ kalırsam seni Ankaralı yapacağım sözü vermiş.
Mehmet terhis olamamış; hain tuzakta on arkadaşı ile birlikte şehit edilmiş. Meyvan, teröristlerce pusuya düşürülen, halen yanmakta olan cemsenin bagajında korku dolu gözlerle etrafına bakarken bulunmuş. Meyvan´ın koruyucusu Mehmet´in cebinden anasına yazdığı bir mektup çıkmış: "Canım anam, ben ölürsem ağlama sakın, senin bana verdiğin en büyük servet insanlık. Sana emanetimdir Hakkari dağlarının küçük öksüzü Meyvan".
Mehmet´in annesi ona bırakılan, oğlunun emaneti ile geceler boyu teselli bulmaya çalışmış. Meyvan ölen ailesine, şehit annesi de oğluna ağlamış. Hikaye mutlu sonla bitmemiş hemen. Öksüz kızı, Mehmetlerin gecekondusunun bahçesinden çingeneler çalmış, kızgın saç üzerinde zıplatıp oynatmaya çalışmış, bir ay boyunca işkence edilmiş güzel kıza.
Sonra bir gün, Batıkent´ten bir telefon gelmiş HAYKOD´a (Hayvanları Koruma Derneği). Gamze hanım( şu andaki derneğin as başkanı) koşmuş gitmiş, bir küçücük oyuncak ayı! Boyu çöp bidonuna ulaşamıyor; kucağında gezdirmiş günlerce. Geceleri uykusunda sayıkladığına, ağladığına şahit olmuş. Ayıcık güzel ponpon kulakları, düğme gözleri, annesi zannederek onların parmaklarını emişiyle Erkök ailesini kendisine aşık etmiş.
Meyvan bir gün nasıl ettiyse kafesinden firar etmiş, barınak yakınındaki köye inmiş. Fırından gelen sıcak ekmeklerin kokusuna, fırın camekanına buruncuğunu dayamış bakıyormuş. Ahali ´köyümüzü canavar bastı´ diye kürekle, tüfekle, kazmayla ayıcığı önlerine katmış kovalamaktaymış, zavallım son anda kendisini Gamze´nin kucağına atmış
Onun adını şehit Mehmetimiz Meyvan koymuş ama bazı insani değerlerinden yoksun, kendini bilmez hasta ruhlular onu hep anladıkları, tanıdıkları anlamda "AYI" olarak görmüş. Altı yaşındayken kafesinin içinden saçmayla yaralamışlar garibimi. Bir sabah sırtını dönüp, "Uuu, uuu" diye seslenmiş sahiplerine; bir de bakmışlar kurumuş kan. Allahtan dokusuna isabet etmemiş saçmalar. O günden sonra Meyvan, bakıcı ve sevenlerinin dışındaki tüm insanlara güvenini yitirmiş haklı olarak.
Meyvan şimdi yirmi yaşında. Ponpon kulaklı, hafif sarışınca, ışıl ışıl parlayan düğme gözleri varmış. Ankara´ya gittiğimde ziyaretine gittim ama kendi kazdığı doğal ininde uyuyordu. Yemek saatine kadar çıkmaz dediler ben de onu rahatsız etmedim, yine ilk fırsatta onu görmeye gideceğim.
Kendisini göremedim ama içinde özel havuzu bulunan geniş (250m2) tepe üzerindeki ferah kafesini gördüm. Belli ki çok seviliyor, aksi olsa zaten o yaşa gelemezdi. HAYKOD Genel Başkanı sayın Hayriye Erkök´le çok uzun süren sıkı bir dostluk bağı kurmuş ne güzel. Allah onlara sağlıklı uzun ömürler versin de birçoklarına örnek olacak bu dostlukları hiç bitmesin.
Meyvan´ın acıklı başlayan hikayesi bence mutlu bitmiş ama şimdi nedenini bir türlü çözümleyemediğim, içimi isyanlarla dolduran bir haber aldım. O´nu, öksüz kızı onca yıl yaşadığı alıştığı ortamdan koparıp, Karacabey´e göndermek istiyorlarmış. Sözde orda doğal ortamında mutlu olacakmış! Yirmi yaşındaki bir ayıcık, öncelikle beş altı yıl uyum sağlaması için dar bir beton kafeste( 12m2) tutulacak, sonrasında da kendi cinslerinin yanına salınacak. Ben değil, uzmanlar bunun, alıştığı ortamdan koparılmasının yanlışlığını, hatta hayatına mal olabileceğini beyan ediyorlar. Hala niye bu inat? Yolculuk sırasında verilecek narkozdan çıkamama gibi bir olumsuzluğu da cabası. Meyvan´ı altın kafese de koysanız o yine de vatanım diyecek. Lütfen artık onu rahat bırakın! Ülkemizde hayvanlarla ilgili sayısız sorun varken bu mutlu ayıcık ile bu kadar acımazsızca uğraşmak neden?
Lütfen Meyvan’ın sesi olun , 20 yıldır anne bildiği Hayriye Erkök’ten , yuvasından koparılmaması için Çevre ve Orman Bakanlığı’na ( veyseleroglu@gmail.com, veyseleroglu@tbmm.gov.tr ) onun adına seslenin. MEYVAN’I ANKARA’DA, 2 aylıkken geldiği ve 20 yıldır yasadığı evinde yaşlılığını huzurlu bir biçimde sürdürmesi, bundan sonra da taciz edilmemesi için gerekeni yapmasını talep edin.
Sevgi ve saygılarımızla,