mehmet özceylan'DAN

yemenisindeki dansözü gösterdi annem, babam oralı değil!
doğma büyüme manisalıymışız, yedi göbek en az.
dedimdi bir şiirde, delikanlıdır biraz, durmadan taş çıkarır babam.
oysa hiçbir elma bıçaksız soyunmaz, yakışmıyor biliyorum;
üstelik bir türlü alışamadım kışa, esneyip duruyorum:

nedense kimse, benden iyi şair olacağını sanıyor.
babam ne kadar dergi varsa karıştırıyor, hâlâ umutlu!
oysa ne kadar elmasız şiir varsa hepsi bıçak gölgesinde.
dedim ya, elmalı şiirleri hamdi yazır?dan beri anneme ısmarlıyorum!
hem sana ne be adam, değil mi? hangi dergi elma baskı yapmamışsa.
yok, illa benden adam olacak, at! avrat! şiir!

şimdi, bu soluk durup sıkıştırıyor köşeye beni, gel de deli ol!
kim bilir alnımda kanayan acıyı, hem şair olsam kaç yazar?
mesela yukarıdaki dizeler üç şıklı bir test kitabında soru olabilir, bana ne!
ne anlarım şiir dilinden, üstelik daha kaşlarım kırılmamışken.
bir kentin karnından konuştuğunu senden başka kim bilir şiir içici?
söyle senden daha iyi kim gözlük takıp şapka çıkarabilir yanındaki kaldırıma!
bilmiyorum, üstelik daha hiçbir dergide boyumu ölçmedim, kitaplar kısa?

annem ve babamı ne zaman bir şiirde ansam kardeşim kıskanıyor.
hem öyle böyle değil, adını bilmediğim sepetteki yumurta kızıyor hemen.
beşi beş kuruştan bir şair bozuntusu kesiliyor (, pardon bu dize olmadı.)
ya da üstüme üstüme yürüyor altımdaki duvar, bildim bileli baba yadigarı!
kısacası editör abi, bu şiir sakız çiğnerken yazıldı, kusura bakma; ama
aynı anda iki işi görebilirim ya! mesela sevişirken sen gelirsin aklıma, şaşmam.
dur canım hemen kızma, sen değilsin tabii, öyle de kıvırtkandır yazıcıları bu işin!
demem o değil aslında, ben anlamam şiirden falan asıl derdim? kapak olsun!

insan insanı aynada kırar. herkes anladı bir sen anlamadın baba! kutsal su mu bu:
neden sevilir üstelik bir şiir, kil tabletlere kazıyormuş bir şair şiirini, duydum.
o yüzden işte, şiir kazıyor hâlâ. ben hiç şiir kazmadım editör, anla işte baba.
dangur dungur yalnayak başı kabak dolandım durdum ortalıkta, annem buna kızar.
sanırım bu şiirde ne babama ne de anneme aldırmadan susmalıyım:
gece, kitaplığımdaki en yanlış öykücüyle yakaladım bir şiiri, nasıl sıkıldım!
neyse ki adı geçen öykücü sizlere ömür bir yüzyıl kadar; ama üzüldüm yine de.
dediğim gibi bende yalan yok anlamam şiirden, ama güzel çiğdem çitlerim, duyurulur!

geçenlerde i.berk?le uyuyakalmışız; ben, sevgilim, bir de sokak kedisi. nasıl terlemişim:
sayıların rüyasını gördüm; mesela 1?i kendini asıyordu. 3, damdaki kemancı.
babamı da gördüm rüyamda, şiir yaz diye bıçak çekiyordu üstüme gerinip!
üstelik hangi duaya fal kapatsam telvesi yırtık bir kadın bir yerde iki küfür.
(şimdi editör alla sen söyle, yukardaki dize de mi olmamış? benden bu kadar!)
başım birkaç yerinden beri çatlaktır, çocukluğum şahit, aynalar bilir. (bak bu oldu!)
arada çıkarıp yaralarımı gösteririm sevgilime, hangi kadın dayanır buna? (bu olmadı!)
kadınlar konusunda da ustadır şair alayı, oldum olası anlamadım kadınları.
bak şimdi doğrusun, bir tek kim bilir, ötesi sayıların darmadağın rüyası.

elma en değerli madendir, işlemesini bilene diyorum! ya da sallıyorum:
(bu çok doğru bir dizedir sevgili yazıcılarımız, hadi bilemedin kazıcılarımız.)
neresinden tutsak türk şiirinin, orasında top oynuyor çocuklar, gülerekten?
konuyu çok dağıttım biliyorum?hani önemsizdi bir şiirde konu, anladığımdan değil!
sakın yanlış yormayın, sizin işinize karışmam ben! hep üstüme iyilik sağlık?
hani sesti, imgeydi, zarttı zurttu falan; noldu, zoruna mı gitti editör?
haaa? bu arada bir de adam çalıştırıp fitne yetiştiren şiir bozucuları var güzel ülkemde.
ne kadar dağılırsa dağılsın konu bana ne! anmadan geçemeyeceğim:
kurs diliyorum o kursları başarıyla bitiren adam olan o koca kürekli yüreklere?
babam çok kalp krizi bu satırları üzerimde yakalasa. yazık adamcağıza be!

kıssadan hisse editör; sen sen ol, şiir falan kazımaya kalkma bu alemde.
bir şiirin olacaksa beni bekle, sadece bekle. eyvah! bu kış üstüme üstüme?
yani bu halde; değil anneme getirdiğim bir kilo elmayı düşünmek, yarısı çürük!
değil bu şiirin hangi kapıdan geri döneceğini düşünmek. babam nasılsa iyi bıçak!
hangi şair bana yine ne küfürler edecek alla sen, toplu çocuklara gülerek.
durmadan test kitapları karıştırıp dize aşırmalar varken sakın yırtınma be sevgilim.
senin koynundayken hangi ara bir şiirle kırıştırdım da üstüme kaldı bu esnemek?
işte görüyor musun, yine annem, yine babam, biraz kardeşim; ama çokça editör,
küfrü de unutmamak gerekir, şiir kazmayacak olan inadım, koca kürekliler falan
deli etti de oturdum bunları yazdım sana, sabaha yırtmazsam başucumda,
DAN!