Kıraç ve Sararan Beyazlıkta * Turgay Gönenç

Yüzümde azalan ne
Azalan değil eskiyen belki de
Bir soru işareti mi yoksa
Biten bir günün alacasının yansıması mı alnında
Kanayan bir sevda sureti mi
Sabahın ikonunun solan yaldızında
Eskiyen yitmiyor sanırım acı onda

Yüzüm ki her zaman bir kentin haritasıdır
Belki de ondan yalnızlığın boşluğa dönüşmesi
Şimdi labirentler arasında
Arada bir sevinç sarsan bir sevda tutkusu
İlkyaz kırlarının sedefi yansısa da
Yine hep o donuk ve taşlaşmış gidip gelişler
Sevdaları da ölümleri de uğurlayışımızda
Bakıyorum da bir o anda dostlarla aramızda ortak bir payda.

Kendi suratım gibi hiç bakmadım sana
Bir insanın tarihini yazar gibi çıktım yola
Bir coşkunun dönüştüğü hüznün kaçınılmazlığını
Yıkımlar ne anlatır ki kentin akıntılarına
Bulmak için yanıtını kopmalar boyunca
Adsız ve harfleri düşmüş bir kitabı taradım
Buldum o kıraç ve sararan beyazlıkta
Yazılmamış olan acıları
Sanırım yeni papirüsleriyiz biz
Çürüyeni yazacakları çürütenlerin
Ama bir utkuyu anlatır gibi coşkuyla
Oysa görmeden yeşereni küçüğüm
Yol alan yeni yüzlerdeki acının kuytularında

(Kuşların Göçerken Çizdikleri?nden)