Sabah mısın
Uzun yolda gördüm seni
Kurtlanmış çikolatanın bodur ağacın ardında
Sıcaktı kırdı bahardı
Doygun ve kalıcıydı gecenin piyadeleri
Bekliyorduk
Bize dönüktü atları
Uzamıştı yüzleri evlerimize kadar
Sessiz ve kalabalıktık
Nasıl geldin
Ayrıntısız uzantısız doğrudan
Uyardın esneyen boşluğumuzu
Yabanıl kuşları gördün ve kavimler göçünü
Toprağın titrediğini
İlk bebeği ve çığlığı
Çivilenmiş yalnızlığı buzul ormanlarında
Ve doğacak olanı doğmamışın karnında
Nasıl sıyrıldın elinden bilgenin ve ozanın
Sonluya dönüştüren sonsuz değişkenliği
Kıstırıveren usuldan
Mavi yeşil ve kırmızı sözcüklerle
Sofrayı kurduk kaldırdık
Sakladık zeytinini
Yirmi mumluk ampullerde garlarda
Ambarında geminin
Biraz şaşkın
Ne de olsa çizgidışı bir dölünden gecenin
Bakmayı bilmez kendine
Acıkmıştır şimdi dedik
Ne çok armağan getirdin bize
Şöyle bırak yarım kalmış şiiri
Yakalanmamış bakışı
Çözülmemiş yazıtı da
Çiviye asabilirsin sisi
En çok korkunun bir de sevinin kıpırdandığı
Karanlık çağlardan beri
Sabah mısın sabah mısın sabah mısın
Sen o musun