Kasaba Sanat * Edebiyat Dergisi

2011 Türkiye Yerel edebiyat Dergileri Albümü'nde yer alan dergilerden biri Kasaba Sanat Dergisi hakkında derginin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni olan Emine Kuşoğlu şunları diyordu:
“Son dönemlerde, toplumun hemen her kesiminde nitelikli sanat-edebiyat ürünlerine karşı bir ilgisizlik, kayıtsızlık; giderek bir soğukluk, sinsi sinsi yerleşip yaygınlaşmaktadır.
Bu gelişme karşısında, yalnız sanat-edebiyat-kültür adına değil; fakat toplumun geleceği adına da kaygılanmamak elde değil.
2011 yılında ilk kez okurlarına seslendiğinde Kasaba Sanat Edebiyat ve Kültür dergisi göçmen kuşları örnek alarak ?kuşlar kadar olabilmek için merhaba? demiştik. Göçmen kuşlar göçtükleri yurda armağan götürürlermiş! Gagalarına ve her bir tırnağına birer zeytin tanesi kıstırarak başlarlarmış zahmetli yolculuklarına… Yolda, gagalarına aldıkları zeytinin birini yerler; diğerini ise vardıkları yere armağan ederlermiş! Dağlarda, ıssız tepelerde gördüğümüz o yabani zeytin ağaçları, işte o kuşların bize sundukları armağan imiş! O göçmen kuşlar derlermiş ki;
?Şimdi, varacağımız yere eli boş gitmek yakışık almaz… Orada aylarca barınıp duracağız… Borçlu kalacağız ne yapsak da! Hiç değilse çam sakızı çoban armağanı.??
Kasaba Sanat Edebiyat ve Kültür dergisinin çıkış bildirgesini özetlersek: Yaşadığımız topluma dünden bu günlerden edebi, tarihsel, kültürel birikimlerimizi geleceğe aktarmak, Yaşadığı yere güzel ve kalıcı katkıları olmuş, iz bırakmış kişileri anmak, tanıştırmak. Yöresel etkinlikleri işlemek, edebiyat ve sanatın ustalarını eserleriyle birlikte halka tanıtmak ve kaynaştırmak en önemlisi de genç yazar ve ozanların eserlerine yer vererek onları güçlendirmek ve yeni yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlamaktır.
Dergi kapağında ve iç sayfalarda görselliğe dayanan resim, karikatür, heykel, fotoğraf sanatı da kullanılmaktadır. Ayrıca kasabamızdan derlenmiş özgün türkülerimiz notalarıyla beraber müzik sanatını da tamamlamaktadır. Mevsimsel sayılarla üç ayda bir güz, evvel bahar, yaz ve kış sayılarıyla okurlarıyla buluşmaktadır. Kasaba Sanat bildirgesindeki amaçlarını kutsal bir görev bilip bu konudaki çalışmalarını ciddiyetle sürdürmektedir.”
Bu güzel dergi 2012 kışında altıncı sayısını çıkardı.

İÇİNDEKİLER

Kasaba Sanat?ın Çıkışı / Fevzi Gökkaya
Salim Örge Üç Anı ? Üç Ders / Fikri Çalışkan
Gecenin Yorgunluğu / Mehmet Sadık Kırımlı
Tanyarık / Levent Tuğrul
Ah Lena / Aziz Küçük
Çaresi Çıra ? Her Şeyi Anlarım Kıl Dönmeleri Hariç / Arif Madanoğlu
Roman ve Öykülerimdeki Turgutlu / Hüseyin Peker
Kasaba: Ömrümün Gizli Tarihi / Timuçin Özyürekli
Üç Yazar ve Romanlarındaki Kadınlar / A. Arda Kuşoğlu
Çoğalma / Asım Öztürk
Küreselleşme (Globalizm ve Müzik) / İsmail Hakkı Tuyun
Şizofrensiz Kovalamaca / Mert Öztürk
Zor Aşk / Hasan Hüseyin Yalvaç
Öğleden Sonrası Ömrün / Oğuz Tümbaş
Unutma beni / İnci Erol
Seni Unutmama İmkansızlığı Üzerine / Recai Atalay
Yeşil Kırlar (Çeviri) / Sıtkı Salih Gör
Kara Tren / Kaya Başar
Tanık / Coşkun Şimşekli
Üç Gün Yaşadım / Ahmet Yılmaz Tuncer
Güvercin Adımları / Hakan Sürsal
Böyle Denmez de Ondan / Uğur Çınaroğlu
Muamma İşaretler / Kübra Cılız
Kül Eşiği / Y. Emre Şahinler
Bir Film Öyküsü ve ? Hasan Tahsin / Mehmet Genç
İçsel Bir Konuşma ve Serzeniş 04.00-05.30 Arası ? Hülya Senday Tuncer
Pilav Günü / Fatma Karagöz
Yaşlılık Renkleri / Emine Y. Kuşoğlu

YAŞLILIK RENKLERİ

Yaşlılık; çivide boyanmış
Yağ tenekesindeki kadife çiçeği kokusu
Gelir siner üstümüze

Güneş sıcağında
Merdivende
Yumulup uyuyan kedi
Gelir oturur dizlerimizde
Raftaki bir öykü kitabının
Üzerine ödünç aldığı tozunu saklar
Gelir tozar başımızda

Son tomurcuğuna güvenip
Sonbahara kafa tutan
Beyaz bir gül
Gelir düşer saçlarımıza

Annesinin eteğine
Kirli suratıyla tutunmuş
Elma yanaklı çocuk
Gelir gölgelenir peşimizde

Cebimizde
Horoz şekerlerimiz var yine
(Emine Y. Kuşoğlu)

Pencere Söyleşileri / Ensar Sargın
Ah Kasaba Ah Kasaba / İbrahim Acet
Ekmeği Üşüyor Afrika?nın / Fikri Çalışkan

Dergiden bir başka şiir: (İhsan Topçu yazmış)
KALBİNDEN KANIYOR ZAMAN

Haydi bir yerlere gideceksek gidelim
Sen gelirsen bilirim güzel gelirsin
Sesinde bahar tomurcukları
Dünyanın bütün gölleri yol alır ırmaklara
Tenime değdiğinde kadife tenin

Bir keman taksiminde dantellenen
Çöl hüznü benimkisi
Yok içinde ne kadar var olabilir insan
Bak bitiyor dünya
Kalbinden kanıyor zaman
Geç kalma sakın bir yerler de kalmaz bize sonra
İlle de dokunuşun diyorum