Her Davranışın Altında Olumlu Bir Niyet Vardır * Tamer Dövücü

Bu bir NLP önermesi. Hepimizin mevcut koşullar için de en iyi seçeneği seçtiğimiz varsayımına dayanır. Eğer iki seçeneğimiz varsa en iyisini seçeriz (ya da en iyi olduğunu zannettiğimizi). Ama aynı konuda 12 seçeneğimiz varsa bu sefer ilk duruma göre daha başarılı olma şansımız yükselmiş demektir.
Bu açıklama bizi başka bir noktaya götürür. NLP'de değişim en basit anlatımıyla şöyledir;
Kişi NLPyöntemleriyle mevcut durumdan istenen du ruma doğru değişebilir. Kişinin bunu kendi başına yapamamasının birkaç nedeni vardır;
? İstenen durumun yaratabileceği beklenmedik gelişmeler ve belirsizlik
? Nasıl değişebileceğini bilmemek
? Değişim için kendine bir şans vermemek
? Değişimin kalıcı olacağına inanmamak
? Mevcut durumun pozitif yönleri
? Mantık seviyelerinde daha üst boyuttaki problemler
Burada “mevcut durumun her zaman pozitif bir tarafı, yani kişinin bu durumdan bir çıkarı vardır. Örnek olarak kilo vermeyi alalım. Mevcut durum “tombul bir hanım” olsun. İstenen durumsa “ince bir hanım” olsun. Bu durumda mevcut durumun pozitif tarafları;
? Yemekten alınan tat duygusu ve keyif
? Stres anında zihni birşeyler atıştırarak meşgul etme
? Kilolu olduğunda eşinin onun yiyecekleri hakkında sürekli yorum yapmasından kaynaklanan ilgilenilme duygusu.
? Kiloluyken ondan çok çalışmasının beklenmemesi
? Kilolu olarak eşinden intikam alma
? Kilolu olduğu için eşini aşırı seksten uzak tutma
? Kilolu olduğunda rejim yaparken ve spor yaparken katlandığı zorluklardan uzak durma
? Diyetisyen ve spor salonu masraflarından tasarruf
vb. olabilir.
Eğer mevcut durumdan dolayı kişinin ikincil kazancını gözardı ederseniz, kişiyi değiştirmeniz zor olacaktır. (Çoğunlukla değişim başarılsa bile kalıcı olmaz). Bu durumda, davranışın altında yatan olumlu niyeti bulmanız gere kir.
Eğer kişinin içinde böyle bir iç çatışma varsa, yani bir tarafı ona “bu tatlıları yersen kilo alırsın” derken bir tarafı “saçmalama, bu baklavalar kaçarmı” diyorsa buna NLP jar gonunda benzeşimsizlik (incongruity) denir. Kişi artık hangi seçeneği seçerse seçsin rahatsız olacaktır. NLP'de bu tür durumlar için uygulanan 10 temel teknik vardır. (Yan tekniklerle birlikte 50'yi geçer).
? Çağrıştırıcıları birleştirme ( callapsing anchors)
? Kısımlar arası pazarlık
? 6 adımlık yeniden çerçevelendirme
? Algısal perspektiflerin birleştirilmesi
? Anlaşma çerçevesi
? Bütünleşmiş benlik
? İç çatışmaları çözme kalıbı
? Görsel Squash
? Öz-değişim
? Uçuşan semboller kalıbı
Çağrıştırıcıları birleştirme ve 6 adımlık yeniden çerçevelendirme kalıpları NLP'de ilk uygulanan kalıplardır. (Frogs into Princes'e bakabilirsiniz). Bu kalıplar arasında pratik kullanım açısından farklar olmakla birlikte hepsin de amaç, mevcut durumun altında yatan “olumlu niyete” kar şı çıkmadan onu yeniden şekillendirmektir.
Burada 6 adımlık yeniden çerçeveleme (6-step reframing) kalıbı üzerinde durmak istiyorum. Reframing'interapide kullanımı Virginia Satir ve Milton H. Erickson tarafından uygulamaya konmuştur. Aslında hepimiz çeşitli şekillerde bu yeniden çerçeveleme (veya yeniden anlamlandırma) dediğimiz şeyi yaparız. Bu konudaki en ünlü örnekse Viktor Frankl'ın Nazi kamplarında yaşarken, hep bu olayı nasıl ilerde öğrencilerine ve insanlığa anlatarak, insanlık adına bir hizmette bulunacağını düşünerek ısrarla hayatta kalmasıdır. (Man's search for meaning)
Peki bu işler niye böyle oldu?
Sağ beyin eşleştirerek öğrenir ve beynimizin bir kısmı sürekli olarak olaylara bir anlam vermeye çalışır. Bir kere ona bir anlam verdimi bu kez davranışlarını ona göre belirler. Eğer beynin o olaya verdiği anlamı değiştirirseniz bu na bağlı olarak kişinin davranışlarını da değiştirirsiniz.
Düşüncelerimiz, duygularımız, konuşma ve davranış biçimlerimiz bir süre sonra kendi içlerinde organize olurlar ve kendi içimizde birtakım kısımlar (parts) oluşur. Bu kısımlar sadece sonuçlara ulaşmak için değil aynı zamanda olayları anlamlandırmada da harekete geçerler. Bu anlamlar, alışkanlık haline döndüğü andan itibaren de bilinçliaklımızdan bilinçaltımıza kayarlar. Zaman içinde öyle otomatikleşirler ki bizim temel referans çerçevemizi oluştururlar ve bize zaman ve enerji kazandırırlar. Ancak bu kısımlar, temel problemlerimizide oluştururlar. Çünkü değişen şartla ra ayak uydurmak yerine, alıştığı biçimde davranmaya devam etmeye çalışırlar. Bu eski programları değiştirmezsek onlar bizi yönetmeye devam ederler.
Bu tür kısımlarla ilgili en detaylı araştırmalar ABD'de 1960'larda geliştirilen Transactional Analysis adlı terapi okulunda yapılmıştır. T. A. uygulayıcıları kişiyi çocuk, yetişkin ve ebe veyn olarak önce 3'e sonra alt kısımlarla birlikte 9'a ayırarak incelemişlerdir.
NLP, Geştalt terapisinden de etkilenmesinden dolayı olaya bütün bir sistem olarak bakmış, bu kısımları da, beynin bazı olayları anlamlandırmasından oluşan bir çeşit program (bilgisayar programı gibi) ve/veya programlar sistemi olarak görmüştür.
Watzlawick'e göre;
? Bizim dünyayı tecrübe etmemiz, algıladığımız şeyleri sınıflamamıza göre oluşur
? Bir kez bir olay ya da nesne bir kategoriye konduğunda onu değiştirmemiz artık çok zordur. Bu sınıflama ya “kişinin gerçeği” denir. Ve kişiler zihinlerindeki bu sınıflamaya göre o olaya ya da nesneye “iyi” veya “kötü” dam gasını vururlar.
? Reframing'i bu konuda etkili yapan bu kategorizasyonu değiştirmesidir.
Bandler ve Grinder'ın (NLP'nin kurucuları) sadece reframing'i anlatan bir kitapları vardır. (1982) Reframing burada iki kategoriye ayrılmıştır. Çevre (context) ve anlam (meaning).
Onlara göre, her davranışın doğru olduğu bir yer, çerçeve vardır. Bu davranışın doğru olduğu yeri bulmaya çevre (context) reframingi denir. Çevresel reframing için, “Bu davranış hangi çevrede anlamlıdır?” sorusu sorulur. Örneğin bir savcı, insanı sorgular gibi konuşuyorsa bu mesleği açısından başarılı olabilir. Ancak evde eşine aynı şekilde davranıyorsa bu davranış bu çevrede başarısız olabilir.
Öte yandan, hiçbir davranışın kendi başına bir anlamı yoktur ve siz ona istediğiniz anlamı yükleyebilirsiniz. Bu durum anlam (meaning) reframingi denir ve “Bu davranışın altında yatan olumlu niyet nedir?” sorusu sorulur. Kilo vermekle ilgili örnekte olduğu gibi davranışın altında yatan olumlu niyet bulunmalıdır.
Reframing bir çeşit kandırmaca olarak görülebilir. NLP'de önemli olan sonuçtur. So nuç olumluysa anlamı manipüle etmenin zararı yoktur. Erickson, bunu sık sık kullanırdı. (Ross: 1985, Rosen 1982, Haley 1973) Bu konuda Erickson'dan bir alıntı aşağıda yer almaktadır:
Ağır Durum
“Tıp fakültesindeki öğrencilerimden birisi çok güzel bir kızla evlendi ve evlendikleri gece ilişkide başarılı olamadı. Fakat kendisi çok çapkındı ve şehirdeki nerdeyse her güzel kızla birlikte olmuştu ve hiç böyle bir problem yaşamamıştı. Evliliğinden itibaren iki hafta geçmişti ve hala başarısızdı. Her yöntemi denemesine rağmen hiçbir şey olmadı ve tatsız balayı dönüşü eşi boşanmak üzere avukata başvuracağını söyledi.
Genç adam bu problemle bana geldi. Ona karısının yakın arkadaşlarını aramasını ve bana gelmeye ikna etmelerini söyle dim. Kız geldi ve ben onunla konuşurken oğlandışarıda bekledi. Çok hoş bir kızdı ve ona tüm kötü hikayeyi anlatmasını söyledim. Çekici olduğunu düşünüyordu ve onun yanındayken tamamen çıplak olmasına rağmen, eşi onunla sevişmeyi başaramıyordu. Evlilik gecesi bir kız için kadınlığa dönüşüm gecesidir ve her kadın arzu edilmek ve onun için tek olmak ister. Bu çok ağır birdurumdu ve kıza bu şekilde olayı anlattım.
Ona kocasının kendisine yaptığı komplimanı hiç düşünüp düşünmediğini sordum. Bu onu çok şaşırttı çünkü olaylara ters yönden bakmaya başlamıştı. Ona “Görünen o ki, senin vücudunu o kadar güzel buldu ki bu ağır durum karşısında şaşaladı. Ve sen onu yanlışlıkla yetersiz olarak algıladın. Ve o yetersizdi çünkü senin vücudunun güzelliğini takdir etmede ne kadar yetersiz, aciz kaldığını gördü. Şimdi yan tarafa geç ve olayı tekrar düşün,” dedim.
Sonra eşini çağırdım ve balayıyla ilgili bütün öyküyü anlatmasını istedim. Ve aynı şeyleri ona da anlattım. Ona karısına ne kadar büyük bir komplimanda bulunduğunu söyledim. Daha önceki geçmişinde pek çok hatası vardı ve şimdi doğru kızı gerçekten bulduğunu kanıtlamada yetersiz olduğunu söyledim. Çünkü bu ağır bir durum yaratacak kadar güzel bir kızdı.
Dönüşte eve kadar sabredemediklerini ve arabayı yolun kenarına çekip birlikte olduklarını daha sonra öğrencim bildirdi.”
Erickson burada tüm olayı yeniden anlamlandırırken özellikle “yetersiz” ve “ağır bir durum” sözcüklerinin anlamlarını ikisinin zihninde de değiştirmiştir. Buna benzer yüz lerce örnek mevcuttur. Tabi Erickson'un bunları yaparken hipnoz uygulamadan ama hipnotik dili kullana rak bu sonuca ulaştığını da gözden kaçırmamak lazım.
Ben, Bandler ve Grinder'ın Reframing kitabını 1996 yılında Londra'da okumuştum ve bazı şeyleri kendi üstümde denemek istemiştim. Yaşamımda hızlı bir kariyer gelişimi yaşadım ama hep son anlarda bir şekilde kendimi engellediğimi, çok emek verdiğim işlerde bile son anda vazgeçtiğimi görürdüm. Bunun nedenini hep araştırdım. Bulduğum en akla yakın açıklama “Başarıyı aslında haketmediğime dair bilinçaltında bir inanç olabileceğiydi.”
NLPile tanışıp self-hipnozu öğrenince (o zamanlar sadece hafif transa girebiliyordum) 6-step reframing'i (daha sonra 7-step reframing oldu. Bandler and Grinder 1982) bu konuda denemeye karar verdim. Sonuçlar şok ediciydi. Hafif transta kendime bu sorunun ce vabını sorup beklediğimde içimde cevaplar kendiliğinden gelmeye başladı. Cevap veren kısım daha çocuktu. Eskiden (çocukken) herkesin onu övmesinden, ilgilenmesin den hoşlanıyordu. Ama artık o gitmiş, yeri ne yetişkin gelmişti. Ve o, yetişkinin bütün övgüyü almasından hoşlanmıyordu. O hala çocukça şeyler yapmak istiyor (çizgi roman okumak vb.) ama yetişkin onu ciddi ye almıyordu. O da yetişkini sabote ediyordu.
Ama o yalnız değildi. Bir başka kısım daha vardı. Kendine “koruyucu kısım” diyordu ve amacı beni korumaktı. Na sıl beni koruduğumu sorduğumda şu cevaplar dökülü verdi. “Sen birşeyi başarınca hemen daha zorunu deniyorsun ve birgün başını çok kötü derde sokacaksın. Ben senin başarısız olmanı sağlayarak başını belaya sokmanı engelliyorum.”
İnsan kendi içinde böyle şeyleri duyunca çok şaşırabiliyor.Ancak geçmişteki bu genellemeler peşimizi bırakmı yor. Reframming'le bu problem çözüldü. Diğer yöntemler de işe yarardı. Önemli olan 6-step reframing tekniğinde, bu derin de yatan niyeti bulmak. Onu bulunca çözüm kolay.
Birkaç ay önce büyük bir holdingde genel müdür yardımcısı olarak çalışan bir bey benimkiyle aynı sayılabilecek bir problemle geldi. Onun nedeni de benimki kadar enteresandı.
Genellemenin başına gittiğinde bir darağacı görüyordu. Bu darağacı kimin diye sorduğumda Adnan Menderes'in olduğunu söyledi. Onda ne oluyor diye sorduğumda Babasının “bak büyük adam olursan başına bu gelir” dediğini söyledi. Bu olay 8-10 yaşlarında olmuştu.
6-step reframing'i kişisel değişim uygulamalarında ben kullanmıyorum. Çok daha çabuk ve etkili teknikler kullanılıyor. Ancak bu, tekniğin işe yaramadığı anlamına gelmiyor. Kendi başınıza uygulayabilirsiniz. Bunun için biraz ustalaşmak, beynin alfa durumuna kolayca geçebili yor olması gerek. Meditasyon ve self-hipnoz bu süreci çok kolaylaştırır. Bunun yerine konuşmalarda çevre veya anlam reframingleri'nde ustalaşmak daha faydalı.
Bir sonraki yazıda NLP'nin kurucuları arasında sayıla bilecek Robert Dilts'in bu konudaki görüşlerini ve tekniğin açıklamasını bulabilirsiniz.
Kaynaklar:
Ericksonian Approaches
Rubin Battino, Thomas L. South. 1999, Crown House Publishing
Change
P. Watzlawich 1974 W. W. Norton & Co.
My voice will go with you
Sidney Rosen, 1982, W. W. NORTON & Co.
Frogs into Princes
Richard Bandler and John Grinder; 1979, Real People Press
Reframing
Richard Bandler and John Grinder; 1982, Real People Press
Uncommon Therapy
Jay Haley, 1973, W. W. Norton & Co.
Life Reframing in Hypnosis
E. L. Rossi, 1985, Irvington Publishers