İbn – Rüşd ( 1126 – 1198 )

İbn Rüşd Endülüslü Arap felsefeci ve hekim, bir felsefe, fıkıh, matematik ve tıp alimi. Kurtuba?da doğdu ve Marakeş, Fas?ta öldü. İbn Rüşd, Maliki mezhebinden fakihler yetiştirmiş bir aileden gelir, dedesi Ebu El-Velid Muhammed hanedanının Kurtuba?daki en yüksek dereceli hakimiydi. Babası Ebu El-Kasım Ahmed, aynı makamı Muvahhidler?in 1146?daki hakimiyetine kadar işgal etti.
Yusuf el-Mansur?un veziri İbn tufeyl tarafından sarayla ve büyük İslam hekimlerinden sonradan arkadaşı olacak İbn Zuhr ile tanıştırıldı. 1160?da Sevilla kadısı oldu ve hizmeti boyunca Sevilla, Kurtuba ve Fas?ta birçok davaya baktı. Aristo?nun eserlerine şerhler ve bir tıp ansiklopedisi yazdı. Eserlerini 1200lerde, Yakob Anatoli Arapça?dan İbranice?ye tercüme etti.
En önemli orjinal felsefi eseri Çelişkilerin Çelişkileri / İnsicamsızlığın İncisamsızlığı ismini taşır ve Gazali?nin Tehafüt-ül Felasife isimli kitabındaki kendiyle çelişme ve İslami mugayir olma iddialarına karşı Aristo felsefesini savunur. Faslu?l-makal ve el-Keşf an minhaci?l-edille isimli iki risalesi de felsefe-din ilişkilerini konu alır. Endülüs?ü 12. yüzyılın sonralarında yayılan fanatiklik dalgasıyla, sahip olduğu bağlantılar kendisini siyasi problemlerden uzak tutmamış ve Kurtuba yakınlarında bir yerde tecrit edilmiş ve ölümünden kısa süre önce Fas?a gidinceye dek gözetim altında tutulmuştur. Mantık ve metafizik alanında verdiği eserlerin çoğu müteakip sansür döneminde kaybolmuştur.

İbn-i rüşd Felsefesi
İbn rüşd?e göre, felsefe öğrenmek dini bir zorunluluktur. Din, var olanlara akılla bakmayı ve değerlendirmeyi zorunlu tutmaktadır. Başka dinlerin ve idolojilerin fikirlerini öğrenmek de aynı şekilde zorunludur. Gerçek her neredeyse alınır ve yararlanılır. Eskilerin kitaplarındaki bilgilerle, dinin bildirdikleri amaç bakımından benzemektedirler.
İbn Rüşd, felsefe ile uğraşanların ve olaylara akılcı açıdan bakanların sapıttıklarını ileri sürenleri eleştirir. Ona göre, akıl ve felsefe, gerçeğe ulaştırıcı en önemli yaşamsal enstrümanlardır. Ona göre islamla felsefe arasında bir çatışma yoktur. Kişinin hem felsefe, hem de din doluyla doğruya ulaşabileceğini düşünmüştür. Kainatın ebediyete ve formların ezeliyetine inanırdı.
Felsefenin temel konusunun varlık olduğunu, felsefenin varolanı, genel bir bütünlük içinde insana verileni incelemeye, açıklamaya çalıştığını savunan İbn Rüşt, bütün varlık türlerinin en tepesinde bulunan yüce bir varlık olarak Tanrı?ya yalnızca var olandan, beş duyu ile algılanıp akıl ilkeleri ile açıklanan varlıklardan yola çıkarak gidebileceğimizi belirtmiştir. Felsefenin, varlık kavramı altında toplanan bütün nesneleri konu edinen disiplin olduğunu belirtmiştir. bu nedenle düşünce sisteminde felsefe, teolojiden önce gelir. Bununla birlikte, felsefe ve teolojiden her birinin kendisine özgü bir fonksiyonu olduğunu söylemiştir.
İbn rüşt en çok Aristo?nun yaptığı, bugün Batı?da pek çoğu unutulmuş, tercüme ve şerhleriyle ünlüdür. 1150?den önce Avrupa?da Aristo?nun eserlerinin birkaç tercümesinden başkası yoktu ve bunlar da din adamlarınca rağbet görüp, incelenmiyorlardı. Batı?da Aristo?nun mirasının yeniden keşfedilmesi, İbn rüşt?ün eserlerinin 12. yüzyıl başlarında Latince?ye tercümesiyle başlamıştır.
İbn Rüşt Aristo üzerine çalışmaları otuz yıllık bir dönemi kapsar ve bu dönem içinde, erişemediği politika dışında bütün eserlerine şerhler yazmıştır. Eserlerinin İbranice tercümeleri de İbrani Felsefesi üzerinde kalıcı bir etki bırakmıştır. İbn Rüşt?ün düşünceleri, hristiyanlık skolastik gelenekten, Aristo?nun mantık çalışmalarına değer veren Thomas Aquinas ve diğerleri tarafından özümsenmiştir. Thomas Aquinas gibi meşhur skolastik filozoflar, ona ismi yerine ?Şarih? ve Aristo?ya da Filozof diyecek yüksek derecede önem veriyorlardı. İslam dünyasında bir okul bırakmamış ve ölümü endülüs?teki serbest düşünce hayatının grubunu işaret etmiştir.
Orta Çağ?ın Avrupalı skolastiklerinin kendisine gösterdikleri saygıdan ötürü, Dante İbn rüşt?ü İlahi Komedya?da diğer büyük pagan filozoflarla beraber, iltifatın üne borçlu olunduğu Limbo?da tasvir etmiştir. İbn Rüşt, Jorge Luis Borges?in İbn Rüşt?ün Arayışı isimli hikayesinde trajedi ve komedi kelimelerinin anlamlarını ararken resmedilir.