Herşey Kendi Elimizde? * Tülin Turbil

13 Mayıs 2013, 19:04
Memleketimden şiddet manzaraları eksilmiyor!

Ülkede siyasi sebeplerle meydana gelen şiddete (Hatay-Reyhanlı), futbolda yaşanan şiddet de eklenince yüzümüz gülemiyor. Tüm halkımıza başsağlığı diliyorum.

Futbolda yaşanan üzücü can kaybından dolayı da Galatasaray?ın şampiyonluk kutlamalarının ertelenmesini de anlamlı buluyorum. Fakat bu dananın kuyruğunun koptuğu nokta.

Bunun öncesinde kaybetmeyi hazmetmesini bilen bir futbol daha da doğrusu spor kültürünü hakim kılmamız şart. Holiganizmi yenmemiz şart! Kazanmak kadar kaybetmenin de olduğunu bilmenin ve bunu da hazmetmenin bir spor kültürü olduğunu bilmemiz gerekiyor.Bu kadar önemsiz sebeplerle insan hayatı sona ermemeli.

Bunları hazmedebildikten sonra kalkıp olimpiyatlara aday olmalıyız diye düşünüyorum. Olimpiyatlar spor kültüründe bir zirve noktası olarak, spor kültüründeki cehaleti kaldırmaz.

Herkes elini lütfen vicdanına koymalı artık. Devleti, yöneticisi, sporcusu, taraftarı?herkes.

* * *

Yazar Stefan ZWEIG?ı bilir misiniz?

Üzerinde yaşadığınız kıtayı terk etmedikçe onu tanıyamazsınız?der sanayici Walter Rahhenau

1907 yılında Berlin?de ki görüşmelerinde Zweig?e. Daha sonraki yıllarda Weimar Cumhuriyeti?nin dışişleri bakanı olacak olan Rathenau ona uzak ülkelere yolculuklar yapmasını önerir.Ve zamanla Zweig?in ilgisini güzel sanatlardan politikaya çeker.

Zweig, Avrupalı bir Avusturyalı idi. Bir dünya vatandaşı. İnsancıldı ve savaş karşıyıydı. İnsan ve yazar olarak özgürlüğüne düşkündü. “Savaşlardan nefret ederim” derdi.Savaşlar yüzbinlerce çocuğu öksüz bırakır. Kaba kuvvet insanların iç dünyasına hiçbir zaman huzur getirmez? derdi.Onun düşünceleri şimdi bile o zamanki kadar geçerli?

Aşağıda bu değerli düşüncelerinden birkaç satır bulacak ve düşüneceksiniz.

Hepinize iyi haftalar dilerim.

?Çünkü insan toplulukları krizlerin altından hiçbir zaman geçici önlemlerle kalkama-

mıştır. İnsanlar sorunlarını sadece ve sadece güçlerini birleştirdiklerinde çözmüşlerdir.?

?Burada tekrarlamak istiyorum, tarih, edebiyatın doruğuna ulaştığı ülkelerde yaşar, güçlenir ve gerçekçi olur.Bir toplum en büyük başarıya, ulusal tarihi dünya tarihinde yer aldığı, ulusal efsaneleri dünya efsaneleri arasına girdiğinde ulaşmış demektir.Önemli olan bir ulusun yaratıcılığından ne kadarını bütün insanlığa verdiğidir.Ulusların sahip olduklarından birbirlerine karşılıklı bir şeyler vermek için yarışacağı o günlerin çok uzakta olmadığını uma-

lım.İnsanlar şiddet kullanarak değil, sanat yeteneğiyle diğerlerine varlığını kabul ettirebilir.

Tarih de şarkılar, şiirler ve efsanelerle hep savaşlardan söz edeceğine bir araya gelen ulusların yükselişlerini gelecek nesillere iletebilir.?

?Bu dünyada hiçbirşey boşuna yaşanmaz:Bütün söylediklerimiz, yaptıklarımız bir an sonra geçmiş oluyor.Şimdiki an derhal geçmiş sayılıyor.Biz insanlar, sürekli gelişmekte olan, hiç sonu gelmeyen bir sahne oyununda sürekli rol alan figüranlar ile oyuncularız.Heyecanla ve saygıyla oyunun sonunu bekliyoruz.Tarihin anlamını kavrayan herkes içinde yaşadığı döne-

min ve kendi varoluşunun anlamını ve önemini kabul etmelidir.Böyle olduğunda her türlü aykırılığa karşın çalışıp çaba gösteren, okuyup yazan her insan bir yaşam amacını yerine getirdiği bilincine ulaşacaktır.Bunu herkes diğerine göre biraz başka yapar, fakat sonunda ulaşılan hedef aynıdır.Goethe?nin şu ölümsüz, her zaman geçerli sözünü de unutmayalım.

?Kendimizi ölümsüzleştirmek kendi elimizdedir.? ?Stefan Zweig