İlköğretim için İngilizce Programı (4, 5, 6, 7 ve 8. Sınıflar)

Hazırlayanlar:
Prof. Dr. Aydan ERSÖZ
Prof. Dr. Abdulvahit ÇAKIR
Yrd. Doç. Dr. Paşa Tevfik CEPHE
Yrd. Doç. Dr. Bena Gül PEKER
Dr. Neslihan ÖZKAN
Öğretmen B. Candan BÜGE
Öğretmen Demet ÖZMEN

Günümüz dünyasında çok dillilik özendirilmektedir. Çünkü ülkelerin, uluslararası ilişkilerini, sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda daha ileri götürmek için yabancı dil bilen insanlara ihtiyacı vardır. Ülkemizde İngilizce öğretiminin amacı zaten anadilleri aynı olan Türklerin kendi aralarında iletişim kurmalarını sağlamak değil, Türk vatandaşlarının diğer ülke vatandaşları ile anlaşmalarını sağlamak için ortak bir dili etkin şekilde kullanmalarına hizmet etmek ve bu sayede ülkemizin politik, bilimsel, askeri, ekonomik ve sosyal alanlarda hak ettiği ileri düzeye çıkmasını kolaylaştırmaktır.
Dil öğretiminde son yaklaşımlarda dikkatlerin “üründen” “süreç”e kaydığını görüyoruz. Son yıllarda öğretmen merkezli yaklaşımlardan öğrenci ve öğrenme merkezli yaklaşımlara geçildiğini göz önüne alarak, program tasarımlarında süreç odaklı yaklaşımların benimsenmesi gerektiği söylenebilir. Süreç odaklı yaklaşımlardaki temel hipotez, her dil davranışının altında, öğrencilerin söylemi anlamak veya üretmek için kullandıkları belirli beceri ve stratejilerin olduğudur. Öğrenme ortamı önemlidir çünkü öğrenciler öğrenme ortamlarında yeteneklerinin ve potansiyellerinin farkına varırlar. Öğrenmenin nasıl meydana geldiğini anlamak da çok önemlidir çünkü bu, öğrencileri hedef dil görevleri ile kendi başlarına başa çıkmaya özendirir. Böyle bir şey öğrenciye bağımsız çalışmayı öğrettiği için ders dışında da öğrencilerin işine yaramaya devam eder.
Amaç, öğrencinin dili doğru ve uygun kullanma yeteneğini artırmak olduğu için, program geliştirme yaklaşımlarının güçlü yönleri bir araya getirilerek, izlence türlerinin hepsinden yararlanılabilir. Böylelikle ortaya çıkarılan program yaklaşımına karma yaklaşım denmektedir. Bu program da yapısal (dilbilgisi yapıları), durumsal (iletişim ortamları), konu odaklı, kavramsal/işlevsel (Dilbilgisi Kuralları/Kavramlar+Yapılar ve Kullanım/Tutarlı Söylemde İşlevler), süreç/görev odaklı (öğrencinin gerçek dünyadaki dil problemleriyle ilgili görevler) ve beceri odaklı (dilsel ve akademik beceriler) yaklaşımlardan yararlanılmıştır.
Karma tip program geliştirme modeli kullanıldığında, Avrupa Dil Pasaportunu (ELP)’ nun programla kolayca bütünleşebileceği görülmektedir. ELP, öğrencilerin iletişim yeterliklerini geliştirmeyi amaçlayan her yabancı dil programını desteklemektedir. Dolayısı ile programda iletişimsel yön (işlevler ve kavramlar) bulunmalıdır. Ayrıca, ELP’in pedagojik işlevleri – dil öğrenme sürecini öğrenciler için daha saydam yapmak, düşünme ve kendini değerlendirme kapasitelerini geliştirmelerine yardımcı olmak ve böylece yavaş yavaş onların kendi öğrenimleri için daha çok sorumluluk üstlenmelerini sağlamak – dil öğretimindeki çağdaş yaklaşım ve yöntemlerde vurgulanan öğrenmeyi öğrenme ve eleştirel düşünceyi geliştirme konularıyla da örtüşmektedir. Bundan dolayı, gerek dil gerekse çalışma becerileri ve görevler programda yer almalıdır.
Bu program için Sarmal format (cyclical format) tercih edilmiştir. Çünkü bu format öğrencilerin ve öğretmenlerin aynı konuyu birden fazla çalışabilmelerini sağlar. Bu şekilde bir konunun bir defa ele alınıp sonra unutulmaya terk edilmesi önlenmiş olur ve aynı konu değişik zamanlarda değişik görünümlerle tekrar edilerek pekiştirilir.

Hangi yaşta olurlarsa olsunlar çocukların anlaşılır, gelişim düzeylerine uygun, farklı kaynaklardan tekrar edinilen, ve doğru (uygun kelime seçimi ve telaffuz ile dilbilgisi olarak düzgün) girdiye ihtiyaçları olduğu unutulmamalıdır. Çocuklar dili işlevsel ve iletişimsel yönü ile öğrenmek isterler. Ancak dilin doğru olarak modellenmesi ve çocuğa pratik yapmak için bol bol fırsatlar verilmesi gerekir. Çocuğun dili kullanırken kendini rahat hissedebilmesi için sınıf ortamının destekleyici ve güdüleyici olması gerekir. Buna ek olarak iletişimsel ve gerçekçi dil kullanımı da çocuğun dili kullanması için daha doğal bir ortam yaratacaktır. Çocuğun bilgi sahibi olduğu konuları temel almak ve bunlar hakkında sık sık konuşmak yararlıdır. Çocuk yanlış yaptığında direk düzeltme yerine uygun ve zengin dönüt verme (doğal iletişim akışını bozmadan düzeltme ve dönüt verme) yöntemi seçilmelidir.
Çoğu öğretmen, çocukların grup çalışmasından (diğer öğrencilerle çalışmaktan) hoşlanacaklarını düşünür. Ancak durum böyle değildir. Bir eşle veya grupla çalışmak pek çok sosyal beceriyi gerektirir. Bazen özellikle çok küçük yaştaki dil öğrenen öğrenciler tek başlarına çalışmayı tercih ederler çünkü paylaşmak ve paylaşarak çalışmak uygun sosyal gelişim düzeyi gerektirir. Çocuklar başkalarının bulunduğu bir ortamda bir şeyler yapmaktan hoşlanırlar fakat ben merkezli oldukları için bireysel etkinlikleri tercih ederler. Takımlar halinde oyun oynamak, işbirlikçi ve destekleyici çalışma için gerekli olan sosyal becerileri artırmak ve birbirlerine yardımcı olabilmeleri için çocuklara bol bol fırsat verilmelidir.
Tablo 1: 10-12 yaş
Özellikler Sınıf içi uygulamalar Gereksinimler
Çok uzun süre dikkati bir noktada toplayamazlar Farklı tip alıştırmaların kullanılması önerilir Dikkat ve sorumluluk isteyen işlerle uğraşma fırsatı verilmelidir.
Çevreyle ilgili artan bilgi birikimine sahiptirler. Daha geniş yelpazede konu başlığı kullanılabilir. İnternetten veya diğer kaynaklardan bilgi edinmek için girişimler ve araştırma cesaretlendirilmelidir.
Öğrenmeyi daha ciddiye alırlar. Sorumluluk verilebilir ve bağımsız öğrenme yolları öğretilebilir. Bağımsız hareket edebilme şansı tanınmalıdır.
Yetişkin değil çocukturlar. Sınıfta güvenli bir ortam yaratılmalı, gülüp eğlenmeye fırsat verecek alıştırmalar yapılmalıdır. Öğretmenin onların ihtiyaçlarına ve ruh hallerine duyarlı olması gerekir.

Yaş gruplarıyla daha işbirlikçi bir tutum sergilerler. Daha fazla grup çalışması yapılabilir. Derste kendi kendine çalışma, eşli çalışma, grup çalışması gibi değişik gruplamalara yer verilmelidir.
Bilişsel, motor ve sosyal becerilerin gelişmiştir. Daha zorlayıcı etkinlikler kullanılmalıdır. Zeka oyunları türünde alıştırmaları severler.
Kendi öğrenme stratejilerinin farkına varırlar. Bireysel farklılıkları göz önünde tutan alıştırmalar kullanılmalıdır. Öğrenme deneyimlerini kişiselleştirebilme şansı verilmelidir.

Ergenlik, 11-12 yaşından başlayarak 5-6 yıl süren, beyin ve bedenin değişmesiyle sonuçlanan bir dönemdir. Diğer bir deyişle ergenlik, bir değişim, araştırma ve keşfetme dönemidir. Bu dönemde genç, bireysel deneyimlerini artırır, kişiliğini keşfeder, ahlaki değerleri ve sosyal kuralları sorgular ve bilişsel becerilerini geliştirir. Ergenlik zaten zor bir dönem olduğu için bu gruba öğretmek de kolay değildir. Bedensel ve zihinsel birçok değişim geçirmekte olan ergen, alışkanlıklarını, zevklerini, aile içi ve okul içi ilişkilerini yeniden yapılandırmaktadır. Bir yazar, büyümeyi “eğlence gibi basit bir kavramın yerini başarı ve başarısızlık, hayal ve gerçek, özgürlük ve sorumluluk, toplum ve birey, ahlak ve ahlaksızlık, ruh ve beden gibi kavramların aldığı yeni bir dünya” olarak tanımlamaktadır.
Doğal olarak, ergenler için bireysel ve kültürel özellikleri dikkate almadan genelleme yapmak tehlikeli olacaktır. Ergenin olgunlaşma düzeyinde kültürden kültüre ve bireyden bireye belirgin farklılıklar vardır. Ancak, bu gruba öğretmenlik yapacak kişi esnek ve sabırlı olmalıdır. Ayrıca, sınıfta bir grup dinamiği yaratmak en az uygulanan dil etkinlikleri kadar önemlidir. Bilindiği gibi etkin dil kullanma becerileri kazanmak sosyal becerilerle yakından ilgilidir.
Aşağıda ergenler etkili öğretim için bazı öneriler verilmiştir:
• Ergenlerin çoğunluğu pop müzikle ilgilenir. O halde onların hoşuna giden müziği kullanarak dili öğretmek daha ilgi çekici olacaktır.
• Ergenler havalı ve karizmatik görünmeyi severler. Bu sebeple spor, medya ve eğlence gibi alanlardan konular kullanmak hoşlarına gidecektir.
• Ergenler, diğer insanlarla değişik ilişkiler kurmayı keşfederler. Bu sebeple grup çalışması, bireylerin daha az gergin ve daha çok işbirlikçi bir atmosferde sınıf arkadaşları ile etkileşimde bulunmasına olanak verecektir.
• Ergenler kişiliklerini (bazen birden çok kişiliğe sahip olabilirler) tanımlamaya başlamışlardır. Rol yapma etkinlikleri, ergenin başka birinin kimliğine bürünerek rahatça değişik duyguları ifade etmesine yardımcı olur.
• Büyüme sürecinin en önemli unsurlarından biri de bireyin kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenmeyi öğrenmesidir. Dil öğretiminde ise öğrenme stil ve stratejilerinin farkına varma, ergenin kendi öğrenme sorumluluğunu üstlenmesine yardımcı olacaktır.
• Ergenler ilgi duydukları alanlarda detaylı bilgiye sahiptirler. Bu sebeple öğrencilerin sınıf dışı ilgi ve bilgilerini derse aktarmalarını sağlamak yararlı olacaktır.
• Çeşitlilik, sınıfın tekdüze yaşantısına renk getireceğinden farklı etkinliklerin kullanılması, derse ilginç ve esprili bir hava katılması önerilmektedir.
• Ergenler, bedenlerindeki değişiklikleri keşfetme sürecinde olduklarından sınıf içinde hareket etme fırsatı veren etkinlikler tercih edilmelidir.
• Sınıf içinde seviye açısından değişiklikler olabilir. Ancak iyi sınıf yönetimi becerileriyle donatılmış bir öğretmen çok kalabalık sınıflarda dahi sıkıntı çekmeyecektir.
• Türkçe kullanımından kaçınılmalıdır. Ancak öğretmen yabancı dilde başa çıkamayacağını düşündüğü çok ciddi bir disiplin sorunu ile karşılaştığında Türkçe kullanabilir.
• Oyunlar sınıfta dil kullanımı için anlamlı bağlam yaratılması, etkileşimi tetiklemesi, yarış ve eğlence havası yaratması bakımından yararlıdır. Ancak öğretmen oyun kurallarını kısa ve anlaşılır şekilde açıklamalıdır. Bu yaş grubu için akıl ve mantık oyunları idealdir.
Ergenler, çocuklara oranla daha az ilgidir. Ayrıca daha çok disiplin sorunu çıkarabilirler. Bunun sebebi kısmen öğretmenin en baştan öğrencilerle iyi ilişkiler geliştirmemesi, öğretmek istediği bilgiler ile öğrencilerin öğrenmek istediği bilgiler arasında iyi bir köprü kuramamış olmasıdır. Eğer öğretmen iyi iletişim kurabilirse, öğrencilerin derse katılmaya istekli hale gelmelerini sağlayabilir.
Her türlü dil becerisi etkinliği bu grup için kullanılabilir. Ancak öğretmen aşağıdaki hususlarda dikkatli olmalıdır:
• Öğrencilerin tahmin ve çıkarım yapma becerilerini kullanarak derse katılımlarının artırılması,
• Simulasyon ve dramatizasyon etkinliklerini kullanılması,
• Oyun, popüler şarkı, bilmece, bulmaca, fıkra gibi çeşitli etkinliklerin kullanılması,
• İkili çalışma ve grup çalışması yapılması,
• İyi tanımlanmış ve daha önce denenmiş etkinliklere yer verilmesi,
• Öğrenci otonomisini artıracak beceri geliştirme ve eleştirel düşünme çalışmalarına olanak sağlanması,
• Öğretmen konuşma süresinin en aza indirgenmesi ve öğrenci konuşma süresinin artırılması.

Bir öğretmen velilerden destek almadığı sürece birçok sorunla uğraşmak zorunda kalır. Bu nedenle öncelikle ebeveynler dil öğretimi alanında gerçekleşen yenilikler konusunda bilgilendirilmelidir. Ancak bu sayede okulun dil öğretim politikasına, öğretmenin kullandığı yöntemlere ve tekniklere müdahale etmemeleri sağlanabilir. Bu ebeveynler muhtemelen daha önce yaşamış oldukları dil öğrenme tecrübesini anımsayarak kendi tanış oldukları yöntemleri ve teknikleri öğretmenlere empoze etmeye çalışacaklardır. Bir iki saatlik öğretmen veli görüşmesi öğretmeni bir yıl boyunca dil öğretimi konusundaki yanlış kavramlarla ve yanlışlıklarla uğraşmaktan kurtaracaktır.
İkinci olarak velilerden çocuklarının dile ve diğer kültürlere karşı ilgi duymalarını sağlamaları için destek istenmelidir. Aileler çocuklarına ikinci bir dili konuşmaya ne kadar çok değer verdiklerini belirtmek durumundadırlar. Eğer mümkünse çocuklarına yabancı dille ilgili kitap, video ve diğer malzemeleri temin edebilir, eğer söz konusu yabancı dili biliyorsa çocuklarına ödevlerinde ve proje çalışmalarında yardımcı olabilirler.
Amacımız öğrencilerin ve öğretmenlerin her zaman İngilizce konuştukları bir sınıfa sahip olmaktır. Fakat bu başarılması zor bir hedeftir. Aşağıdaki öneriler yararlı olabilir;
İlk olarak, çocuklarla tüm dersi İngilizce yürütülebilir. Fakat İngilizce kullanımı ilk dersin başından itibaren tutarı olmalıdır. Tutarlı dil kullanımı (örneğin; her gerektiğinde “Open your books!” demek ve değişik kalıplar kullanmamak) çocuğun anlamasını kolaylaştırır. Ayrıca anlamı açık hale getirmek için çokça beden dili ve mimik ve jestler kullanılmalıdır. Tonlama ve vurgu da anlamı zenginleştirir. Disiplin bile İngilizce sağlanabilir. Çünkü onaylanmayan bir durumu öğretmen sesi, bakışları ve duruşuyla ifade edebilir. Türkçe kullanılmasına gerek yoktur.
İkinci olarak, çocukların dil pekiştirme aktiviteleri hariç birbirleriyle konuşurken Türkçe kullanacakları gerçeğini kabul etmeliyiz. Ayrıca çocuklar İngilizce kullanımına hazır oluncaya kadar öğretmenleriyle konuşurken Türkçe kullanacaklardır. Öğretmen Türkçe konuşan çocuğu anlamıyormuş gibi davranmamalıdır. Ancak İngilizce öğretmeni olduğunu düşünerek sadece İngilizce konuşmalıdır. Bu yolla çocuklar için de iyi bir model oluşturacaktır. İngilizce iletişim kurulabildiğini göreceklerdir. Sınıf içi aktiviteler haricinde çocuklara İngilizce konuşmaları için asla baskı uygulamamalıdır. Eğer çocuk Türkçe konuşuyor ise öğretmen ona İngilizce karşılık vermeli ve İngilizce iletişim kurmayı özendirmelidir.
Üçüncü olarak, öğretmen Türkçe kullanmak için kendisine mazeretler bulmaya çalışmamalıdır (talimat çok uzun ve zor olduğu için bunu Türkçe olarak veriyorum gibi). Dili basitleştirilmeli, eğer yine de anlaşılmıyorsa göstererek veya örnekleyerek anlatılmalıdır. Öğretmen, Türkçe iletişim kurarsa, öğrenciler için İngilizcenin çekiciliği ve iletişimsel değeri ortadan kalkacaktır.
Son olarak, öğrencilerin zekaları ve becerileri küçümsenmemelidir. Yukarıdaki önerilere bağlı kaldındığında öğrencilerin konuşulan İngilizceyi anlama becerileri gelişecektir. Aynı zamanda kendi anlama becerilerine daha çok güvenir hale geleceklerdir.

LÜGATÇE

Bu lügatçe, müfredatta sıklıkla kullanılan İngilizce terimleri öğretmenlerin anlamasına yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Lügatçe de, öğretim teknikleriyle, etkinliklerle veya görev türleriyle, değerlendirme yollarıyla, dönütle ve benzeri şeylerle ilgili terimleri bulabilirsiniz. Terimler alfabetik sırayla verilmiştir.

Antonyms / Synonyms: Öğrencilere kelime grupları verilir ve bu kelimelerle eşleşen zıt anlamlıları veya eş anlamlıları bulmaları istenir. Bunlar genellikle sözcük öğretimi ya da alıştırma çalışmaları olarak kullanılır.

Art and Craft activities: Bu etkinlikler, çocukların hayal gücünü ve yaratıcılığını harekete geçirir. Ayrıca el-göz koordinasyonu gibi beceriler geliştirmelerine yardımcı olur. Bir saat ya da kukla yapımı bu tür etkinliklere örnektir. Fotoğraf çerçevesi, kart, maske, kukla, kitap ayracı, takvim, ve benzerlerini de başka örnekler olarak gösterebiliriz. Kitap yapma, renklendirme, çizim noktaları birleştirme v.b. de sanat ve el sanatları aktiviteleri olarak gruplandırılabilir.

Brain Gym: Beyin jimnastiği, eğitici kinesioloji olarak da adlandırılır. Bu, sağ ve sol beyin bütünleşmesini daha da kuvvetlendirmenin ve böylece öğrenmeyi iyileştirmenin mükemmel bir yoludur. Beyin jimnastiği her bir elimizi ters yöndeki dizimize değdirme ya da kollarımızı ayaklarımızı vücudun önünde çaprazlamak gibi fiziksel aktiviteleri içerir. Bu tür kısa etkinlikler, tıpkı sınıf öğretiminde, ya dersin başında ya da sonunda bir tempo değişikliğine gerek duyulduğunda enerji vericilerinin kullanılabilmesi gibi, durum kırıcı alıştırmalar olarak da kullanılabilir. Nefes egzersizleri, öğrenciler sakinleşmeye ihtiyaç duyduklarında, beyin jimnastiği egzersizleriyle birleştirilebilir. Müzik, nefes egzersizlerine hoş bir katkı sağlar. Ayrıca müziğin sınıfta pek çok başka uygulamaları da olabilir.

Chain Drill: Her öğrenci, soru sorar, cevaplar ve bu şekilde öğrenciler bu kontrollü alıştırmayı zincirleme olarak yaparlar.

Choosing a New Identity: Öğrencilerin bir yabancı dili öğrenirken o kültürle özdeşlikler kurarak hedef kültürün bir parçası olması, öğrenmeye çok yardımcı olur. İsimler ve meslekler seçebilirler. Kısaca yeni bir kimlik ve yaşam benimseyebilirler.

Cloze Passage (Test): Sınıf içi okuma işini daha iletişimsel hale getirmek için bir okuma metni, her beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci veya dokuzuncu vs. kelime çıkarılarak verilebilir. Bu okumada akıcılığı artırmak içindir. Öğrencilerin, boşlukları doldurmak amacıyla, bağlama bakarak, boşluğa gelecek kelimenin sözdizimsel, anlambilimsel v.b. yönleri hakkında tahminler yapmak yapmaları beklenir.

Communicative Activities: İletişimsel Dil Öğretimi, iletişim gerektiren gerçek yaşam durumlarından yararlanır. Öğretmen, öğrencilerin gerçek hayatta karşılaşabilecekleri bir durum oluşturur. Herhangi bir etkinliğin iletişimsel olması için ya bilgi boşluğu ya da fikir boşluğu olmalıdır. Bilgi boşluğu aktiviteleri, bir öğrencinin, diğer öğrencilerde olmayan bir bilgiye sahip olduğu aktiviteleri belirtir. Fikir boşluğu aktiviteleri, başkalarının bir konuda ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini öğrenmeye çalışmayı içerir ve farklı düşünceler tartışılır. Problem çözme aktiviteleri de iletişimsel aktiviteler olarak tanımlanır. Sosyalleşme amaçlı konuşmalarda bu grupta yer alır.

Conversation Practice: Öğretmen, öğrenciler hakkında bireysel sorular sorar. Bu şekilde, öğrenciler hedef dili pratik yapma şansı bulurlar. Öğrenciler de arkadaşlarına kendileri hakkında bireysel sorular sorabilirler.

Cooperative Learning: İşbirlikçi öğrenme, çeşitli performans düzeyindeki öğrencilerin birlikte küçük gruplar halinde ortak bir amaç için çalıştığı bir öğrenme yolunu belirtir. Öğrenciler, kendilerinin olduğu gibi birbirlerinin öğrenmelerinden de sorumludurlar. Böylece bir öğrencinin başarısı diğerlerinin de başarılı olmalarına yardımcı olur.
Öğretmenler, öğrenciler akademik yeteneklerine göre mümkün olduğunca heterojen olarak karışsınlar diye üç, dört veya beş üyeli gruplar organize etmedir. Öğrencilerin, gruplarını, arkadaşlık veya kliklere dayanarak oluşturmalarına izin verilmemelidir. Grupların azami derecede heterojenliği sağlanınca ve diğer gerekli şartlar yerine getirilince, başka öğretim stratejilerinde nadiren görülen düzeylerde etkileşme ve başarılı olma şansı artmaktadır. Ayrıca farklı bakış açılarına karşı daha hoşgörülü olma, diğerlerinin fikirlerini ve duygularını göz önünde bulundurma ve diğerlerinin konumlarını daha fazla anlama eğiliminde olurlar. Öğrenciler, kendi öğrenmelerini ve gruplarındaki diğer herkesin öğrenmelerini güvence altına almak için işbirliği yaparlar. Her bireyin ve grubun tüm üyelerinin akademik öğrenme başarısı üzerine yapılan bu vurgu, işbirlikçi öğrenme gruplarını diğer grup görevlerinden ayıran bir özelliktir.

Critical Thinking: Bir amaca yönelik düşünmedir (bir görüşü kanıtlama, bir şeyin ne anlama geldiğini yorumlama, bir problem çözme). Eleştirel düşünme, öğrenme ortamında işbirliğini cesaretlendirici ve rekabeti körüklemeyen bir düşünme yöntemidir. Temel eleştirel düşünme becerileri, analiz, yorum, öz düzenleme, sonuç çıkarma, açıklama ve değerlendirmedir.

Dictation: Öğretmen bir metni, değişik hızlarda 3 kez okur. İlk okuma normal hızda yapılır ve öğrenciler sadece dinler. 2. kez, öğretmen metni cümleler halinde okur, öğrenciler duyduklarını yazarlar. Son olarak öğretmen metni normal hızda okur, bu da öğrencilere yaptıklarını kontrol etme fırsatı verir.

Discovery Technique: Amaç öğrencilerin dilbilgisi kuralını adım adım keşfetmesidir (ödevler, dil farkındalığı aktiviteleri, resimler, sorular v.b.). Böylece hem biçim hem de anlamı, bağlamdan çıkarabileceklerdir. Öğrencilere kuralları söylemektense, yönlendirme yoluyla onlardan çıkarım yapmalarını istersek neyi ne kadar anladıklarını rahatlıkla görebiliriz.

Drama and Dramatization: Drama kelimesi, sadece dönem sonu oyunu anlamına gelmez. Çünkü bu anlamda düşünüldüğünde dramanın olumsuz gibi görünen endişeli öğrenciler ve aşırı yorgun öğretmenler yönü akla gelir. Bu durumda gururlu ve mutlu olan sadece ebeveynlerdir. Aslında, drama sadece sahneleme olmayıp dil öğrenme sürecinin eğlenceli bir parçasıdır. Drama, çocukların okulda öğrendikleri basit ve mekanik dili, kişiliklerini katarak, özümsemelerini ve sevmelerini sağlar. Yabancı bir dili konuşurken utangaç olan çocuklara, arkasına saklanacakları bir karakter verir. Bu bakımdan, belki de, dramatize etmek, “drama”dan daha uygun bir sözcüktür.
Dramatize etmek, çocukların aktif öğrenmelerine katkıda bulunur. Bu yolla öğrenme, dili sıkıcı alıştırma veya tekrarlarla öğrenmeye göre daha anlamlı ve hatırlanabilir kılar. Drama ve drama aktiviteleri kullanmanın, dil öğreniminde belirgin avantajları vardır. Çocukları konuşmaya teşvik eder ve onlara beden hareketleri ve yüz ifadeleri gibi sözsüz iletişimle, sınırlı bir dil birikimiyle bile iletişim kurma şansı verir. Drama, çocukların bedenlerini, akıllarını, duygularını, dil ve sosyal iletişimlerini bir çok düzeyde kullanmalarına olanak veren bir etkinliktir.
Bir metni dramatize etmek, oldukça motive edici ve eğlencelidir. Nihai ürün, yani sahneye konacak eser, bellidir ve çocukların bunu bilmeleri onların kendilerini güvende hissetmelerini ve belli bir hedefe doğru çalışmalarını sağlar. Çocuklar dramada kendileri rol alabilirler veya kukla kullanabilirler.

Feedback: Dönüt verirken, öğrenciler biçimden çok anlama odaklanmalıdır. Odaklanma, öğrencilerin neyi doğru yaptığı üzerine olmalıdır. Böylelikle kendilerini motive olmuş hissederler ve dili korkusuzca kullanmayı sürdürler.

Fill-in-the blank exercise: Öğrenciler boşlukları öğrendikleri yeni kelimelerle veya sınıfta öğrenilen yeni bir dilbilgisi yapısını kullanarak doldururlar. Boşluk doldurma aktivitesinin başka bir versiyonu diyalog doldurmadır. Öğretmen diyalogun bazı satırlarını boş bırakır ve öğrencilerin bu boşlukları doldurması beklenir.

Games: Oyunlar oldukça motive edicidir çünkü eğlenceli ve ilginçtir ayrıca uğraş gerektirirler. İşbirliğini güçlendirir ve artırırlar. Ayrıca çocukların dünyasının doğal bir parçasıdırlar. Tüm dil becerilerinde uygulama yapmak ve dil öğelerini sunmak için kullanılabilirler. Oyunlar, gerçek konularda, öğrencileri anlamlı ve kullanışlı bir dille donatma imkanı sağlayan çok değerli araçlardır.

Jazz chants: Kısa şarkılar ve tekerlemeler, ritmi eğlenceli bir şekilde kullanan kısa şiirlerdir. Dersin durağanlığını giderdiği için öğrenci motivasyonunu artırır. Tekrar için eğlenceli bir yol oluştururlar. Öğretme aşamaları Şarkılarda (Songs maddesine bakınız) belirtilenlerle aynıdır.

Jumbled Sentences: Öğrencilere, bir metnin veya diyalogun cümleleri karışık sırayla verilir ve onlar doğru sırayı bulmaya çalışırlar (ikili ya da grup çalışmalarına daha uygundur).

Learner Autonomy: Öğrenici özerkliği, öğrenici özgürlüğü veya kendi başına yönetilen öğrenme olarak tanımlanabilir. Öğrenmede bağımsızlık, insanların sınıfta ve sınıf dışında kendi öğrenmeleri üzerinde daha fazla kontrole sahip olmalarıdır ve dil öğreniminde özerklik, dili öğrenme amaçları ve dili öğrenme yolları üzerinde insanların daha fazla seçme sansına sahip olmalarıdır. Literatüre göre, öğrenici özerkliği, kişinin kendi öğrenmesi için sorumluluğu kabul etmesi ile başlar. Öğrencilerimizi özerklik konusunda özendirmek için, öğrenme biçimlerini ve stratejilerini kavramalarını ve değişik öğrenme stilleri ve stratejilerinin farkına varmalarını sağlamalıyız.

Map Labelling: Bu teknikle, öğrencilere dinlediğini veya okuduğunu anlama alıştırmaları verilir. Öğrenciler coğrafi özellikleri yazılmamış (dilsiz veya boş) bir haritayla çalışırlar. Öğretmenin talimatlarını takip eden öğrenciler haritadaki tüm coğrafi özellikleri bulup işaretlerler.

Memorization: Öğrenciler, atasözleri, şarkı sözleri, tekerleme gibi, kısa metinleri ezberlemeye özendirilir.

Miming: Vücut hareketlerini, jestleri ve yüz ifadelerini bir mesajı ifade etmek için kullanmak demektir. Tahmin oyunu olarak ya da dilin sözsüz hareketlerle nasıl kullanıldığını göstermek için kullanılabilir.

Minimal Pair: Sadece bir farklı sese sahip olan diğer yönleri özdeş olan iki kelimeden oluşur. Öğrenciler kelimelerde anlam değişikliğine yol açan farklı sesleri belirleyebilmelidir.

Question and Answer Drill: Öğrenciler öğretmenin sorduğu sorulara çabucak cevap verirler. Amaç soru kalıplarını pratik yapmaktır. Resimler kullanılabilir.

Reading Comprehension Questions: Öğrenciler, okuma parçasını hangi düzeyde anladıklarını ölçen aşağıdaki 3 farklı türdeki soruları cevaplarlar:
a. Metinde açıkça verilen bilgileri isteyen sorular
b. Cevapları metinden çıkarılması gereken sorular
c. Öğrencilerin pasajı kendi deneyimleriyle bağdaştırmalarını isteyen sorular

Reading Aloud by Students: Telaffuzlarını geliştirmek için öğretmen tarafından bulunan bir metni öğrenciler yüksek sesle okurlar. Bu metin bir okuma metninden, bir oyundan ya da bir diyalogdan bir bölüm olabilir. Sesli okumanın başka bir yolu, öğrencilerin metni farklı ruh halleri ile okumalarıdır. Örneğin, kızgın ya da mutlu bir tarzda okuyabilirler.

Reading Aloud by Teacher: Sesli okuma öğretmen tarafından 2 şekilde yapılabilir: a. Birinci dinleti ve b. İkinci dinleti. Birinci dinleti yavaş ve dramatize edilerek yapılır, öğrenciler okuma parçasını kendilerine dağıtılan ve üzerinde metin ve çevirisi bulunan bir kağıttan takip ederler. Arka planda çalınan müzik, tercihen Romantik dönemin başına ait bir klasik olabilir. İkinci dinletide, öğretmen metni normal bir hızda okur ve öğrenciler gözleri kapalı olarak dinlerler. Arka plandaki müzik, Klasik Barok öncesi döneme ait bir müzik parçası olabilir.

Recognizing Cognates: Öğrencilere her iki dilde ortak olarak kullanılan kelimeleri (cognates) veya öyle görünen kelimeleri fark etmeleri öğretilir. Aynı anlamda kullanılan kelimelere örnek olarak, (true cognates) spaghetti / spagetti, television / televizyon, train / tren sözcüklerini gösterebiliriz.; farklı anlamlarda kullanılan kelimelere (false cognates) ise toast / tost, apartment / apartman, sympathy / sempati gibi sözcükler örnek gösterilebilir.

Rol-play: Öğrenciler, öğretilen hedef dilde belli rolleri oynayabilirler. Onlara roller verilir ve bu rolleri oynamaları için de süre tanınır. Canlandırdıkları kişiler hakkında diyalog da yazabilirler. Örnek olarak, bir partide karşılaşan insanlar rolüne bürünerek konuşmak ya da yazmak düşünülebilir. Amaç öğrencilerin dili doğal bir şekilde kullanabilmelerini sağlamaktır. Canlandırarak okuma, şarkı söyleme ve dramatizasyona da başvurulabilir.

Self-Correction: Öğretmen öğrencileri doğrudan düzeltmez. Bunun yerine, öğrencilerin kendilerini düzeltmeleri için aşağıdaki yollardan birini kullanabilir:
a. Öğretmen 2 seçenek verir (öğrencinin dediği ve doğru cevap) ve öğrenciye ikisinden birisini seçmesini söyler.
b. Öğretmen, öğrencisinin bir hata yaptığını ve ondan düzeltmesini istediğini belli etmek için, sorgulayan bir ses tonuyla öğrencinin ağzından çıkanları tekrarlar.
c. Öğretmen öğrencinin dediklerini tekrarlar fakat hatadan hemen önce durur ve böylece öğrenciye hangi kelimenin yanlış olduğunu belli eder.

Skimming and Scanning: Göz gezdirme (ana fikri bulmak için okuma) ve tarama (özel bir bilgiyi bulmak için okuma), öğrencilerin metinlerden ihtiyaç duydukları bilgileri alabilmesi için hızlı ve etkili tekniklerdir. Bu tekniklerle, bir metni ayrıntılı olarak birçok kez okumak zorunda kalmayız. Genellikle, bir metni ihtiyacımız olan bilgiyi edinmek için okuruz, bu yüzden okurken seçici davranırız.

Small Group Tasks: Öğrenciler, görevi ikişer ikişer veya kümelere ayrılarak yaparlar. Birbirleriyle öğrendiklerini ve yaptıklarını paylaşırlar. Görevler, bilgi-boşluğu; fikir-boşluğu ve mantık-boşluğu (reasoning) aktiviteleri gerektirebilir.

Songs: Çocuklar şarkıları sever ve doğal yaşantılarında birçok şarkı öğrenirler, bu yüzden şarkılar, çocukların kendilerini rahat hissetmelerini sağlar. Şarkılar ve müzik derse çeşitlilik katar. Şarkı, alıştırmaları eğlenceli hale getirir ve öğrencilerin dili bizim onlardan istediğimiz şekilde kullanmalarını sağlar. Şarkı söylemek, neşeli ve stressiz bir etkinliktir ve sınıftaki olumlu öğrenme ortamına katkıda bulunur. Şarkılar dilin hatırlanabilir olmasına yardım eden birçok tekrar içerir. Şarkı kullanımı esnektir. Şarkı, her öğretim amacı için dersin her aşamasında kullanılabilir.

Storytelling / Story Reading: Çocuklar, motive edici ve eğlendirici oldukları için, öykü dinlemeyi severler. Öyküler, öğrenmeyi sürdürmek için ilgi uyandırırlar. Öyküler, hayal gücünü çalıştırarak çocukların kendi yaratıcı güçlerini geliştirmelerine yardımcı olurlar. Çocukların, hayal olanı gerçek dünyayla bağlamalarına yardım eder. Ayrıca, çocuklar öykülerin çoğuna aşinadır. Bu yüzden öykülerle çalışırken alışık oldukları bir bağlamda çalışmış olurlar. Öğretmenler, ayrıca resimli öyküler kullanabilir ve öğrencilerden görsel materyaller kullanarak öyküyü yeniden anlatmalarını isteyebilir.

Tasks: Görev, dil kullanımı için doğal bir ortam sağlar. Öğrenciler birbirleriyle etkileşimde bulunarak ve gerçek dünyadaki davranışları prova ederek bir görevin tamamlanmasına çalışırlar. Görevler, öğrencinin dili araç veya amaç olarak kullanmalarını gerektirebilir. Dilin amaç olduğu görevlerde, öğrenciler dili kullanır ve pratik yapar. Bunlara örnek olarak, başvuru formu doldurma, eşleştirme etkinlikleri ve resimli hikayeler verilebilir. Dilin araç olduğu görevler ise, örneğin bir origami çalışması yapmak veya kart hazırlamak gibi, öğrencinin dilsel verileri izleyerek dilsel olmayan somut bir ürün ortaya çıkarmasıdır.
Task-based Learning: Görev temelli öğrenmede odak, biçim üzerinde fazla durmadan iletişimsel etkinlikleri yürütmektir. Öğrenciler, biçim hakkında endişe duymadan iletişimsel etkinlikler yaparak işe başlarlar. Öğrenciler görevi yaptıktan sonra, onu nasıl başardıklarını rapor eder ve tartışırlar. Dilin biçimsel özelliklerine vurgu ancak en sonda yapılır.

Total Physical Response (Using Commands to Direct Behaviour): Öğrenciler öğretmenden sözlü komutları alır ve uygularlar. İlk olarak öğretmen eylemleri gönüllü öğrencilerle birlikte yapar sonra sadece öğrencilere yaptırır. Bu aşamadan sonra, sınıfın geri kalanı, eylemi ilk olarak öğretmenin yapması kaydıyla gerçekleştirmeye ve daha sonra da öğretmenin sözlü komutlarını dinleyerek yapmaya hazırdır. Sonraki aşamalarda bir rol değişimi olabilir. Öğrenciler öğretmene ya da arkadaşlarına komut verebilirler.

Transformation Drill: Öğrenciler, cümlelerde, soru şeklini düz yapıya, etken çatıyı edilgen çatıya çevirmek gibi değişiklikler yaparlar.

Visualisation: Bu teknik, bir hedefe yönelik çalışmadan gevşemeye (rahatlamaya) kadar bir çok farklı amaç için kullanılabilir. Öğretmen hafif müzik eşliğinde bir metni okur ve öğrenciler gözleri kapalı olarak dinlerler ve istediklerini imgelerler. Diğer bir imgeleme yolu da öğrencilerin bir hedef (outcome) seçip onu zihinlerinde imgelemeye çalışmalarıdır.

NOTLAR

1. Kitapta yer alacak etkinlikler (boyama, kesme-yapıştırma, eşleştirme, bilmece-bulmaca, öykü resimlendirme, el işi ve sanat, noktaları birleştirme, vb.) öğrencilerin gelişim düzeylerine uygun olmalıdır.
2. Programda dinleme becerisi de diğer dil becerileri ile eşit öneme sahiptir. Bu sebeple hazırlanacak kitabın mutlaka CD ile birlikte üretilmesi gerekmektedir. CD kayıtlarının yüksek kalite de olması, İngilizceyi ana dili olarak konuşanlar tarafından doldurulması, fonda bağlama/konuya uygun doğal seslerin olması şartları aranmalıdır.
3. Öğretmen kitabında, ünitelerin A ve B bölümlerinin nasıl işleneceği ayrıntılı olarak açıklanmalıdır.