Karaova Düğünü

Geçimsizliğin sonunda yaşanan acı bir olay ve bir aile trajedisi. Kafacalı Hüseyin?in türküsünde biz bunu görmekteyiz. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen halen yörede canlılığını koruyan bu olaya konu olmuştur bu türkü.
Hacı Gümüşoğlu Hüseyin varlıklı, çevresinde sayılan ve sevilen bir kişidir. Hüseyin?in bu konumu kayınbiraderi Murat?la aralarında sürekli çekişmeye sebebiyet vermektedir. Günlerinin çoğu ise dargın geçmektedir. Gene uzun bir dargınlığın ardından iki yakın akraba barışırlar. O sırada Karaova?a yapılacak olan bir dost düğününe her ikisi de davetlidir. Düğün günü yaklaşınca Hüseyin ile Murat birlikte Karaova?ya gitmek üzere yola koyulurlar.
Milas?a vardıklarında Hacı Gümüşoğlu Hüseyin?in en sevdiği dostlarından Süvari Hakkı?nın evinde bir gece konuk olurlar ve ertesi günü tekrar yola koyulurlar. Murat eniştesi Hüseyin?i öldürmeyi planlamıştır ve fırsat kollamaktadır. Yalnız eniştesinden çekinmektedir. Murat eniştesinin üzerinde silah olup olmadığını anlamak için ona şöyle bir soru sorar: ?Enişte bıçağın varsa ver de şu şişeyi açayım.? Hüseyin?in cevabı ise: ?Murat tabancadan başka bir şey taşımadığımı sen iyi bilirsin ? olur. O sırada bunu söylerken Hüseyin üstünü yoklar ve ?Eyvah! Murat tabancam Milas?ta kalmış dönüp, alsak mı? der. Murat ta ?Enişte biz çeteciliğe mi, eşkıya avına mı gidiyoruz, ne gerek var dönüşte alırız.? şeklinde konuşarak ikna eder.
Hüseyin?in silahsız kalması Murat?ı daha çok cesaretlendirir. Karaova?ya vardıklarında davul ve zurnalarla karşılanırlar fakat büyük ilgi Hacı Gümüşoğlu?na gösterilir. Gerek çalgıların ve gerekse düğün sahiplerinin ilgisinin Hüseyin?in üzerinde toplanması Murat?ı gene kıskançlığa iter. Meydanda tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra düğün adeti gereği güreş başlar. Pehlivanlara için ?Hey? çekme şerefi de Hüseyin?e verilmiştir. Hüseyin pehlivanların sırtını sıvazlayarak ?haydi aslanlarım Allah güç versin? dediği anda kayınbiraderi Murat?ın bıçağının kasığına girdiğini hisseder. Üçüncü darbede bıçağı tutar ama parmakları kesilir.Eli kan içinde yere yığılırken ?beni vuran bizim Murat?tır?diye bağırır. Bu arada Murat kaçmıştır.
Hacı Gümüşoğlu Hüseyin ağır yaralı bir vaziyette Muğla Devlet Hastanesine kaldırılır. Ancak beş gün yaşar ve aldığı yaralardan ölerek Kafaca Mezarlığı?na gömülür. Bu olay üzerine yakılan Karaova türküsünün bestesi Çelik Usta?ya aittir. Bazı kaynak kişiler ise bu türkünün Kemancı Tahir Erdinç?e ait olduğunu söylemektedir.
Türkünün sözleri yörede iki değişik şekilde karşımıza çıkmaktadır.

Karaova düğünü gece kuruldu,
Varır varmaz güveyin adı soruldu,
Pehlivanlar meydana çıktı soyundu,
O zaman Hacı Gümüşoğlu vuruldu.

Yapma Murat yakışmaz senin şanına,
İnsan eniştesinin kıyar mı canına.

Karaova?ya vardım güle oynaya,
Aziz arkadaşımı eve koymaya,
Acımadın mı Murat beni vurmaya,
Al kanlar içinde kabre koymaya.

Yapma Murat yakışmaz senin şanına,
İnsan eniştesinin kıyar mı canına.

Al atımın gemini kimler bağlasın,
Bir oğlum var dünyada yadigar kalsın,
Kanlı gömleğimi karım alsın,
Bakıp ağladıkça beni hatırlasın.

Yapma Murat yakışmaz senin şanına,
İnsan eniştesinin kıyar mı canına.

Diğer bir şekli ise:

Kafaca?dan çıktık iki arkadaş,
Ben sandım Murat?la iki kardeş,
Karaova düğünü gece kurulur,
Güvey de eve girmeden Hacı Gümüş vurulur.

Yapma Murat yakışmaz senin şanına,
İnsan eniştesinin kıyar mı canına.

Hüseyin Ağa?nın kısık içinde tarlası,
İçinde sular harlasın,
Söyleyin oğlum Fettah?a hakkım arasın.

Yapma Murat yakışmaz senin şanına,
İnsan eniştesinin kıyar mı canına.

Murat söktü kamayı meydana daldı,
Taraklı tabancam Milas?ta kaldı,
Uzundur Karaova?nın çamları,
Ilgın ılgın akar Hacı Gümüş?ün kanları.

Söyleyin anneme kandiller yakmasın,
Oğlum Hüseyin diye yollara bakmasın,
Al atımın gemini kimler bağlasın,
Ela gözlü Şefika?mı kimler eğlesin.

Yapma Murat yakışmaz senin şanına,
İnsan eniştesinin kıyar mı canına.