Meslek, Gelecek ve Azim

15 Temmuz Perşembe günü merakla beklenen LYS sonuçları açıklandı. Bazı öğrenciler sevinçlerini aileleri, öğretmenleriyle paylaştı. Gösterdikleri çabanın, çalışmanın, emeğin sonuçlarını kendilerinin mutlu olacaklarını düşündükleri mesleğe kavuşmak olarak alacaklar.

Türkiye biricisi olan öğrenciyi heyecanla ekranlarda izledik. Dikkatimizi çeken, çok önemli bir başarıyı yaşayan öğrencinin heyecanının bize, ne kadar sakin, coşkusuzmuş gibi görünmesiydi.Başarısını düzenli çalışmaya borçlu olduğunu söyleyen bu öğrencimizin sakin sevincine şaşırmadım dersem yalan olur.Bu öğrencimizin kendisini, başarısında katkısı bulunan, ailesini, kendine emek veren tüm öğretmenlerini coşkuyla kutluyorum.

Sınava hazırlık uzun bir süreç, tıpkı maraton gibi. Maraton ismi eski Yunan? da Marathon meydanında Ispartalıların ve Yunanlıların yaptığı savaştan gelir. Savaş meydanının Atina?ya uzaklığı 42 kilometredir. Meydanda savaş başladığında Atina?ya haber vermesi için bir kişi yollanır. O koşarak Atina?ya gider, haberi zamanında ulaştırır; fakat ölür. Bu uzaklık daha sonra maraton yarışları için kullanılan mesafe olur. Maraton yarışı stratejik bir yarıştır. Yarışa başlarken öne geçmenin bir önemi yoktur. Çünkü yarış uzundur. Yarışın en kritik noktası 20 ile 25.km arasıdır. 20 kilometreden sonra yarışçının kaslarında şiddetli ağrılar başlar. Ağrılar 25. kilometreye kadar artarak devam eder. 25. kilometre kritiktir. Kendini iyi ayarlar ve 25. kilometreyi geçebilirse yarışmacı yarışı bitirebilir. Bu yarışta 26. kilometre aslında yeni bir başlangıçtır. Önemli olan yeni bir başlangıç için vazgeçmemektir. Vazgeçmeyenler sınavda hedeflerine ulaşabilen maratonculardır.

Azimli çalışmalarının sonuçlarını alan bu öğrencilerimizi şimdi bekleyen doğru tercihler olacak.

Tercihlerimizi belirlerken hayalleriniz öncelikli olacak. Her insanın kendine göre hayalleri vardır. İleriye dönük. Bu hayaller insanın geleceğini etkilediği için hayati bir önem taşır. Çocukluğumuzdan beri benliğimizde çeşitlendirdiğimiz arzular, istekler, ileriye dönük hedefler, bizleri hayata hazırlamanın başlangıcını oluşturur. Tabii ki çocukluğumuzdan beri, benliğimizde çeşitlendirdiğimiz hayaller insanı dünyaya getiren anne ve babanın, ailenin desteğiyle yol bulur. Beklenilen bu destek sağlanmazsa birey geleceğe dair iyi bir hayat kurmak için fazla çaba sarf etmek zorunda kalır. Kendi ayakları üzerinde durabilme ve hayata dair bir başarı kazanma çabasıyla hareket eder. Hele bir de azimli bir insansa ve ille de ?başaracağım? diye inliyorsa, bu onun başaracağının en güzel kanıtı olur. Ulaşmak istediği hedefe, ne kadar zor inansa bile bu yine ona büyük mutluluk verir. En güzel mutluluk zoru başarmakta saklıdır. Ona destek verecek kişi sayısı çok az olsa bile. Azimli bir insanın ileriye dönük belirli bir hedefi varsa, bunu kendi çabasıyla zor da olsa başarmak ister. Tabi bunun yanında kaybetme korkusu, sıkıntılı geçen günler, acılar, sevinçler, öfkeler yaşanacaktır. Sonuçta hayatın içinde her türlü acı, öfke sevinç ve üzüntü saklıdır. Bunlar kalbinin her atışında ayrı bir heyecan kazandırır. Hayaline ulaştığında ise azmin meyvesi, tadından yenmez.

Hedefine ulaşan insanın bu başarısına sahip çıkması da çok önemlidir. Gerçekleştirdiği azmine sahip çıkmak onu daha da güçlü kılacaktır. Güçlü olmak ayakta dimdik durabilmektir.

Geçen hafta, yurtdışında yaşayan bir dostum İzmir?e gelirken havaalanındaki gözlemlerini şöyle anlatmıştı.?Neredeyse tüm gençlerin ellerinde dizüstü bilgisayar var. Elinde kitap olan tek kişi ben vardım. Bir grup genç bir aradaydı ama birbirlerinden habersizdi. Önlerindeki bilgisayardan neredeyse başlarını hiç kaldırmadılar. Benim yaptığımın modası geçmiş bir hareket, orta yaş insanına özgü bir davranış olduğunu gördüm.?diye şikayetleniyordu.

Sanal dünyanın hızla tüketilen hayalleriyle büyüyenler, umarım geleceklerine daha sıkı tutunurlar.